Rusya’nın açığı ABD’yle kapandı!
Geçen yıl 21 milyar doların üzerinde ihracat yapan otomotiv sanayi, Rusya’dan doğan açığını ABD pazarıyla kapattı. Sektör, bu yıl da İran ve ABD’ye odaklanıp hedef büyütecek...
Neredeyse 10 yıldır üst üste Türkiye’nin ihracat şampiyonluğunu kaptırmayan otomotiv endüstrisi, yeni alternatif pazarlara yönelmenin meyvelerini de topluyor. Geçen yılı 21 milyar 156 milyon dolarlık ihracatla kapatan otomotiv sanayi, İran ve ABD’nin de etkisiyle 2016’da 23 milyar doları hedefliyor.
Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Başkanı Orhan Sabuncu, 2015’te euro/dolar paritesinden kaynaklanan 3 milyar dolar kayıp yaşanmasına rağmen, Türk otomotiv endüstrisinin başarılı bir yıl geçirdiğini söyledi. Türk otomotiv endüstrisinin geçen yıl dünyanın 200 ülkesine ihracat yaptığını hatırlatan Sabuncu, “Parite kaybı yaşanmasaydı, otomotiv ihracatı, yüzde 8 artışla 24 milyar doların üzerine çıkacaktı” dedi.
Hedefler büyük
Geçen yıl yüzde Amerika’ya yapılan otomotiv ihracatının yüzde 65 artış kaydettiğini ve 780 milyon dolara ulaştığını kaydeden Sabuncu, “Rusya pazarında kaybettiklerimizi burada yeniden kazandık. Gözümüz yeni dünyada. Bu yıl da çifte haneli büyüme bekliyoruz” diye konuştu.
Rusya’nın, Türk otomotiv endüstrisi açısından son yıllarda hedef pazar olduğunu belirten Sabuncu, bu ülkedeki ekonomik sıkıntılar ve Türkiye ile yaşanan uçak krizi nedeniyle yeni pazarlara odaklandıklarını hatırlattı. Sabuncu “Komşumuz İran’ın küresel anlamda yaşadığı kısıtlamalar sona erdi. Bu ülkede de otomotiv endüstrisinde gidilecek çok yol var. Bu ülkeye ihracatta beklentimiz büyük. Tahran’a sektörel ticaret heyeti göndererek önümüzü daha iyi göreceğiz. Burada temsilcilik açıp, endüstrimize destek olacağız” ifadesini kullandı.
2016 yılı için sektörün 23 milyar dolarlık bir ihracat hedefi olduğunun altını çizen Sabuncu, yeni pazar olarak Amerika’nın da büyük fırsatlar sunduğunu, özellikle buraya ticari araç ihracatıyla başlayan faaliyetlerin hızla geliştiğini anlattı. Sabuncu, Meksika, Cidde, Şangay, Frankfurt, Wolfsburg gibi şehirlerde düzenlenecek önemli fuarlara da milli düzeyde katılımla fırsat arayacaklarını sözlerine ekledi.
Otomotivin ufkunu genişletti...
Dün son yolculuğuna uğurlanan Mustafa Koç, kuşkusuz Türkiye’nin otomotiv sektörünün acı bir kaybı oldu. Koç Holding’in yönetiminde bulunduğu dönemde gerek Ford Otosan gerekse de Tofaş tarihinin en büyük yatırımlarına imza atan Mustafa Koç, her iki şirketin de ar-ga bölümlerinin büyütülmesi ve küresel ölçekte hatırı sayılır büyüklüklere gelmesine imkan tanıdı.
Profesyonel hayatına başladığı yer ve aynı zamanda da Yönetim Kurulu Başkanı olması nedeniyle Tofaş, Koç’un gönlünde farklı bir yere sahipti. En azından, öyle görünüyordu. Nitekim, Fiat Chrysler Automobiles (FCA) CEO’su Sergio Marchionne ile dostluğu, Marchionne’nin Linea’nın Türkiye’deki lansmanı sırasında yaptığı konuşmada “Dear Mustafa” (Sevgili Mustafa) sözlerine de yansımıştı. Mustafa Koç da, ondan “Dostum Marchionne” diye bahsetmekten geri kalmıyordu.
Heyecan içindeydi
Son olarak kendisiyle geçen yıl Frankfurt Otomobil Fuarı’nda biraraya gelmiştik. Öyle şatafatlı bir düzenek yerine, Fiat markasının standında, ayaküstü bir toplantı, açıklama yapmaya gelmişti. Otomotiv editörlerini çevresinde toplayıp, heyecan içinde, Tofaş’ın yeni üreteceği otomobilin Türkiye’deki adının “Egea” olarak kalacağını söylemek istemişti. Çünkü Egea, onun heyecan duyduğu bir projeydi.
Öncelikle yaklaşık 1.5 milyar dolarla Tofaş tarihinin en büyük yatırımıydı. Her ne kadar benzer miktarda bir yatırım, Ford Otosan’ın yeni Transit ailesi için gerçekleştirilmişti. Ancak bu, Tofaş için büyük bir miktardı. İkincisi, Fiat’ın bu yeni model ailesinin platformunu, Tofaş’ın Ar-Ge’si geliştirmişti. Bu, Koç’un, Ford Otosan’da olduğu gibi Tofaş Ar-Ge’sinin de uluslararası işler yapabilecek düzeye getirilmesine verdiği destekle olmuştu.
Bana göre, merhum Mustafa Koç’un heyecan duymasının üçüncü bir nedeni daha vardı... “Yerli otomobil”in çok tartışıldığı dönemde yaptığı açıklamada kendilerinin üretecekleri otomobilin platformunun da tamamen yeni olacağını, herkesin satın alabileceği fiyatlarla satışa çıkacağını söylemişti. Koç, gerek Egea banttan indirilirken gerekse de “AutoBest” ödülünü aldığında, adeta benzer sözleri tekrarladı... “Türkiye’nin dünyaya açılan bu çaptaki ilk binek araç projesi”, “uygun fiyatla tüketicilere sunulan bir otomobil” olmuştu. Yani sözünü tutmuştu, bundan da gurur duyuyordu.
Sedan versiyonun yanı sıra Cenevre’de Fuarı’nda Egea’nın Hatchback ile Station modelleri tanıtılırken, eminim Mustafa Koç’un bu heyecanı ve sözleri de hatırlanacak...
Kaynak: LEVENT KÖPRÜLÜ / MİLLİYET
