Rusya’da da duble yapıp Türkiye dışında 10’a çıktı

Eczacıbaşı Topluluğu, Rusya’da ikinci seramik fabrikasını açtı. Böylece yapı sektöründe yurtdışı fabrika sayısı 10’a yükseldi. Bülent Eczacıbaşı, “Yeni hedef Hindistan ve Afrika” dedi.

Rusya’da ikinci fabrika yatırımına imza atan Eczacıbaşı grubu, ülkede İspanyolların ardından ikinci büyük oyuncu olmak istiyor. Grubun yeni hedefi Afrika ve Hindistan’da yatırım yapmak. Avrupa ülkelerinin ardından Rusya’yı stratejik pazarlar arasında ön sıraya çıkaran Eczacıbaşı grubu, Moskova’ya 100 kilometre uzaklıktaki Serpukhov’a 60 milyon dolarlık yeni seramik, sağlık gereçleri fabrikası yatırımı yaptı. Açılışa Bülent Eczacıbaşı, Faruk Eczacıbaşı, grubun CEO’su Erdal Karamercan ile birlikte Moskova Bölgesi Yatırım ve İnovasyon Bakanı Denis Petrovich Butsaev, Serpukhov Valisi Alexandr Vyacheslavovich Shestun ve Türkiye’nin Moskova Büyükelçisi Aydın Adnan Sezgin de katıldı.

Hedef yüzde 10 pay

Bülent Eczacıbaşı, Rusya’daki ikinci fabrikayı açtıklarına vurgu yaparak “Hedefimiz Rus pazarından yüzde 10 pay alarak sektörün en büyük ilk iki şirketinden biri olmak” dedi. Eczacıbaşı bugün başta Türkiye olmak üzere, Almanya ve Fransa’yı üretim merkezi olarak yönetiyor. Bu listeye artık Rusya’nın da eklendiğini söyleyen Bülent Eczacıbaşı, yapı işinde 16 üretim tesisinden 10’unun yurtdışında bulunduğuna dikkat çekerek, “Yalnız satışlarımızla değil üretimimizle de, dünyanın farklı noktalarında Türkiye’yi temsil etmekten gurur duyuyoruz” dedi.

Türkiye’nin varlığı

Moskova Bölgesi Yatırım ve İnovasyon Bakanı Denis Petrovich Butsaev, Eczacıbaşı’nın Serpukhov yatırımının kendileri için önemine değinerek, şunları kaydetti: “Güvenilir ve iyi partnerleri önemsiyoruz. Bu yatırımlar Türkiye’nin Rusya’daki varlığının sağlamlaştığını gösteriyor. Türk işadamlarına Moskova ve Saint Petersburg’la sınırlı kalmamalarını öneriyoruz.”

Serpukhov, İzmir’in Çeşme ilçesi ile kardeş şehir. Şehrin Valisi Alexandr Vyacheslavovich Shestun de Türkiye’yi bir ev olarak gördüklerini ve tatillerini Türkiye’de yaptıklarını söylüyor. Shestun, Türkiye’de fabrikaları dolaştıklarını ve 20 yıl sonra gördüğü gelişme karşısında şok olduğunu ifade ediyor.

Küçük mekana göre klozet 50 santim oldu

Eczacıbaşı Grubu Yapı Ürünleri Başkanı Atalay Gümrah, Rusya’da yatırım yapma kararı aldıktan sonra 8 yıl geçtiğini şirketi kurmalarının bile 9 ayı bulduğunu söyledi. Gümrah, “Bürokrasi çok yoğun ama potansiyeli yüksek o yüzden o acıyı çektik. Yeni inşaat pazarı büyük. Burada Küçük mekanlara yönelik ürün yapma mecburiyeti var.

Rusya’da metrajlar çok küçük. 40 metrekarelik evler var. Pazarlama bölümünde müşteri görüşmeleri yapmak için ev ziyaretleri yaptılar. Birçok yerde karşılarına 1.5-2 metrekarelik banyolar çıktı. Türkiye’de sattığımız 65 cm klozetleri daralttık ve kısalttık. Burada 50 cm’lere indik. Yüzde 10 Pazar payı hedefliyoruz. Bunun için 22 milyon euro daha harcayarak kapasiteyi büyütebiliriz” diye konuştu.

