Rus istihbaratı hem DEAŞ hem YPG için!

Rus Izvetsia gazetesine konuşan Rusya Savunma ve Güvenlik Komitesi Birinci Başkan Yardımcısı Klintseviç, “Türkiye; Rusya, Suriye, Irak ve İran’ın oluşturduğu gayri resmi keşif istihbarat havuzuna katıldı” dedi. Klintseviç, “Türkiye’ye telsiz dinleme, radyo-teknik ve optik-görsel keşif verilerini gönderiyoruz. Onlar da karşılığında bizimle bilgi paylaşıyorlar. Türklerin çok etkili bir istihbarat servisi var ve Suriye içerisinde de oldukça iyi bir istihbarat ağına sahip” diye konuştu.

Fırat Kalkanı desteği

İngiliz Times gazetesi, anlaşmaya ilişkin yayınladığı haberde, gelişmeyi “Kremlin’in, Erdoğan’ın darbe girişimi sonrası batıya duyduğu öfkeden, çıkar sağlama çabası” olarak yorumladı. Gazetenin haberine göre, Rusya, Türkiye’ye Fırat Kalkanı operasyonunda kullanılmak üzere keşif bulguları da gönderecek. Paylaşılacak istihbaratın, DEAŞ ile PYD/YPG’ye karşı olacağına haberde yer verildi. Times gazetesinin haberle ilgili konuştuğu analistler, Ankara-Washington hattında 15 Temmuz Darbe girişimi sonrası yaşanan çatlağa atıf yaptı. Rusya’nın, istihbarat anlaşmasıyla, bu çatlağı fırsata dönüştürme çabasında olduğu yazıldı.

63. gün

Fırat Kalkanı Harekatı’nın 63.gününde Aktarin güneyinde yer alan 3 meskûn mahalde (Tuways, Al Gharz ve Tlatinah) büyük ölçüde kontrol sağlandı. Ayrıca DEAŞ’ın 76, PKK/PYD’nin ise 15 hedefi karadan ve havadan imha edildi. 4 DEAŞ’lının etkisiz hale getirildiği harekatta 5 ÖSO askeri yaşamını yitirdi, 28’i de yaralandı.

Peşmergeden yayın yasağı!

Musul’un DEAŞ’tan alınması için Irak Ordusu ve Irak Bölgesel Kürt yönetimine bağlı peşmergelerin 17 Ekim’de başlattığı operasyon devam ederken; Peşmerge Bakanlığı’nın isteği üzerine güvenlik gerekçesiyle cepheden Kürt televizyon kanallarının canlı yayınlar yapması yasaklandı. Peşmerge Bakanlığı, Türk ve uluslararası kuruluşların cephelerden operasyonu izleme izinlerini de iptal etti.

13 yer daha alındı

Irak ordusu ise operasyon kapsamında 13 yerleşim yerini daha geri aldığını, 157 teröristi öldürdüğünü duyurdu.

‘Telafer görevi bize verildi’

Irak’ta Şii milis gücü Haşdi Şabi’ye bağlı gruplardan Asaib Ehlilhak örgütü, Musul’un Telafer ilçesini DEAŞ’tan kurtarma operasyonu görevinin kendilerine verildiğini iddia etti. İran’a yakınlığıyla bilinen bu milislerin Bağdat, Tikrit ve Diyala’da Sünni bölgelerinde sivilleri kaçırma ve öldürme girişimlerinin yanı sıra kurtarılan bölgelere halkın dönmemesi için tehditte bulundukları biliniyor. Örgütün, mezhepçi ve intikamcı yaklaşımından dolayı Musul operasyonuna katılmasından endişe ediliyor.

İngiltere’den yeni ‘eğit-donat’

İngiliz hükümeti, DEAŞ’la mücadelede ılımlı Suriye muhalefetini yeniden eğitmeye başlayacağını açıkladı. İngiltere Savunma Bakanı Michael Fallon, “20 İngiliz askeri personelinin Suriye dışında çeşitli yerlerde konuşlandırılacağını ve ılımlı muhalif grupları DEAŞ ile mücadele çerçevesinde eğiteceğini” söyledi. İngiltere, eğit-donat programına geçen yıl 75 askeriyle katkı sağlamıştı.

Kaçış sürüyor

Irak’ın Musul kentini iki yıldan bu yana elinde tutan DEAŞ’a yönelik operasyon için Birleşmiş Milletler, ‘1 milyon kişi evlerini terk etmek zorunda kalabilir’ diye uyarmıştı. Henüz Musul şehir merkezine 5-10 km uzakta devam eden çatışmalar 10 bine yakın Musullu sivilin evlerini terk etmesine yol açmış durumda.

Hulusi Paşa Rus generalle sürekli görüşüyor

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, TV 24’te katıldığı programda istihbarat paylaşımını şu sözlerle değerlendirdi: Rusya ile ilişkilerimiz normalleştikten sonra aramızda oluşturduğumuz bir mekanizma var. Bunun içinde askerlerimiz, diplomatlarımız ve istihbaratımız var. Her türlü konuda bilgi alışverişi ve istihbarat paylaşımı yapılıyor. Bizim Genelkurmay Başkanımız Hulusi Paşa sürekli Rus Genelkurmay Başkanı ile görüşüyor.

‘Gerekirse karadan...’

Çavuşoğlu Türkiye’nin Musul operasyonunun her yerinde olduğunu da söyledi: Türkiye’ye yönelik bir tehdit oluşursa, Irak’ta gelişmeler Türkiye’nin güvenliğini, istikrarını tehdit edecek olursa, Sincar ve diğer bölgelerde bize yönelik tehdit artarsa, kara operasyonu dahil uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarımızı ve gücümüzü kullanarak bize yönelik tehdidi bertaraf ederiz. Bu bizim en doğal hakkımızdır. Bu ister DEAŞ olur ister PKK olur ister YPG olur, adı önemli değil.