28 Mart'ın 'dört' sorusu

AKP ikinci ANAP mı oldu? Şimdilik öyle gözüküyor, çünkü AKP tüm coğrafi bölgelerde etkili bir şekilde varlık gösterip belediye başkanlıkları kazandı

Haberin Devamı

AKP ikinci ANAP mı oldu?
Şimdilik öyle gözüküyor, çünkü AKP tüm coğrafi bölgelerde etkili bir şekilde varlık gösterip belediye başkanlıkları kazandı. Bu bakımdan en sembolik iller Antalya, Adana, Tekirdağ, Zonguldak, Samsun, Aydın, Isparta, İzmit, Gaziantep, Elazığ, Yozgat, Erzurum, Van.

AKP kelimenin gerçek anlamıyla "Türkiye partisi" oldu ama henüz bütün eşikleri tam olarak aşmış olduğu söylenemez. Örneğin İzmir, Çankaya, Kadıköy, Şişli, Bakırköy'deki "laik direnç"i kırabilmiş değil. Halbuki Turgut Özal'ın ANAP'ının laiklik konusunda hassas çevreleri ürkütme diye bir sorunu yoktu, nitekim bu belediyelerin çoğunu 1984'te ANAP almıştı.

AKP'nin aşması gereken bir diğer sorun da Alevilerle ilişkileri. Bu seçim sonuçları, AKP'nin az da olsa Alevilerden de oy aldığını gösteriyor ama iktidar partisi bugüne kadar bu kesime yönelik açık mesaj vermiş değil.

Seçmen, sol defterini kapattı mı?
Ne ana muhalefetteki CHP, ne DEHAP ve ufak sosyalist partilerle birleşen SHP, ne DSP, ne YTP, ne de İP ve TKP oylarını artırabildi. Solda 29 Mart itibariyle cazibe merkezi olarak tanımlanabilecek ne bir parti ya da oluşum, ne de bir lider veya lider adayı söz konusu.

Zaten 28 Mart seçimleri, solun temel sorununun liderlik veya birleşememek olmadığını açık bir şekilde gösterdi. Türk solu kendini yenileyemiyor ve dünyada solun savunduğu değerlere kuşkuyla bakıyor. Örneğin AB, Kıbrıs gibi konularda AKP sol partilerden daha ileri bir noktada. Ekonomide işlerin çok da kötü gitmemesi ve hükümetin sosyal politikalardaki hassasiyeti de solun elini iyice zayıflattı. Sonuç olarak sol diye bilinen partiler Anadolu'da tamamen silinip, sadece metropollerin orta ve üst-orta sınıflarına hitap eder oldular.

Muhalefeti MHP ile DYP mi yapacak?
Çok mümkün. 3 Kasım'da çok sert tokat yiyen bu iki partinin, sancılı kongre süreçlerinden sonra iyice marjinalize olması bekleniyordu ama toplam yüzde 20'lik oy potansiyeline sahip olmaları bu topraklarda Türk milliyetçiliğinin kolay kolay silinmeyeceğini kanıtladı. Özellikle MHP, taşrada milli konularda AKP'yi zorlayabilir.

Sadece milliyetçiliğin değil islamcılığın da, sanıldığının aksine tasfiye olmadığı ortaya çıktı. Necmettin Erbakan'ın liderliği yeniden kaybetmesine, çok sayıda yetişmiş kadrolarını AKP'ye kaptırmalarına rağmen SP, RP'nin yirmi yıl önce elde ettiği oy oranını tutturdu. Bilindiği gibi RP, azimle çalışarak, on yıl içinde yerel seçimlerde zafer elde etmişti.

DEHAP neden geriledi?
Seçimlere SHP çatısında, "Demokratik Güçbirliği" adıyla giden DEHAP, böylece "Türkiye partisi" rüyasını gerçekleştirmeyi umdu. Ama seçim sonuçlan, bunun sadece temenniyle olmadığını, DEHAP'ın yanına kimi alırsa alsın, Kürt olmayan seçmenler tarafından benimsenmesinin zor olduğunu gösterdi. DEHAP Türkiye partisi olamadı ama Güneydoğu'da AKP tam bir "devlet partisi" hüviyetine büründü. Beş yıl önce sağ partilerin rekabeti sayesinde bölgedeki çoğu belediyeyi almış olan DEHAP (o zamanki adıyla HADEP), karşısında sadece AKP'yi bulunca ancak üç ili koruyabildi, Şırnak ve Tunceli'yi kazandı; Van, Bingöl, Siirt ve Ağrı'yı kaybetti. DEHAP Genel Merkezi'nin çizgisine karşı çıkan Osman Öcalan'ın seçim başansızlığını kendi lehine çevirmek istemesi şaşırtıcı olmayacak. Yani bu sonuçlar sadece SHP ve DEHAP'ı değil, PKK (Kongra-Gel)'i, dolayısıyla İmralı'yı da sarsmaya aday.

DİĞER YENİ YAZILAR