İslamofobi Avrupa'da son hız yükseliyor

Danimarka'da Aarhus Üniversitesi'nde iki günlük uluslararası bir toplanü düzenlendi: "Avrupa Güvenliği ve İslamcılık". Tartışmalardan şu sonucu çıkarabilirim: Avrupa'da tam bir "İslamofobi" (İslam korkusu) yaşanıyor...

Haberin Devamı

Danimarka'da Aarhus Üniversitesi'nde iki günlük uluslararası bir toplanü düzenlendi: "Avrupa Güvenliği ve İslamcılık". Tartışmalardan şu sonucu çıkarabilirim: Avrupa'da tam bir "İslamofobi" (İslam korkusu) yaşanıyor. Theo Van Gogh cinayeti, Madrid ve Londra bombalan, karikatür krizi derken durum çok vahim boyutlara ulaşmış. Doludizgin medeniyetler savaşına doğru yol alıyoruz.

Avrupalılar tüm Müslümanları aynı kaba koymamaya çalışıyorlar ama bunu becerebildikleri şüpheli. İslam'la değil islamcılıkla mücadele erme iddiasındalar. İslamcılığı, Bolşevizm, Faşizm ve Nazizm gibi "totaliter" ve gerici bir ideoloji olarak tanımlıyorlar. İslamcılığın kendi içindeki farklılıkları göz ardı ediliyor ve Islami hareketlerin demokrasi, insan haklan vb. konusundaki olumlu adımlarının tümü "takiyye" kapsamında değerlendiriliyor. AKP örneğinden hareketle islamcıların demokratikleşebileceğini söylediğinizdeyse "Türkiye istisna" deyip çıkıyorlar.

Dengeler değişiyor
Bu tutum, çok tehlikeli sonuçlara kapı aralayacağa benzer. Çünkü eşit bir durum söz konusu değil: Müslümanlar Avrupa'da azınlık durumundalar ve yaşadıkları ülkelerde en alt katmanlarda yer alıyorlar. Avrupalıların çoğu, Müslüman göçmenlerin kendi ayaklan üzerinde durmalarına, öz kimlikleriyle yaşadıkları toplumlara entegre olmalarına imkan tanımadılar; onların kendilerini gettolara hapsetmelerine de fazla itiraz etmediler. Ancak bu gettoların içinden islamcı hareketlerin doğmasıyla büyük bir telaş başladı.

Aarhus'ta beni en çok üç husus irkiltti:

1) İslamofobiyi Avrupa sağına özgü bilirdim. Aarhus'ta, kendilerini solla, feminizmle, insan haklan savunuculuğuyla tanımlayan, ırkçılığa karşı mücadelede yer almış kişiler arasında da hızla serpildiğini gördüm.

2) Bu kişiler, Müslüman olduklarını söyleyen Avrupalılar'dan da destek görüyorlar. İşte çarpıcı bir örnek: Bir akşam yemeğinde, Cezayir asıllı bir Fransız, şarap kadehini, orada bulunan Hz. Muhammed karikatürlerini ilk yayımlayan Danimarka gazetesi Jyllands-Posten'in kültür editörü Flemming Rose için kaldırdı ve şöyle dedi: "Adı Muhammed olan bir Müslüman olarak, düşünce özgürlüğüne katkılarınız için size teşekkür ederim."

3) Avrupalılar, kendilerini İslamofobik olarak nitelediğinizde çok öfkeleniyorlar.

Bugünün Yahudileri
Toplantıda, Selim Perçinel adlı Türk araştırmacı Rusya'daki İslamofobiyi şöyle bir fasit daireyle tarif etti: Müslümanlara baskı uygulanması-İslami tepki-İslamofobi-Müslümanlara baskı uygulanması...

Perçinel'in, Avrupa'da benzer bir durumun yaşanabileceği yolundaki uyarısı üzerine hemen şu itiraz geldi: "Sorunun kaynağı Müslümanlara baskı uygulanması değil. Selefi-cihadcılarınn (bu tanımlar işportaya düşmüş durumda) terörizmi."

Bugün Müslümanlara yapılanlar, 1930-40'lı yıllarda Yahudüere yapılanları çağrıştırıyor. Ama arada çok büyük bir fark var. Müslümanlar, kendileri üzerinden yeni bir ırkçı faşizmin kotarılmasına hiç de sessiz kalmayacağa benziyor. Galiba Avrupalılar en çok bundan korkuyor.

DİĞER YENİ YAZILAR