Babalar gününde “yengeç bir babanın portresi...”

Bugün “Babalar günü...” Bugün “yengeç burcu bir babanın astrolojik portresi”nin penceresinden içeri süzüleceğim...

Bir babayı o pencerenin içinden anlatmayı deneyeceğim...

O “baba”yı sevebilirsiniz...

O “baba”yı sevmeyebilirsiniz...

O “baba”dan nefret edebilirsiniz...

Hepsine hakkınız var...

Ama bugün “babalar günü...” Babalar gününde “onun da kendini yazmaya hakkı var...” Kızlarına ve oğluna ilerde onu anlamaları için...

Bir de; Onun gibi olanlarla beraber olanların empati yapmaları için...

*****

MED-CEZİRLERİN ORTASINDAKİ YENGEÇ...

Her yengecin en az dört yüzü vardır... Çünkü yengeç burcu, karanlık, sisli, dişil büyüleyici, gizemli enerji, olan ay tarafından yönetilir...

Ayın yeniay, ilk dördün; dolunay ve son dördün olmak üzere fazları vardır...

Yengeçlerin de öyle...

Ay suları yönetir...

Med-cezirler yapar...

Yengeç de gelgitlidir...

Bir an kahkaha atarken, bir an her şeyin dibinde olabilir...

Yengeç bir su grubudur...

İçinde daima med-cezirler taşır...

***

Sabah kalktığında dolunay fazında bir yengece rastlarsanız onun ne kadar muhteşem, büyüleyici ve vazgeçilmez biri olduğunu düşünebilirsiniz...

Haberin Devamı

Ama öğleden sonra sizin muhtemelen yaptığınızın farkında bile olmadığınız minicik bir jestten, hatta mimikten bile alınıp, birden bire son dördün fazına geçip, somurtmaya başlamış ve kabuğuna çekilmiş olabilir...

***

Öldür Allah o kabuğu açamazsınız...

İnanın kabuğuna çekilmiş bir yengeçle başa çıkmak, Higgs Bozonunu bulmak kadar meşakkatli olabilir...

Unutmaz demiştik...

Ama o element kardeşi, akrep gibi hain intikam planları yapmaz...

İncindiğinde önce kabuğuna çekilir...

Sonra bekler...

Gerekirse sonsuza kadar bekleyebilir... Hayatın intikam saatinin gelmesini... Gelir de...

O sizi bekleyişiyle öldürebilir...

***

Arapçada, Kamer Roma mitolojisinde Diana adlarıyla sembolleşen yengeç bir su elementidir...

Bir yengeç en büyüleyici halini su kenarında gösterir...

Ayın gökyüzünü kapladığı harikulade bir gecede, su kenarında bir yengece rastlarsanız aşık olmamanız mümkün değildir... O kadar büyüleyici, yaratıcı ve güzeldir...

Haberin Devamı

***

Deniz ve bütün sular onun aşkıdır...

Yengeçlere bakın...

Onlar daha çok denizde, su kenarlarında yaşarlar...

Nadiren karada bulunurlar...

Deniz üzerine muhteşem bir roman yazan Ernest Hemingway’e bir selam gönderelim...

***

Biraz tombulca cömert bir yüz ifadesi yani ay yüzü onu hemen tanımamıza yol açar...

Ay çehresi yengece aittir...

***

Apaçık yengeç yüzleri ortadadır...

Liv Tyler, Prenses Diana, Müjde Ar, Reha Muhtar, Deniz Seki, Türkan Şoray, Sezen Aksu, Isabelle Adjani, Frida Kahlo, Gustav Klimt, Tuba Büyüküstün, Ata Demirer, Levent Üzümcü, Harrison Ford, Aşkın Nur Yengi, Sylvester Stallone, VII. Henry, Hüsnü Şenlendirici, Natalie Wood, Nelson Mandela, Jack White...

*****

“BİR YENGEÇ UNUTUR... AMA NEYİ UNUTTUĞUNU ASLA UNUTMAZ...”

Babalar gününde “yengeç bir babanın portresi...”

“Yengeç burcu bir insan, isterse unutur...

Ama neyi unuttuğunu asla unutmaz...”

Bu bir yengeç atasözüdür...

***

Hafıza-ı beşer unutmakla malülse, “yengeç” unutmamakla malüldür...

Unutmaz...

Bellek bir yengecin alamet-i farikasıdır...

Belleğinde iyiliği ve kötülüğü, mutlu ve karanlık anıları, kokuları, renkleri, sesleri, görüntüleri, yansımaları, ışık oyunlarını, işaretleri, sonsuza kadar saklayabilme kapasitesiyle doğmuştur...

Haberin Devamı

***

O aslında geçmişte yaşar...

Zaman onun için geçmez...

Bir an bütün boyutlarıyla her daim yaşadığı günkü kadar belleğindedir...

Hatta o an yaşanırken bile, bir yengecin belleğinde olduğu kadar renkli olmamıştır...

Bir bellek ustası yazar Marcel Poust bir yengeç burcudur...

Mıhlayıcı bellekleri nedeniyle yengeçler iyi fotoğrafçı olurlar...

***

Unutmamak, sonsuza değin bırakmamak bağlılık yengece özgüdür...

