Eğitimde S.O.S

Haberin Devamı

Eğitim sisteminde, işleyişinde, ÖSS’de, öğrenci harçlarının ödenmesinde, özel okullarda, vakıflarda, her alanda Mors alfabesiyle S.O.S yani acil durum sinyali söz konusu.

Kriz, eğitimde alanında ağustos, en geç eylül 2009 başında kendisini gösterir demiştim. Her geçen gün daha da belirginleşiyor. İşte üniversitelerin doluluk oranları, sınavlara giren sayısı, gençlerin ümitsizliği: Okumak dert, mezun olmak dert, iş bulmak bir o kadar daha dert.

Bir yıldır bu köşede yetkilileri kriz dolayısıyla uyarıp, önlem ve çözümleri son sıralamaya çalıştım. Mevcut sistemde okuyan 15 milyon öğrenciden en az 5 milyonu çok zorda, aileleri iflas eden, çocuğunun eğitim masrafını karşılamayan milyonlarcası var. Önümüzdeki ay kayıtlarda durum daha da belirginleşecek, aileler ve okullar çok zor duruma düşecek. Bizler her gün yaşıyoruz, sizlerin de durumu anlayabilmeniz için yakınlarınıza veya etrafınıza sormanız yeterli, bizden uyarması.

***

Cumhurbaşkanımız’a, Başbakanımız’a, Milli Eğitim Bakanı’na, vakıflardan sorumlu Devlet Bakanımız’a, Maliye Bakanımız’a, YÖK Başkanımız’a bir kere daha seslenmek istiyorum: “Eğitimde” acil durum söz konusu ve sıralayacağım belli başlı önlemler alınmazsa ülkemizde eğitim geri gitmeye mahkûm. Ama önlemler alınırsa “tarih” onları altın harflerle yazacak.

1. Otomotiv sektörüne ÖTV ve bilimum vergi indirimi sağlandı ama eğitim sektörüne bir kuruş indirim yok. Bu ülkenin gençleri, geleceği mi değerli yoksa otomobili mi? Sektörler canlansın vs. gibi mazeretler var ama hepsi geçici rahatlama sağlayan birer hap. Devletin üzerinden yüz binlerce öğrenci yükünü alan vakıf üniversiteleri ve özel okullarda yüzde 8’lik KDV’yi kaldırın! Bu vergileri başka yerlerden toplayın!

2. Öğrenci için verilen “eğitim” kredilerinde her türlü ek vergiyi; BMSV, gibi vergileri kaldırın! Eğitim kredisi kullandırması için bankalara teşvik verin, faizleri düşürün!

3. Eğitim yatırımı yapacak kurumlara başka alanlarda belirli süre vergi muafiyeti tanıyın.

4. Şu anda devlete 5 bin TL yıllık maliyeti olan öğrenci giderinin özel-vakıf sektöründe okuyan öğrenciye veya okula verilmesi sistemi rahatlacak, fiyatları düşürecektir. Hiç değilse devlet bunu mezuniyet sonrası faizsiz kredi olarak verebilmeli. Unutmamalı ki özel ve vakıf üniversiteleri devleti milyarlarca TL yatırımdan kurtarmakla kalmayıp, her yıl bütçelerini bu amaca hasrediyor. Bir röportajda İstanbul Kültür Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Fehamettin Akıngüç “En büyük rakibimiz devlet üniversiteleri” demişti. Devlet ve vakıf üniversiteleri öğrencilerine verilecek ödenek gerçek rekabeti sağlayacak, kişileri ve kurumları daha iyi olmaya sevk edecektir.

***

Yeri gelmişken; YÖK’ten sevdiğim ve saydığım Prof. Atilla Eriş’in geçen hafta Milliyet’te bir dergiye verdiği demeci hayretle okudum. Atilla hoca “12 pahalı üniversiteyi (yani vakıfların 1/3’ü) yakın takibe aldık, kendilerini uyardık, önce kontenjan vermeyeceğiz ve uyarılara uymazlarsa kapatırız” demiş. Hocam, YÖK üyeleri üniversite yönetmeden nasıl böyle yorum yaparlar, hayretle izliyorum. Türkiye’deki tüm vakıf üniversitelerinin ücretleri verdikleri burs ve indirimler sayesinde ilan edilenin yarısına geliyor. Hangi zorluklarla ayakta durmaya çalışıyorlar, gelip görsünler. Kaldı ki üniversite kapatılamaz. Tam tersine, bağlı olduğu üniversiteye devredilir; yani devlete bir o kadar daha yük biner. Bir de... Kontenjan vermeyerek kimi cezalandırıyoruz, potansiyel öğrenciyi mi, yoksa üniversiteyi mi?..

5. ÖSS ve ÖSYM bilmecesinden vazgeçemiyorsak, ÖSS kalsın ama bırakın öğrenci kabulünü ve kontenjanını üniversite belirlesin. Öğrenci de okulunu kendisi seçsin. Bakalım bu arz talep dengesizliğinde 100 bine yakın boş kontenjan kalıyor mu kalmıyor mu.

6. YÖK denetleyici ve standartları belirleyen kurum haline getirilmeli.

7. Başhekim mantığı gibi başakademisyen (rektör) mantığından vazgeçilip mütevelli heyetleri oluşturulmalı ve üniversiteleri inovasyondan, kaliteden, finanstan anlayan yöneticiler yönetmeli (elbette bu vasıfta rektörler varsa sistem onlara da açık olmalı).

Eğitimde vakit geçirmeden ACİL önlemler alınmalı ve seçmenlerin çocukları olduğu gerçeği unutulmamalı.

DİĞER YENİ YAZILAR