Tuncay Özkan’ın “zamanı” varmış gerçekten de!

Haberin Devamı

Ergenekon, gel dama kon”... Artık ‘Alfabe’ye bu tür tekerlemeler koymanın zamanı geldi bence, Ergenekon’un gerektiği anda kullanılacak bir “siyasi silah” olduğunu görmemek için herhalde kör olmak lazım...

Kısa süre önce, kapatma davası açılır açılmaz Ergenekon olayının iktidar medyası tarafından nasıl bir anda patlatıldığını, arkadan AKP iktidarının buna dört elle sarılarak “hangi nedenlerle kapatma davası açıldığının, eylem ve söylemlerin” üstünü örtüverip dikkatleri dağıttığını, gözaltılara o anda hız verilerek gündemin değiştirildiğini bir yazımda hatırlatmıştım. Bunu hatırlatmamın sebebi aynı taktiğin son günlerde tekrarlanıyor olmasıydı...

Şaban Dişli olayının arkasından Deniz Feneri skandalının, AKP’yle ilgili diğer yolsuzluk haberlerinin patlak vermesi ve Başbakan’ın “yolsuzlukları gündeme getiren ve gündemde tutan” bağımsız medya kesimine (iktidarla göbek bağı olmayan da diyebilirsiniz) karşı parti ve hükümet boykotu ilan etmesi bırakın genelde toplumu, kendisini yıllardır sıkı şekilde destekleyen çok sayıda köşe yazarını bile isyan ettirdi, biliyorsunuz.

Dün Ali Bayramoğlu bile, üstelik Yeni Şafak’ta bile boykotu ve Başbakan’la hükümetin Deniz Feneri yolsuzluğunun üstüne gitmemesini eleştirdi.

“Üstüne gitmek” ne kelime, Deniz Feneri’ni korudukları AKP’nin gösterdiği tüm tepkilerden, Cumhurbaşkanı’nın konu kendisine sorulduğunda Alman yargısı tarafından hüküm giymiş sanıklara rağmen “Kimse bir anda suçlu ilan edilemez” veya “Bunlar siyasi konular” demesinden de anlaşıldığı gibi ortadaydı... Ortadadır.

Şimdi tabii, işler arap saçına dönünce ve yandaş medya ve yazarlar dahil herkes ayağa kalkınca ortaya yeniden büyük bir haber (!) çıkmalı ki o olaylar unutulsun.

Ve, vee önce 4 teğmenle, Nurseli İdiz’le filan başlayıp dikkatleri uyandırarak arkadan yine asıl bomba geldi... “Biz kaç kişiyiz” hareketinin de lideri olan gazeteci Tuncay Özkan, evi polis tarafından didik didik aranırken gözaltına alındı (Ergenekon’la ilgili diyerek sorgulanan herkesin evi aranırken, Alman savcının isimlerini verdiği ve “asıl suçlu bunlar” dediği Deniz Feneri faillerinin evleri neden aranmaz merak etmiyor musunuz?)

Komik nedenlerle, ellerinde kanıt olmadığı halde evlerini arayıp gözaltına aldıkları kişilerin bazılarını hemen bırakıyorlar. Türkiye hukuk devleti olmaktan da çıkarılmış hale gelmese buna imkan olabilir mi? Bir AKP milletvekilinin, en büyük yayın grubu patronuna “Bir sabah 6’da sizi evinizden alıp götürebilirler” benzeri sözler sarf etmesinin imkanı olabilir mi? Tabii ki olamaz.

Olamayacağı, bütün bu gelişmeler hukuksuzluğun ta kendisi olduğu için artık kafası çalışan, akla mantığa sahip herkes Ergenekon davasının ciddiyetini tümüyle kaybettiğine ve siyaseten kullanılan bir malzeme olduğuna inanmaktadır.

FEHMİ KORU YİNE BİLDİ

Ne birilerine “Danıştay suikastını da Ergenekon yaptırdı” dedirtmeleri (her kim yapıyorsa bunu), ne Ergenekon suikast listelerine “her kesimden isimler koymaları”, ne Ergenekon damgasını dinciye de, ulusalcıya da, yalnızca “Atatürk’e, onun kurduğu ve laik rejime saygılı” vatandaşlara da yapıştırmaları kimseyi aldatamıyor, inandıramıyor.

Öyle bir hale getirdiler ki işi, Türkiye’de kim bir cinayet işlese “sorumlusu Ergenekon” denecek, var mı böyle hikâye?

Özkan’ın tam şu sırada gözaltına alınması, “Deniz Feneri yolsuzluğu ile iktidarın onu savunmaya geçmesi”nin üzerini kapatacak.

Bir süre önce TV’de “Seni niye gözaltına almadılar” sorusuna: “Zamanı var, alırlar merak etmeyin. Fehmi Koru’nun her dediği çıktı, Ergenekon’da verdiği isimlerin hepsi tutuklandı, bir tek bende yanıldı” demişti Tuncay Özkan.

Nasıl oluyor da (!) bu kadar iyi biliyorsa “iktidara en yakın gazeteci Koru” burada da yanılmamış işte, ancak zamanı gelmiş Özkan’ın bugüne saklamışlar!



*****




Aman durun!

Sevgİlİ okurlarıma, yardımsever insanlara hemen duyurmam gereken bir haber var. Size yarın etraflıca anlatacağım ama şu anda derhal verdiğim hesap numarasına para yatırmayı durdurun. Olay, Valilik’ten gelen belge dahil tamamen bir sahtekarlık hikâyesi, yapan ise huzurevinde yaşayan bir sabıkalıymış. Yaşadığım şoku tahmin edemezsiniz. Para yatıran yardımsever okurlarımız sakın merak etmesinler, paraları kuruşuna kadar banka tarafından kendilerine ödenecek. Ama şu andan itibaren sakın kimse para yatırmasın!



DİĞER YENİ YAZILAR