Yanlış karar veren hakim hesabını vermelidir!

Haberin Devamı

Önce ABD ’de “kız arkadaşına tecavüz eden” Metin Rıza Gürel’in hapis cezasını “mağdur yeterince direnmemiş” gerekçesiyle 16 yıldan 6 yıla indiren yargıç Johnson’a “uyarı cezası” verildiği haberiyle başlamak istiyorum.

ABD’yi karıştıran böyle bir yargı olayında suçlunun orada bile “bir Türk olması” çok üzücü, nasıl isterseniz öyle yorumlayın ama burada “Türk yargısının da, yasa yapıcıların da ders alması gereken” önemli bir tablo var ortada..

YARGI BÖYLEYSE YARGIDIR!

Tecavüze uğrayan genç kadın olay sırasında halen “sanığın kız arkadaşı” .. Buna rağmen “kadının isteği dışında zorla gerçekleşen” bir ilişkiye 16 yıl yerine sadece “6 yıl” hapis cezası verilmesi kabul edilmiyor ve yargıç uyarılıyor. İşte adalet ve gerçek yargı budur.

Türkiye’de ise kendisiyle hiçbir bağlantısı olmayan, sokakta görüp peşine düştüğü kadınlara, öğrencilere, öğretmenlere (ülkenin öbür ucuna kaçsalar bile izleyerek) tecavüz eden ya da tecavüz sonrası öldüren , hatta saldırısını sokakta yapan sapıklara , küçücük kızlara saldıranlara , küçük yaşta kızları başlık parası karşılığı yaşlı erkeklerle evlendirenlere , “çocuklara toplu tecavüz eden ahlaksızlara” bile her türlü hukuk dışı sebep ayarlanarak tekrar halk arasına salıveriliyorlar.

HUKUK DEVLETİYLE FARKIMIZ..

Böyle büyük bir suç işleyen, çocukların-kadınların ve ailelerinin hayatını mahveden hasta ruhlu kişilerin, “18 yaş altı olsalar bile” serbest bırakılması yalnızca adaletsizlik değil, “suçu önemsiz göstererek” yayılmasına, tekrarlanmasına yol açmaktır. Ki ABD örneğinde görüldüğü gibi derhal “uyarı cezası” almaları, hatanın devamı halinde “kendilerinin de yargılanması” gerekir.

Bugüne karda defalarca söyledik bunu ama Türkiye’de hakimleri devlet korumasına alan ve dava açılmasını önleyen bir yasa bile çıkarıldı. İşte “demokratik, gerçek hukuk devletleri” ile aramızdaki en önemli fark burada ortaya çıkmıştır! Bu durum derhal değiştirilmediği, toplum ile medya hala duyarsızca sustuğu ve izlediği takdirde daha yıllarca sapıkların çocuk ve kadınlara saldırmasını, bu “yargı destekli” tecavüz ve felaket olaylarını izlemekten kurtulamayacağız!

Şimdi ABD’deki haberden önce yazdıklarımı paylaşalım..

TEKRAR KOMİSYONA GELİYOR..

Geçen salı AKP İstanbul Milletvekili Alev Dedegil aradı, aynı hafta Pazar gün yayımlanan “Hadım Yasası Adalet Komisyonu’ndan geçti” konulu yazım üzerine konuştuk. Dedegil, Hadım Yasası teklifini Aşkın Asan’la birlikte hazırlayan milletvekili.. Bu haberi ben bir kadın örgütü başkanından gelen mail üzerine internetten araştırarak yazmıştım, oysa henüz tasarı Komisyonda kabul edilmemiş, bununla birlikte Alev Dedegil “Teklifin Komisyona bugünlerde geleceğini, yazılmasının ‘yaşananları ve daha önce yapılan yanlışları hatırlatması açısından’ iyi olduğunu” belirtti.

HADIM EN UYGUN CEZA!

Ülke çapında çok daha sık görülmeye başlanan kadın ve çocuk tecavüzlerinin önlenmesi, bu suçların cezalarının arttırılması, özellikle de tecavüz suçu işleyenlerin “ilaçla hadım edilmesi” konularında yoğun şekilde çalıştıklarını anlattı. Bu konu son derece önemli.. Çocuk ve kadın tecavüzleri konusu ele alınırken “aile içi tecavüz” ün artık gizlenmemesi, açık ve net şekilde tartışılması, verilecek ağır cezaların (öyle korkunç olaylar anlatılıyor ki hadım “aile içi tecavüz suçluları” için de uygundur) kararlaştırılması ve caydırıcılık açısından bunların topluma en iyi şekilde duyurulması gerekiyor. Aynen yıllarca “töre cinayeti” adı altında “namusunu temizleme” bahanesiyle kadın ve çocuk yaşta kızların hem tecavüz mağduru olup hem de öldürülmesine ilgisiz kalındığı, hafif cezalar verilerek neredeyse teşvik edildiği gibi aile içi tecavüz ve diğerlerine de sessiz kalınıyor.

