Issız Adam ve A.R.O.G!

Haberin Devamı


Sinemasever demek hafif kalır benim için, sinema hastası daha doğrudur... Ama daha da doğrusu “iyi film hastası”yım ben, kötü filmin ise gözünün yaşına bakmam yarısında çıkar giderim, kimse tutamaz.

Son zamanlarda “hasta edecek” film bulamadığım için beklemedeydim. A.R.O. G’u izlemiştim, “Issız Adam”ı ise biraz gecikmeli olarak Cuma akşamı görebildim.

Sebebi çok reklâm yapılan, herkesin söz ettiği, bu nedenle fazla beklenti yaratan filmlerin genelde beni hayal kırıklığına uğratmasıydı, her seferinde ayaklarım geri geri gitti... Ayrıca birçok kişinin kendi hayatlarındaki “ıssız adam ve kadınlar”ı anlatmak için yarışması da bende önceden bir gıcıklık hali oluşturmuştu.

Ama işte film başladığı anda bu duygular kayboldu ve “Issız Adam”ı büyük bir keyifle, ilgiyle izledim.

Filmin gösterime girdiği hafta başka bir film için gittiğim sinemanın girişinde bizimle aynı masaya oturup “Issız Adam’ı görmeye mi geldiniz, biraz fazla açık” diyen iki küçük çocuğu hatırlamadım değil izlerken... Gülerek “siz gördünüz mü” diye sormuş ve birinden beni daha da güldüren “gördük, çok beğendik” cevabını almıştım. Kendisi görmüş, beğenmiş, yine de beni uyarıyor.

Başlarken “13 yaş ve üzeri” yazıyor, o çocuklar daha da küçüktü ve aslında bu filmi hiç şüphesiz Avrupa ülkelerinde “18 yaş ve üzeri”nin izlemesine izin verilir. Evet, Çağan Irmak’ın zekası ve yeteneğiyle sahneler estetik şekilde verilmiş ama yine de “Sex and the City” dizisini aratmayacak sahneler, “grup seks”i (göstermese de) anlatan görüntüler mevcut.

Başrol karakteri Alper normal biri değil, uçuk bir yaşama alışmış, uç noktalarda yaşayan ve bundan vazgeçemeyen bir karakter... Bu da en doğal haliyle anlatılmış ama İngiltere bile çocuklarını, gençlerini “aşırı yaşam tarzlarından, erken olgunlaşmaktan” koruyorsa Türkiye neden korumasın?

Şimdi gelelim filmin kalitesine... Sinemaseverlere ‘sakın kaçırmayın’ diyeceğim “Issız Adam” bence yurt içi ve dışında tüm sinema ödüllerine aday olabilecek kadar iyi bir film... Oyuncuları Cemal Hünal, Melis Birkan, kısa rolünde (anne Müzeyyen Hanım) Devlet Tiyatrosu sanatçısı Yıldız Kültür ve diğer tüm sanatçılar da öyle...

Filmin senaryosunu yazan ve yöneten Çağan Irmak’a zaten Asmalı Konak dizisindeki, Babam ve Oğlum filmindeki ustalığıyla güvenimiz tamdı, Issız Adam’la son dönemin en iyi Türk yönetmenlerinden biri olduğunu, dünya çapında rekabet edebileceğini iyice kanıtladı. Akıcı ve etkileyici senaryosu için ayrıca kutlanmayı hak ediyor.

Hünal ve Birkan başta olmak üzere “yazdığı karakterlere en iyi uyacak ve başarıyla oynayacak” oyuncuları seçmekteki başarısı da kusursuz. Kısacası arkadaşlar, pek de emin olmadan gittiğim “Issız Adam” beni çok etkiledi, çok gurur duydum.

ÇALINTI İDDİALARI

Cem Yılmaz’ın A.R.O. G’unu göreli günler oldu ama yazamadım. Bugüne kadar onun tüm gösterilerini, oynadığı ve kendi yaptığı filmleri izlemiş, hepsine olan takdirlerimi yazmıştım, bunda geç kaldım... A.R.O.G da emekle yapılmış kaliteli bir komedi filmi. Zaten Cem Yılmaz’ın görür görmez yarattığı sempati, gülümsetme yeteneği, farklı zekası ile yazılmış özgün espriler, hangi işe el atsa yetiyor.