Milena’yla yıllarca sadece mektup aşkı yaşayan Franz Kafka bir yengeçtir mesela...

*****

EVİNDEKİ HUZUR VE HASSAS MİDESİ...

Renklerden beyaz, gümüşi mavi onun uğurlu rengidir... Elbette güneşi altın simgelerse, yengeci de gümüş madeni simgeler... Ay taşı uğurlu taşlarıdır...

***

Bedende göğüsler ve mideyi yengeç burcu yönetir...

Yengeçlerin, mide bölgesi hassastır... Aynı zamanda rahim bölgesi ve akciğerin alt lobları da yengecin hassas bölgeleridir...

Haberin Devamı

Genellikle çok güzel ve genişçe bir göğüs bölgesi vardır... Görür görmez sinesine yaslanmak istersiniz...

Çünkü orada sonsuz bir anne şevkatini, (kadın veya erkek yengeç fark etmez) bulabilirsiniz...

*****

ERKEK YA DA KADIN BÜTÜN YENGEÇLER ANNEDİR...

Sadece çocuklarının değil, bütün sevdiklerinin annesidir... Koruyucu kollayıcıdır... Besleyicidir; büyütücüdür... Erkek ya da kadın bütün yengeçler bir şekilde annedir... Annelik yengeçlerin kutsal kavramıdır... Anne olsunlar ya da olmasınlar...

***

Bir yengecin annesine, ailesine, çocuğuna, ya da annelik yaptığı herhangi birine, ya da şeye en küçük bir olumsuz imada bulunmayın... Asla affedilmezsiniz...

Bazen de bir yengeç; bütün dünyaya annelik yapar...

Nelson Mandela gibi...

Mesela Dalai Lama 3, bir yengeçtir... Şevkat ve sevgi mesajlarıyla dünyaya annelik yapmaktadır... Üstelik yengeç dayanıklı ve sabırlıdır... Kabuğunu kapattığında yıllarca zorluklara dayanabilir...

***

Kabuğunu açacağı günü bekler... Otuz yıla yakın hapishanede kalan ve gıkını çıkartmayan Nelson Mandela gibi...

Yengecin kutsalları arasında birinci sırada evi gelir... Yengeç evi yuvadır...

Onun çelik kozasıdır...

Dışarıda bütün kötülüklerden kaçıp saklandığı kutsal sığınağıdır... Bir yengecin evine gittiğinizde içinizi huzur kaplar... Mutfağı asla boş olmaz...

Tersine yemek onları güvencede hissettirir... Aynı şekilde sevgilerini göstermenin bir yolu da budur...

Yedirirler içirirler... Yerler ve içerler...Zayıf kalabilmek için bir yengecin çabalaması gerekir... Med-cezirinde yemekle ilişkisi bir sarkaç gibi gider gelir...

*****

ONU ASLA BULAMAZ, HABER ALAMAZ, BİR DAHA GÖREMEZSİNİZ...

Babalar gününde “yengeç bir babanın portresi...”

Bir yengeç asla doğrudan harekete geçmez...

O bir hedefe, bir aşka, bir duruma bir yengeç edasıyla yan yan giderek yaklaşır, yavaşça sıkıştırır, etrafını çevirir sonra kıskaçlarının arasına alır ve bırakmaz... Onun tarzı budur...

Zaten o derece güvenli bir koza örer ki, yengecin eline düşen pek kurtulmak istemez...

***

Aşkta ayrılmayı bilmez...

Ayrılsa bile ayrılmamıştır...

Bıraksa bile unutmamıştır...

Aldatılırsa laneti peşinizi bırakmaz...

Tavsiye etmem... Yeni aşkın pek hayrını göremezsiniz...

O derece derin acı çeker ki, evrene bu acıyı o derece yoğun gönderir ki, su enerjisiyle bunu bütün aleme iletebilir...

O kahır gelir sizi bulur...

Yengeçten ayrılmak zordur...

İsterse o sizi bırakır ki, bu da imkansızdır...

Ama yengeç; mağma tabakası kadar gururludur...

Ne kadar zor gelse de, ona bir kez hak ettiği değeri vermediğinize ikna olduğunda, bir kez onun değerini anlamadığınıza karar verdiğinde, sırtını döner ve gider...

Onu asla bulamaz, haber alamaz, bir daha göremezsiniz...

Size veda ettiğinde bu ölüm kalım vedası olur... Ne yaparsanız yapın geri dönemezsiniz...

***

Ayrıldığında çok acı çeker, kıskaçlarını kapatır, epey bir depresyona, yeraltına, denizlerin derin mağaralarına girdikten sonra bir “ay insanı” olarak tekrar kendini parlatmaya karar verir...

Kendini bir su kenarına atarak iyileşir... Aşk yolculuğuna yeniden başlar... Eskisinden büyüleyici olur... Aşkı kimse onun kadar yoğun yaşayamaz...

Sezen Aksu’nun “Ben Sende Tutuklu Kaldım” parçası gibi nice parçası “ay”ın yengeç halini anlatır...

Yengeç duyguların dilini bilir... Şehirleri vardır...

İçinden su geçmeyen bir şehirde mutlu olmaz...

Venedik; İstanbul; Paris, Prag, Atina, Newyork; ve kim bilir daha niceleri...

DİĞER YENİ YAZILAR