Türkiye’nin genç nüfusunu ve gençlerin sorunlarını her gün okuyoruz. Sorunlarını anlamadığımız zaman isyanları ile karşılaşıyoruz. Ne düşünüyor, ne yapmak istiyorlar diye her kesimden teorik anlamda katkı sağlıyor veya değişik fikirler duyuyoruz. Ancak düşüncelerini hayata geçirebilmeleri için uygulamada fırsatlar sağlayamıyoruz.
Türkiye’deki çok zeki nesillerin mevcut eğitim sistemi içinde zamanla nasıl körelip zekâsını kullanamaz hâle gelerek gerilediğini daha önce defalarca yazdım. Bizlere düşen, gençlerin fikirlerini uygulamaya geçirebilecekleri, dolayısıyla geleceklerini garanti altına alırken girişimcilikleriyle binlerce kişiye de iş yaratabilecekleri ortamları sunmak.
Biraz da bu düşüncelerle bugün, International Youth Foundation’ın (Uluslararası Gençlik Vakfı) 20 yıl önce başlattığı dünya çapındaki bir projeye değineceğim.
Bu proje 86 ülkede eğitimi ve gençleri kapsıyor. Kendi ülkelerinde ve yörelerinde en zor sosyal sorumlulukları üstlenip önce öğrenen sonra çalışan ve daha sonra da liderlik edecek gençlere ışık tutmak amacıyla düzenleniyor. Türkiye’de bu projeyi Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) ve İstanbul Bilgi Üniversitesi birlikte yürütüyor.
Ben de 3 Şubat’ta yüzlerce proje arasından projeleri ile öne çıkan Türkiye’deki gençleri ve projelerini birazcık olsun anlatmak istiyorum. 3 Şubat gecesi bu gençlerden birisi “en iyi” ödülünü kazanmış olacak.
Aşağıda söz edeceğim gençlerimiz, projeleri ile ilgili 1 yıla yakın süredir danışmanlık, küçük çapta finansman, teknik destek ve konusu ile çevre kullanımı edinerek projesini yürüttü. Her birinin gelecekte isimlerini duyacağınız, toplumun gelişmesine katkıda bulunacak geleceğin liderleri olduğunu düşünüyorum
Ceren Öztulca: Deniz yüzeyindeki her türlü atığı toplayan ve mobil bir laboratuvar işlevi olan farklı bir otonom robot geliştirdi.
Mustafa Dalcı: Görme engellilerin, renk körlüğü ve görme bozukluğu olan kullanıcıların web sitelerine daha kolay ulaşmaları için web sitelerini oluşturan kişi ve kurumlara doğru web sitesi kodlama eğitimi veriyor.
Yunus Beçit: Projesi olmayan ama nitelikli üniversiteli öğrencilerinin “Fikir, Siz ve Marka” üretmesini sağlayan girişim platformunu yarattı.
İstem Duygu Akalp: “Hayatımın Lideriyim” (HL) adlı, 15-24 yaş gençlere yönelik Türkiye’deki ilk “kişisel gelişim ve liderlik için akran gençlik koçluğu” projesini yarattı.
Selçuk Var: Öğretmenlerle kurduğu tiyatro grubu ile Harran’da; sosyal ve kültürel açıdan gelişmemiş, eğitimde gerilerde kalmış bir ilçede topluma halk ile eğitmenlerin birlikteliğini sağlayan bir sosyalleşme kazandırdı.
Alper Taştekin: Oluşturduğu platformla, aday gençler için tercih dönemi öncesi merak edilen üniversite ve bölümlere ait detaylı verileri mevcut veya mezun öğrencilerin tecrübeleriyle bir araya getirdi.
Hakan Süleyman Köse: Topraktan tasarruf ederek çevre dostu olan ve 4 kuruş maliyetle depreme dayanıklı, çok hafif tuğlayı üretti.
Ayşegül Güzel: Hayatta en değerli şeyin zaman olduğunu vurgulayan, paylaşıma ve katılıma dayalı topluluk yaratma eğilimleri için karşılıklılık güven oluşturan bir projeye imza attı.
Burak Özcan: Vakıf üniversiteleri hakkındaki önyargıyı kıracak girişimiyle tamamı gönüllü öğrencilerden oluşan “Kafe” projesini geliştirdi. Elde edilen gelirler Anadolu’da ihtiyaç sahibi köy okullarına harcanıyor.
Nevra Atıcı: Çocukların daha başarılı bir hayat yaşamaları üzerine bir araştırmada masa tenisinin hızlı ve doğru karar verme becerilerini geliştirdiğinin fark edilmesi üzerine anne desteğinde sportif etkinlikler yoluyla zihinsel kapasiteyi güçlendiren bir eğitim programının hazırlanmasını, programın öğrenciler üzerindeki etkilerinin gözlemlenmesini ve kaydedilmesini sağladı.
Tüm girişimci gençlerimizi yürekten kutluyor, gelecekte girişimci ruhlarının devamını umuyor, onlara bu ortamı yaratan her kişi ve kuruma ülkemiz adına teşekkürü borç biliyor ve böyle girişimlerin her geçen gün çoğalmasını diliyoruz..
