O iş cinsel değil, sınıfsal Hasan Abi!

Dört gündür, Türk basınında sadece Ayşe (Özyılmazer) konuşuluyor... Kıbrıs Barış Harekatının kod adı olan Ayşe bile (ki Turan Güneş’in kızıydı. “Ayşe tatile çıksın” sözü Türk birliklerinın Kıbrıs harekatının şifresiydi) bu kadar konuşulmamıştı...

Haberin Devamı

Dört gündür, Türk basınında sadece Ayşe (Özyılmazer) konuşuluyor...

Kıbrıs Barış Harekatının kod adı olan Ayşe bile (ki Turan Güneş’in kızıydı. “Ayşe tatile çıksın” sözü Türk birliklerinın Kıbrıs harekatının şifresiydi) bu kadar konuşulmamıştı...

Dışişleri Bakanı Turan Güneş’in kızı Ayşe’den bu Ayşe’nin farkı, ünlü sanatçı Neco’nun kızı olmasıdır...

Neco’nun kızı Ayşe’nin günlerdir konuşulmasının nedeni üstad Hasan Pulur’un bir yazısı...

“Gazetecilik ve köşe yazarlığı meslek değil” iştir iş!

Nasıl bir iş?

Sinemanın kadın ve kız oyuncularına yakıştırılan hoş olmayan bir deyim vardır... “Onların yolu yönetmenin yatak odasından geçer” diye...

“Artık bu iftiradan vazgeçsek iyi olacak...” diyor Hasan Pulur...

Ayşe’nin, Haşmet’le (Babaoğlu) yaşadığı ilişkiyi köşe yazarlığının bir tramplen tahtası olarak görmüşse, Hasan abiyi çok kötü doldurmuş birileri...

Doldurmuşlar çünkü...

Ayşe Günaydın’da yazıyor...

Haşmet Vatan’da...

Haşmet Ayşe’nin ne patronu ne müdürü...

Ayşe’nin Haşmet’le ilişkisi onu nasıl köşe yazarı yaptı ben anlayamadım...

Haşmet’in Hıncal abi üzerindeki etkisiyle Ayşe’nin köşe yazarı olduğunu düşünsek, bu da olmaz çünkü Ayşe’yi Haşmet’e gönderen zaten Hıncal abinin kendisi...

O zaman geriye ne kalıyor?..

Ayşe’nin yükselişinde, Mansur’un yazdığı gibi Hıncal abinin etkisi...

İyi de benim bildiğim bu Hıncal abinin, Türk basınında zaten tarikatı vardır...

Her Salı, Ertekin’in Ortaköy’deki mekanında buluşanlar artık bunu saklamıyorlar, hattakendilerine Hıncal Uluç’un başharflerinden oluşan HU tarikatı diyorlar...

Bu tarikata üye olmak için, yatak odasından falan geçmek gerekmiyor...

Hıncal abinin frekans boyunu tutturmak gerekiyor...

Yaşamdan Dakikalar’da Hıncal Abi ve Haşmet’le beraber program yapan Sunay Akın isimli entellektüel kardeşimiz de Sabah’ın ekinde yazıyor...

Büyük olasılık o da Hıncal Abi referansıyla Sabah’ta yazıyor...

O da mı yatak odasından geçti?..

Hiç böyle şey olur mu?..

Ayşe Sevgi’nin Günlüğü’nünden bu yana, güzel ve ilginç yazılar yazan bir kız arkadaşımız...

Gazetecilikte çok hızlı yol aldı...

Doğru...

Çok çabuk köşe yazarlığına terfi etti, bu da doğru...

Ama Ayşe’nin bu şansının nedeni cinsel değil sınıfsal...

Ayşe çok yetenekli, ama aynı zamanda ünlü sanatçı Neco’nun kızı...

Ünlü gazetecilerin çocukları da bu mesleğe baba ya da anne avantajıyla başlamıyorlar mı Hasan abi?..

Ayşe’nin durumunun bundan ne farkı var?..

Haa... Yazının bir yerinde diyorsun ki, “Gazetecilik bir meslek değil, bir iştir...”

Eşhedübillah doğru!..

Meslek olsa misal doktorluk gibi sadece doktor olanlar mesleği icra ederlerdi...

Bizim gazetecilikte herkes bu mesleği icra eder, edebilir...

Yatak odası şart değil... Birinin eşi dostu olması yeterli...

Onun için bizde bir gün genel yayın müdürü olan ertesi gün aniden işsiz kalır...

Siz hiç bir başhekimin büyük bir hata yapmadıkça, bir günde doktorluktan men edildiğini gördünüz mü?..

Gazetecilikte görürsünüz...

Meslek değil “iş”tir gazetecilik... Bunda haklısın Hasan abi...

Ama Ayşe’nin yatak odasında doldurmuşlar seni...

O iş cinsel değil, sınıfsal Hasan abi...

*****

FATİH AKSOY İÇİN AYSUN...
Fatih Aksoy dün aradı...

Aysun’la ilgili yazını okudum, “Benim sözlerimi bayrak yaparak ona saldırılmasına çok ama çok üzüldüm...” dedi...

Biliyordum, çünkü tam Aysun’u yazarken, içimden bir ses Fatih Aksoy “Evlenilecek evlenilmeyecek kadın ayrımını Aysun’u kastederek yapmadı” demişti...

Onun için, “Ola ki...” demiştim, “Fatih, Aysun’u kastederek söylemedi o sözleri...”

“Aysun için söyleyebileceğim tek söz” dedi Fatih, “Onun tanıdığım en düzgün kadın olduğudur... Benim söylediğim herhangi bir sözden Aysun’a yönelik bu anlamı çıkarmalarından utanç duyuyorum...”

Ne demiştim dün...

Müthiş yalancı, aşırı riyakar, arsız, densiz ve bir magazin aurasının içinde rezil olmaktadır hayatlar...

Gururlar kırılmakta, onurlar incinmektedir...

Yalancılık ve riyakarlıkla bezenmiş arsızlık bütün hızıyla sürmektedir...

DİĞER YENİ YAZILAR