Sanatçılardan ‘can güvenliği’ tepkisi!

Haberin Devamı

İş adamları yıllardır “işleri tehlikeye girmesin, kendi ekonomileri bozulmasın” diye tüm antidemokratik uygulamalara sustular. Şimdi “ümmüklerinin sıkılması” gündeme geldi.. Şirketler, firmalar ve iş adamları arasında Gezi eylemine destek verenler veya borsayı olumsuz etkileyenler “ümmük sorunu” ile karşı karşıya.. Araziye uyanlar yine paçayı kurtarır.. Şimdilik!

Gezi Parkı eyleminde ülkenin aydınları ve sanatçıları her demokratik ülkede aynen olacağı gibi ilk kez bir bütün halinde ortaya çıkarak harekete destek verdiler, kutlanmayı hak ediyorlar.. Bu ortaya çıkış aynı zamanda “sanat bile siyasi güç tarafından kontrol edilmek istendiği için, yıllardır tüm baskıları onlar da vatandaş olarak yaşadıkları ve olayları başlatan polis şiddetini gördükleri için, ülkede yeşil alanların, parkların rant uğruna yok edilmesine karşı çıktıkları için” oldu..

Hedef gösterenler soruşturulsun!

Ama Pazar akşamı sanatçılar da TV’de “telefonlarına ölüm tehditleri geldiğini, AKP’li belediye başkanlarının-il başkanlarının internette sanatçı listeleri yayınlayarak kendilerini hedef gösterdiğini” anlatıyor, “sanatçılara bir şey olursa sorumlusu kim” diye soruyor ve “can güvenliğimiz hükümet ve yandaşları tarafından tehlikede” diyorlardı. Ünlü tiyatro sanatçısı Mehmet Ali Alabora bir gazete tarafından uydurma iddialarla hedef gösteriliyor, koruma isteyecek duruma getiriliyor.

Kadınlar “Hükümetin kışkırtmaları sonunda Gezi Parkı’ndaki gençlerin üstüne kalabalıkları yürütecekler, gidip Park’ın çevresine anneler dizilsin, bu ülkenin geleceği olan çocuklarımızı biz koruyalım” tepkisi içinde..

Milyonlarca insan dayatma ve tehditlerden bıktıkları, medyalarını-tiyatrolarını bile Hükümet ve hatta “tek kişi” yönetmeye kalktığı için sokağa dökülmüşken sanatçı ve iş adamlarına yönelik bu tehditler derhal durdurulmalı ve yapanlar yargıda hesap vermelidir. Bir suçu olmadığı, ne kadar uğraşsalar bulunamadığı halde yüzlerce insanı yıllardır hapse tıkan yargı bunları görmüyor mu yani?

Ekonomi de gidecek!

İktidar partisi sanatçılara, iş adamlarına, gence yaşlıya kızmak yerine “maddi-manevi kamu gücüyle ve baskılarla insanları miting alanlarına toplamak” ile “kendiliğinden oluşmuş ve tüm engellemelere rağmen demokrasi için direnişinden vazgeçmeyen milyonların” aynı olmadığını görmek durumundadır. Yanlışın neresinden dönülse kardır.

Bunu yapmadıkları takdirde zaten kırılgan durumda olan ve artmış kamu borçlarıyla risk altında olan ekonomi de elden gidecek. “Protestolar sürerse dengelerin bozulacağı, yatırımcıların kaçacağı” kendilerine söyleniyor!

Muhalefet yok sayılırsa..

A&G Araştırma Şirketi’nin sahibi Adil Gür “Gezi Parkı protestoları”nın partilerin oylarını nasıl etkileyeceğini anlatmış. AKP’nin oylarının fazla etkileneceğini beklememek gerektiğini söylüyor ki bir köşe yazarı Pazar akşamı Halk TV’de bunun nedenini gayet güzel açıkladı; “Başbakan kendisine oy verecek kitleyi gayet iyi biliyor, geriye kalanlardan zaten oy alamayacağını da..Her zaman yaptığı gibi tüm politikası buna yoğunlaşmış durumda, bir yandan AKP seçmenine ‘din-inanç’ konularını bu direnişle hiç ilgisi olmadığı halde öne sürer ve göstericilere karşı tepki yaratmaya çalışırken, diğer tarafta hala ‘çapulcu’ hakaretini bir de üstelik “destek verenleri” de içine alarak sürdürüyor. Fazla oy kaybetmeyebilir ama bu tutumuyla içte de dışta da ‘demokrasiye önem vermeyen tavrı ve toplumun baskılara daha fazla susmayacağı’ görüldü”..

Adil Gür “Bu olanlarda sadece AKP’nin değil, ‘insanların sokağa dökülmesine neden olan sorunlara karşı politika üretmedikleri için’ muhalefet partilerinin de rolü olduğunu” söylemiş.

Medyasız seçim kazanılır mı?

Burada durmak lazım, muhalefet partileri “ülkede sürmekte olan haksızlık ve hukuksuzluklara, iç ve dış politikalarda yapılan yanlışlara , milli değerlerin yok edilmeye çalışılması, Atatürk’e bile dil uzatılır hale gelinmesine” tepkilerini ellerinden geldiğince dile getirdiler.

Ama basın özgürlüğü, toplumun haber alma hakkı yerle bir olmuş, medyası adeta ‘siyasi yönetimin medyası’ haline gelmiş, TV kanallarının tek taraflı yayın yaptığı, Gezi Parkı olayı gibi dünyayı ayağa kaldıran bir tepki hareketini bile vermediği bir ortamda seslerini duyurmaları beklenemezdi. Böyle bir ortamda AKP dışında bir partinin seçim kazanması başta bu nedenle imkansızdır artık. Değerlendirmelerde buna dikkat etmek gerekiyor!

DİĞER YENİ YAZILAR