YA ÇOCUKLARIN İNSAN HAKLARI?

Bunca felaket haberinden sonra hala “tecavüzcüye hadım cezası” dendiğinde bile ortaya çıkıp “ama efendim insan haklarına aykırı” diyen işgüzarlar görülebiliyor. Tecavüz suçu işleyenlere az ceza verilmesi için “kesik ve ani hareketlerle işlenmişse ceza indirilsin” saçmalıkları duyulabiliyor. Türkiye gibi “AB üyeliği isteyen, çağdaş olduğunu iddia eden” bir ülke bunları aşmak zorundadır artık. Dünyaya rezil olmak, çağdışı kalmış ülkeler arasında boy göstermek istemiyorsa, Meclis’i durumun ciddiyetini fark ediyorsa tabii! Bu kez TBMM Adalet Komisyonu ’nda aynı garabet haberleri duymayalım lütfen!

*****


Filozoflar kadar akıllı!

Çok sevdiğim ve benim tüm hayvanlar gibi kedileri de sevdiğimi ve koruduğumu bilen Deniz Adanalı yılbaşında bana küçük bir kedi takvimi verdi .. Günü geçince o sayfayı koparacağınız, ama üzerinde muhteşem kedi fotoğrafları ve onlarla ilgili çok hoş sözler olduğu için benim koparamadığım minnacık bir takvim.

Sokak kedileri o kadar korunmaya muhtaç ve o kadar bakımsızlar ki, öyle aç ve hasta kalabiliyorlar ki belki “onlara yardım edilmesini”, ne kadar “özel ve sevgi dolu hayvanlar olduklarının fark edilmesini” sağlayabilirim diye sizinle bu takvimi paylaşmaya karar verdim. Bundan sonra zaman zaman (mümkünse her zaman) kedilerle ilgili sözler ve resimler bulacaksınız burada..

İşte bunlardan ikisi; “Çok sayıda filozof ve kediyi inceledim. Kediler şüphe götürmeyecek şekilde sınırsız bir akla sahip. Hippolyte Taine”

“Burada kedilere nasıl davrandığımız cennetteki statümüzü belirleyecektir. Robert A. Heinlein”..

Tabii aynı şekilde sokak köpeklerini de korumamız gerekiyor. Evlerine aldıkları kedi ve köpekleri bile sıkılınca sokağa, parka atıveren sorumsuz ve bencil insanların çok olduğu bir ülkede, yüzlerce-binlerce kedi ve köpeğin ormanlara, dağlara atıldığı , yaz bitince yazlık yerlerde aç-susuz kaderine terk edildiği bir ülkede yardımsever, hayvan sever, sorumlu insanlara çok ihtiyaç var.

PET SHOP YERİNE EVLER..

İngiltere’de ülke çapında on binlerce hayvan sever aile birleşerek yıllar önce bir “kedileri koruma organizasyonu” kurmuşlar. Bahçesi veya evi müsait olanlar odlarına-bahçelerine bakıma muhtaç kedi yavrularını alıyor, sonra bunları internetten fotoğraflarıyla duyuruyor ve kedi almak isteyenler “pet shop” lardan alacaklarına bu evlerden kedi alıyorlar.

Bunun dışında o organizasyon yine ülke çapında yayılmış gönüllü şubeleriyle “milyonlarca pound” bağış toplayarak sokaklardaki tüm kimsesiz hayvanları korumak için de çalışıyor. Böyle olunca sokaklarda perişan yavrular kalmıyor ve ayrıca hayvanları küçücük kafeslere hapsederek, sıcak ve soğukta geceleri de bırakarak para kazanmayı düşünenler de bunu yapamıyor.

Keşke Türkiye’de de aynı şey yapılabilse.. İnsanlar yalnızca kendilerini düşünerek, “tüm dış etkilerden korunarak” steril hayatlara özenerek yaşamasa ve sokak hayvanlarına da yardım etse. Siz “yardım edenlerden” olun!

DİĞER YENİ YAZILAR