Sıra Baykal’da!

Haberin Devamı

AKP Genel Başkanı Erdoğan partisiyle ilgili bitmeyen yolsuzlukları dile getiren medya kesimini yok etmek ve halkı “yolsuzlukların iftira olduğuna inandırmak için” memleketi dolanıp duruyor, milletin ağzından girip burnundan çıkıyor ama yetmez.

Yetmez gücü buna...Henüz “padişah” değil.Henüz “bağımsız yargı” tükenmiş değil.

İşte parti ayırımı gözetmeden yolsuzlukları dile getiren medya; CHP’li Mehmet Sevigen’in rüşvet yolsuzluğu iddiası üzerine de israrla giderek AKP’li Şaban Dişli gibi onun da istifasını sağladı. N’olcak şimdi?

Haydi kapatın milletin gözlerini de görmesinler.

Uyutun bakalım başarabiliyor musunuz...

Yalanı ancak bir süre daha yutturursunuz fazla değil, patlar bir yerden nasılsa... En görmeyen gözler bile görür sonunda.

Dönelim CHP’ye, Sevigen nihayet kendi partisinden gelen tepkilerin de artması üzerine istifa etmek zorunda kaldı. Bunu yapması, Baykal’ın da onu istifaya zorlaması gerektiğini biz söyleyeli en az on gün oldu.

Deniz Baykal ise son ana kadar Sevigen’in yaptığına mazeret üretmeye, “işgüzarlık” gibi sempatik sıfatlar türetmeye çalıştı. “Şaban Dişli olayıyla benzerlik yok, bu sadece satmak isteyenle-almak isteyen arasında bir ilişki” benzeri açıklamalar buldu ama olmadı (o ilişkinin adı da ya “komisyon” ya “rüşvet”tir çünkü)... Olmayacağı belliydi.

Mehmet Sevigen istifa ederken bunu “Partisini ve arkadaşlarını korumak için yaptığını” söylemiş. Şimdi millet aynı sözleri Deniz Baykal’dan bekliyor. Uzun süredir hakkında iddialar bulunan Sevigen’i bu olayda ilk gün istifaya ikna etmesi gerekirken korudu. Dün bile korumaya devam etti.

Deniz Baykal yalnız partisine değil, partisinin güçlenmesinin önüne dikilerek Türkiye’ye zarar veriyor. Böylece mevcut rejim tehlikesine katkıda bulunuyor.

Sevigen’in cümlesine benzer bir cümle kurmasının zamanı çoktan geldi de geçiyor!



***




Kılıçdaroğlu’yla “son dakika” gelişmeleri

Yolsuzluk yapanların korkulu rüyası CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Bşk. adayı Kemal Kılıçdaroğlu son günlerde katıldığı TV programlarında genellikle belediye hakkında konuşmalar yaptı. Oysa son bir hafta içinde Türkiye’nin geleceği hakkında çok önemli işaretler veren ciddi siyasi gelişmeler oldu.

Başbakan (daha doğrusu yaptıklarıyla sadece AKP Genel Başkanı) Erdoğan’ın tarafsız medyayı susturma ve hatta yok etme gayretleri bugüne kadar ne dünyada, ne de hiçbir dönemde Türkiye’de benzeri görülmemiş bir noktaya ulaştı. CHP’nin Deniz Feneri dosyasıyla ortaya çıkmasından sonra nihayet dosyanın gelecek hafta Türkiye’ye va-ra-bi-leceği duyuruldu.

Hakkında rüşvet iddiası olan CHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Sevigen kendi partisinden de gelen tepkiler sonunda nihayet Cuma günü partideki görevlerinden istifa ettiğini açıkladı.

Ekonomik krizin etkileri, işsizlik, yoksulluk katlanarak artmaya devam ederken bu kez AKP’li belediyelerin milletin parasıyla seçim propagandası yaptığı ve yüzbinlerce gıda paketi dağıttığı görüldü...

Türkiye hukuku bile hiçe sayan siyasetçilerle nereye gidiyor?

Siyasette yolsuzluklar, haksızlıklar nasıl önlenecek ve medyası susturulmaya çalışılan bir toplum demokrasiyi ve haklarını nasıl koruyacak?

22 Şubat Pazar günü bütün bu konuları ve soruları tartışacağımız Her Açıdan’ın konukları Kemal Kılıçdaroğlu ile CHP İstanbul İl Bşk. Gürsel Tekin, Hürriyet Gazetesi yazarları Cüneyt Ülsever ve Yalçın Bayer, Gazeteport’-un kurucusu ve Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Semerci olacak.

Uygulanmayan yasaları, verilmeyen cezaları da konuşacağımız programın kısa bir bölümünde de kısa süre önce Uludağ’da karda kaybolan ve zincirleme ihmaller nedeniyle yaşamını yitiren genç Ümit Özgen’in babası Haluk Özgen’den bu ihmalleri yapanların nasıl cezadan kurtulduklarını dinleyeceğiz.

Yine haftanın “siyasi incileri”ni, “son dakika” gelişmelerini ve çok önemli açıklamalar izleyeceğiniz bir program... Kaçırmayın derim.

DİĞER YENİ YAZILAR