Grubun Almanya’da 6 fabrikası bulunuyor

- 60 milyon euroluk Rusya yatırımıyla birlikte yurt dışındaki fabrika sayısı 10’a çıktı.

- Rusya’da 2, Fransa’da 2, Türkiye ve Almanya’da 6’şar fabrikası bulunan grubun toplam tesis sayısı 16.

- Yurtdışı yatırımlarının tutarı 300 milyon euro.

- Yurtdışı cirosu 530 milyon euro.

- Grubun 6500 çalışanı var.

- Eczacıbaşı toplam cirosu 6.7 milyar TL.

- 2.4 milyar TL’lik bölüm yapı grubundan geliyor.

Kurun seviyesi cari açığı kapatacak yerde olmalı

Bülent Eczacıbaşı açılış sonrası düzenlediği sohbet toplantısında Türkiye ekonomisindeki beklentilerini anlattı. Üretim açısından makro rakamların iyi, genelde de olumlu bir görünüm olduğunu anlatan Eczacıbaşı, şunları söyledi:

- Geçen sene özellikle aralıktan sonra başlayan çalkantılar karşısında ekonominin kırılganlık gibi söylentilere rağmen performansının sürdürmüş olması, ortaya olumlu tablonun çıkmış olması son derece olumlu. Ekonominin gücünü direncini gösteriyor.

- Bu sene için iç talepten dış talebe kayan bir büyüme, özel sektör yatırımlarının ivme kazanmasını bekliyorum.

- Enflasyonun yüksekliği bir sorun ekonomimiz için. Yüzde 8 olabilir. Ama bu kırılganlık kelimesine çok takılıp bunun bir kriz beklentisine dönüştürmemek lazım. Cari açık sorunumuz nedeniyle bu bir gerçek ama bunun her an gelebilecek bir kriz diye yorumlanması zararlı ve yanlış.
Merkez Bankası’nın faiz indirimi için enflasyonda olumlu bir gelişme beklediğini de belirten Eczacıbaşı, “Şu ana kadar gayet başarılı biçimde yönettiler. Bundan sonra da eminim doğru zamanlamayı yapacaklardır” dedi.

Yüksek kurun ihracat açısından olumlu olduğunu da söyleyen Eczacıbaşı, “Yıl sonu kur hedefi enflasyona paralel gider diye düşünüyorum” dedi. Eczacıbaşı ‘kurun seviyesi ne olmalı’ sorusu üzerine de, Türkiye’de cari açık sorunu var. Kurun seviyesi cari açığı kapatacak seviye ne ise o seviyede olmalı” diye konuştu.

Cumhurbaşkanlığı seçiminin ekonomiyi çok fazla etkilemeyeceği görüşünü de savunan Eczacıbaşı “Ciddi etkileri olacağını düşünmüyorum. Ancak şöyle bir temel sorunla karşı karşıyayız. Hem büyümenin düşüklüğünden şikayet ediyoruz, hem kırılganlıktan şikayet ediyoruz. Dolayısı ile hangisine odaklanacağımızı hep sorun. Seçimler büyümeyi öne geçiriyor” diye konuştu.

Model değişikliği gündeme gelmeli

Eczacıbaşı, Rahmi Koç’un gündeme getirdiği “gelir dağılımı ve orta sınıfın durumuna ilişkin görüşlerini de söyle açıkladı: “Ülkemiz gelir dağılımı açısından olumlu bir tablo sergilemiyor. Orta gelir tuzağı da tartışılıyor. Yeni bir model ihtiyacı tartışmasının odağında bu var. Cari açıkla beslenen, dışardan kısa vadeli fon girişleriyle finanse edilen büyüme modelimizin artık sonuna geldiğimiz gözüküyor. Artık yüksek cari açıkla dahi daha düşük büyüme hızlarına ulaşabiliyoruz.”

Eczacabaşı, ‘Ne yapmak gerekir’ sorusuna ise şu yanıtı verdi: “Reformların ne olduğu sır değil. Eğitim reformu, nitelikli işgücü yaratmak, işgücü piyasalarındaki esnekliği arttırmak, kayıt dışı ekonomiyi azaltmak, küçük işletmelerin etkinliğini arttırmak, inovasyonu özendirmek, yatırım ortamını iyileştirmek gibi yapılması gerekenler var. Kriz sözlerini gündemden çıkartmak ve model değişikliğini gündeme getirmek lazım.”