Dünya Finlandiya’nın sırrının peşinde

Haberin Devamı

ABD ve İngiltere yüksek öğrenimde dünya liderliği rollerini sürdürürken, son 10 yıldır ilk ve ortaöğretimde tüm standart ve yetenek sınavlarında Finlandiya’nın başı çekmesinin nedenlerini ABD dâhil herkes inceliyor ve anlamaya çalışıyor. Belki de yükseköğretimin liderleri, (ABD ve İngiltere) Finlandiya’nın sağlam altyapı sistemi yükseköğretimde de kendisini gösterip ciddi bir rakip olabilir mi diye düşünürken, doğal olarak bu ülkeden öğreneceklerini ve kendi eğitim sistemlerine adapte edebilecekleri sistemleri araştırıyorlar.

***


Finlandiya’nın başarısı tabii ki eğitim sisteminde yatıyor. Türkiye’yle kıyaslarsak; okula başlama yaşı bizimkiyle aynı (7 yaş) ve genel olarak öğrenciler okul öncesi 1 yıllık anaokuluna devam ediyor.

Zorunlu eğitim bize göre 2 yıl daha fazla ve 16 yaşına kadar ortaöğretim zorunlu. Bu sistemi Türk yetkililer de cidden incelemelidir, çok yerinde tespitlerde bulunacaklardır.

Başarılı sistemler genelde kolay anlaşılır ve basit sistemlerdir. Finlandiya’nın sistemi de öyle ve bu sistem sayesinde dünya ölçeğinde okuma sınavlarında 1’inci, fen bilimlerinde 1’inci ve matematik sınavlarında Güney Kore’nin ardından 2’inci, toplamda da 1’inci sıraya yerleşmiş durumdalar.

Peki, sistemdeki bu başarıyı sağlayan unsurlar nelerdir?

* Birinci kural, okul ortamının rahatlığı. Tüm öğrenciler sınıfta ayakkabılarını çıkarabiliyor, öğretmenlerine ilk ismi ile hitap edebiliyor. Yani psikolojik olarak okul, aile hayatının normal bir parçası; öğrenci, öğretmenlerini annesi veya babası olarak görebiliyor.

* İkinci kural istikrar. Öğretmenler aynı yerde uzun süre hizmet edebiliyor. Böylece öğretmenler yerel toplumun bir parçası haline geliyor.

* Üçüncü ve en değer verdikleri kural ise, yabancı dil. 11 yaşına gelmiş bir öğrencinin kesinlikle 2 yabancı dili öğrenmiş ve kullanabiliyor olması gerekiyor. 13 yaşındaki gençlerin çoğu ise üçüncü bir dili tercih eder durumda.

* Dördüncü kural, başarılı-başarısız öğrenci ölçümü yapılmaması. Egzersizler ve sınavlar gruplar halinde yapılıyor. Bu kuralın gerekçesi, zayıf öğrencilerin bile bu ortamda daha iyi öğreniyor oluşu. Çünkü zayıf öğrenci dışlandığını hissettiği bir ortamda değil, ayrıca bu da yetmiyorsa okul sonrası öğretmenlerin ekstra yardımda bulunması zorunlu.

* Beşinci kural, fen dallarındaki öğretmenler için yüksek lisansın şart olması.

* Altıncı kural, okul öncesi aile bireylerinin çocukla yakından ilgilenmesi ve 7 yaşına kadar çocuğun öğretmeni olması.

* Yedinci kural, iş dünyasının gelecek için eğitimcilerden ne beklediğini belirtmesi ve eğitim bakanlığı ile işbirliği içinde olması.

***


Finlandiyalı yetkililer ise asıl etkili unsurun öğrencilerle ders dışında yapılan aktiviteler ve öğretmenle öğrenci arasındaki güven duygusu olduğunu belirtiyor.

Finlandiya’daki tüm bu başarıların Avrupa, Uzak Doğu ve ABD ile kıyaslandığında en az ders saatiyle elde edilmesi ise işin en şaşırtıcı yanı.

Demek ki Finlandiya’nın eğitim felsefesinde adeta “az”, “daha çok” demek.

ABD ve İngiltere’de eğitimin esası rekabet üzerine kurulu. Buna mukabil Finlandiya’da eğitimde “başarısız” diye bir kavram yok. Fin sisteminde dershanede sınavlardan ne sonuç alacağım endişesi de yok çünkü sistem sınavlarda başarılı olmayı sağlıyor.

Gerçek şu ki Finlandiya’nın eğitim sistemi başarılı bireyleri topluma hazırlıyor. Türk sisteminin de Fin sisteminden öğreneceği ve adapte edebileceği çok şey var, yeter ki isteyelim.

DİĞER YENİ YAZILAR