Belimden niye ameliyat ettiler beni!..

Sezen iki metre karşımda oturmuş bana söyleniyordu: “Sakın bel ameliyatı olayım deme Reha...

Haberin Devamı

Sezen iki metre karşımda oturmuş bana söyleniyordu: “Sakın bel ameliyatı olayım deme Reha... Seni kasap gibi kesip biçecekler... Çünkü onlara en kolay gelen tedavi etmek yerine kesip biçmek... Çok iyi bildiğim bir uzman fizyoterapist var... Ona götüreyim... Hemen çözecek belini göreceksin...”

Hayatımın şarkılarının kadınıydı Sezen...

O kadar hayatımın şarkılarının kadınıydı ki, hayatımın kadınlarından biri kadar yakındı bana...

O gece beraber gireceğimiz benim canlı yayın programından 1 saat önce bunları söylüyordu bana...

Sezen’e onun sözüne kulak verecek kadar yakındım yakın olmasına, ama benim gibi deli duygusal bir Yengeç olduğunu bildiğimden, tıp gibi bir müsbet bilim konusunda “Sezen’i değil, doktorları dinleyeyim” dedim... Onu kırmamak için “evet evet” deyip geçiştirdim...

Bir Perşembe gecesiydi...

Bense Cumartesi sabahı kimseye haber vermeden bıçak altına yatmaya karar vermiştim...

Amerikan’da...

“Doğduğum yerde ameliyatı olayım... Doğduğum yer uğurludur... Ölmem herhalde” diye düşünmüştüm...

Beyin cerrahı Prof. Dr. Fahri Özer, MR’ları incelemiş, “ameliyat olmazsan sakat kalırsın...” demişti bana...

“Sakat kalırsın...” Bu söz kulaklarımda çınlıyordu...

Amerikan hastanesinin koskoca Beyin Cerrahı profesörü bunu dedikten sonra sevgili Sezen’in “Sakın bel ameliyatı olma” Reha sözünün bir anlamı kalır mıydı?..

Sezen’di işte...

Yine duygusal, yine koruyucu... Ama duygusallığından tıbbı bırakmış, hurafelere inanıyordu!..

Ya da ben öyle sanıyordum...

“Hayır” dedim, “Bu bel ve boyun fıtığında her kafadan bir ses çıkıyor... Kimse tıbba, bilime inanmıyor... Kimseye haber vermeden gireceğim bu ameliyatı kameraya alacağım... Kalkar kalkmaz Show Haber’de yayınlayacağım...

Ve herkese bu ameliyattan korkmaması gerektiği çağrısı yapacağım...”

Cuma gecesi kimselere ama kimselere haber vermeden, gizlice Amerikan Hastanesi’ne takma isimle giriş yaptım...

Sabah 7.30’da bel ameliyatı olacaktım... Yanımda sadece tıp doktoru olan spiker arkadaşım Kadri ile handy-cam vardı... Bir de Allah...

Heyecanlıydım...

Ameliyat bölgesinde, beyne giden sinirler vardı... Ameliyatı beyin cerrahı yapıyordu...

Masaya yatıp da kalkmamak vardı...

Ya da başka türlü kalkmak...

Sezen’i dinlemedim!
Sezen bana gizli ameliyattan iki gece önce “Sakın ameliyatla kendini kestirme” dedi... “Yine duygusallığı tuttu, tıbba karşı çıkıyor” diye geçirdim içimden. Onu dinlemeyip, doktoru dinledim! Sonra...

YARIN: KAMERAYA ÇEKİLEN BEL AMELİYATI... VE SONRASI...

*****

AYIP
Tetikçilerin tetikçileri!
Sabah gazetesinin Günaydın ekinde, yalan yanlış, ipe sapa gelmez, tamamen kafadan atma bir haber vardı...

O gazetenin tepe yöneticisi böyle yalan yanlış ipe sapa gelmez haberleri basmak yerine, benim “Kürt sorunuyla” ilgili görüşlerimi, yazı yazmış olduğum aynı gazetenin son 2 yıllık nüshalarından bulup öğrenebilir...

Bugün hala arka arkaya şehitler verdiğimiz bir meselede, terör örgütünün başına “Türkiye’nin başına geçmeyi düşünüyor musunuz?..” yolunda veciz sorular sormadan, nasıl demokratik yaklaşımlar benimsenebileceğini okuyabilir...

Konuyla ilgisi yok ama, yeri gelmişken söyleyeyim...

Yakında Türkiye’de yepyeni bir dönemin başlangıcı olarak gördüğüm “Tetikçilerin tetikçileri” başlıklı bir yeni dönem incelemesi hazırlıyorum...

Bu konuda, araştırmalarıma katkı sağlayarak bilime hizmet edecek, tetikçiler varsa, yaşadıkları tecrübeleri aktarararak tarihe katkıda bulanabilirler...

Tetikçilerin tetikçileri, henüz ciddi bir yaşam tecrübeleri olmadığından bu konuda sadece piyon olarak kalacaklar...

Üzgünüm Leyla...

*****

MERAK
Güneş Coşturur 23 yaşında bir genç kız... Erkek kılığına girip, Brad Pitt’e benzeyip K:H: isimli genç kızı kendisine aşık etmiş... Sonra da ona parmakla tecavüz ederek kızlığını bozmuş...

Neyse... Çetin Altan, tecavüz olaylarıyla ilgili bir dostunun şöyle söylediğini yazmıştı... Üstadım bu tecavüz vakalarını bir türlü anlayamam... demiş, Çetin Altan’ın arkadaşı: Bu işin normal hallerde duhulu zaten yeterince zordur... Zorla nasıl yapılmaktadır, hala anlayamamaktayım...

DİĞER YENİ YAZILAR