Rol aldığı reklâmların bile her biri ayrı bir gösteri gibi... Onun için Yılmaz’ın filmdeki varlığının yarattığı farkı ayrı tutuyorum. Özkan Uğur, Ozan Güven, Özge Özberk de oyunculuk yetenekleriyle yine dikkat çekiyorlar. Başarılı sanatçı hemen öne çıkıyor, küçük bir rolde olsa bile... Animasyonlar ve özellikle filmin ilk yarısındaki espriler güzel ama açıkçası ben de A.R.O. G’da daha fazla espri bekliyordum. Ben de G.O.R.A’da daha çok gülmüştüm.

“İnsanlar devamlı espri bekliyorlar” gibi mazeretler bir Cem Yılmaz filmi için geçerli olamaz. Elbette bir komedi filminde (hele de onun filminde) beklenen espridir, gülmektir. Ayrıca Cem Yılmaz bizi buna alıştırmadı mı?

Bazı deneyimsiz oyuncuların “bakın ben Taş Devri kıyafeti giydim” havasında kırıtarak dönüp durmaları da bence filmin havasını bozuyor. Kadroya karar verirken popüler isimden önce “iyi oyuncu” olmasına özen göstermek gerekiyor. Ben yine de zevkle izledim ama Cem Yılmaz’dan daha iyi filmler bekliyoruz, onu söylemek isterim.

“Bir Fransız filmine benzer sahneler var” iddiasına ise inanmamayı tercih ediyorum. Issız Adam’da da bazı sahneler “You’ve Got Mail, Notting Hill Gate, Aşk Tarifi” gibi filmleri anımsatıyor ama ona bakarsanız Hollywood yapımı filmlerin de çoğu birbirini anımsatıyor.

Senaryo yazarlarının birikimlerinden etkilenmemesi mümkün değil.

(Not: Dün de “Dünyanın Durduğu Gün” filmini izledim, insanların birbirlerine ve dünyaya yaptığı kötülüklerin affedilmez olduğunu çok güzel anlatıyor. İzlemelisiniz.)

*****


“Sizin kadınlarınız anlamıyor”

Gazeteciler CHP eski Milletvekili Gülsun Bilgehan’a Baykal’ın çarşaf açılımını sorduğunda ondan “susma hakkımı kullanıyorum” cevabını almışlardı.

Bu enteresan cevabın nedenini öğrenmek için haberin çıktığı gün Bilgehan’ı aradım. “Aklımla hareket etmeye, partime zarar vermemeye çalışıyorum yoksa ben her zaman görüşlerimi açık açık söylerim” dedikten sonra Brüksel’de katıldığı uluslararası toplantılarda karşılaştığı olaylardan söz etti.

İranlı ve Faslı kadınların akşam yemeklerine başı açık katıldıklarını, ertesi gün toplantıda kapandıkları için karşılaştıklarında tanıyamadığını söyledi.

“O kadar ezilmişler ki fikirlerini bile savunamıyorlar. Onların çırpınışlarını gördükçe döner dönmez minnetimi ifade etmek için Anıtkabir’e gidiyorum” dedi. Bizim 1926’da hallettiğimiz “kadına Medeni Kanun’la verilen çağdaş haklar”ı 82 yıl sonra bile alamayan Faslı kadınların “Erkeğe, 2’nci ve 3’üncü eş alırken 1’inci eşten izin alma” mecburiyeti getiren (hâlâ miras, mal paylaşımı filan yok) küçük bir yasa değişikliğine nasıl sevindiklerini anlattı.

Brüksel’de yaptığı bir konuşmadan sonra İranlı bir grup gelerek kendisine teşekkür etmiş ve “Sizin kadınlarınız herhalde nelere sahip olduklarının farkında değiller, herhalde ellerindeki hakları, özgürlüğü kaybedebileceklerini anlamıyorlar” demiş.

Bu bilgiyi kendime saklamak istemedim, belki yararlananlar olur.

DİĞER YENİ YAZILAR