MİNA'YA 9 YIL ÖNCEKİ MEKTUP...

"MİNA'NIN KAHVALTISI..."

Sabah gazetesinde yazmaya başladığımda, her Pazar günü Mina'ya Mektuplar yazardım...

Var mıydı; yoksa gerçekte yok muydu Mina diye birisi bilinmez...

Gerçek miydi, sanal mıydı, yoksa birkaç kadının birer parçası mıydı o da söylenmez...

Adına Mina demiştim...

Mektupları Mina için yazmaya başlamıştım...

Mina'ya Mektuplar şimdi kitap oluyor...

Aşağıdaki mektup sonuncusu...

Adı Mina'nın Kahvaltısı...

***

Seninle kahvaltı nasıl bir şeydi acaba Mina?..

Kahvaltı Kadınları yazısını yazdıktan sonra düşündüm...

İlk zamanlar sen de kahvaltı kadınlarından olacağını biliyor muydun ki?..

Her zaman benim için çok mücadele ettiğini söylerdin...

Acaba ilk günden mi başlamıştın mücadeleye?..

Her kahvaltı kadını gibi ilk günden doğal olarak mı planlamıştın Kahvaltı Kadını olmayı?..

***

İlk beraber olduğumuz gün kahvaltı edilecek bir zaman hiç değildi hatırlıyor musun?..

Kim derdi ki o gün ne kahvaltılara gebedir?..

Ben demezdim...

Eminim sen diyordun...

Ama eminim sen de emin değildin...

***

Mutlu muydun kahvaltı kadını olmaktan?..

Haberin Devamı

Mutlaka...

Ama mutlu olduğunu göstermek istemezdin...

Hep bir bilinmezliği yaşar ve yaşatırdın...

Kahvaltı kadınlığının da ötesini istediğini bilirdim...

Ama kahvaltı kadınlığının ötesinin bile seni mutlu edeceğinden kuşkuluydum...

Kahvaltı kadınıyken bile, kahvaltısız kadınlar gibi hareket edebilirdin...

Onun için kahvaltılar kahvaltı gibi olmazdı zaten...

***

Hayat ilginç...

İnsan istediği şeye tam sahip olacakken, kaybediyor...

Tam kahvaltılık oluyorduk ki; mesaj geldi...

Kahvaltının da kahvaltıların da içine etti...

Bir daha uzun süre, bizi kahvaltıdan etti...

***

Umarım şimdi; güzel bir kahvaltı kadını olarak keyifle kahvaltı ediyorsundur...

Umarım öyle bir erkekle berabersindir...

Umarım kahvaltılar, huzursuz ve meçhul değildir...

Bana gelince;

O olaydan sonra uzun süre kahvaltı etmedim Mina...

Çok sonraki buluşmalarımızda; kahvaltı etmedim, seninle bile...

Bilerek etmedim kahvaltı seninle...

Kahvaltı huzurlu olmak demekti...

Güneşin ışıklarını teninde hissetmek demekti...

Haberin Devamı

Güneşin ve huzurun verdiği iştah demekti...

Yanında olduğun kadına çok güvenmek demekti...

Kahvaltı güven demekti...


.***

Kahvaltı kadını olmak için; kahvaltı kadgibi olmak gerekiyor galiba...

Kahvaltı erkeğini bulmak da gerek sanırım...

Umarım şimdi kahvaltı erkeğinle birlikte...

Kahvaltı kadınları gibisindir...

Sevgiyle kal...

Hoşça kal...

(Haziran 2006 İstanbul)

-------

9 YIL SONRA... 14 ŞUBAT 2015...

KIZIM MİNA'YA MEKTUP...

Sevgili Mina;

Dün öğlen bir erkek arkadaşım yeni tanıştığı kız arkadaşıyla bizimle yemek yemeğe gelmişti...

Onlar masaya geldiği andan itibaren huysuzlaştın...

En sevdiğin yemeği beğenmedin...

Ağladın...

Koltuğa yattın...

Misafirler ne yapacaklarını şaşırdılar...

Sana sempatik davranmak istediler...

Ama hiç oralı olmadın...

Ağlamaya, huysuzlaşmaya, yemekleri istememeye devam ettin...

***

Dostuma ve kız arkadaşına; "baba kız aşkından" söz ettim...

Göz kaş işaretiyle...

Sen duysan daha da huysuzlaşıyordun çünkü...

Onlara; 9 yıl önce Mina'ya yazdığım mektuptan ve kitaptan söz ettim...

Kadınlarla hayatımı, aşklarımı, duygusallıklarımı yazdığım Mina'ya Mektuplar'ı paylaştım onlarla...

Haberin Devamı

Gerçekte hayatımda Mina isminde hiçbir kadın olmadığını; ilk Mina'nın sen olduğunu söyledim onlara...

Mina isminin bir "sembol" olduğunu; yaşadığım kadınları ve hayatları kitaplaştırdığımı

anlattım onlara...

***

"Çocuk"tan o kitapta hiç söz etmediğimi söyledim onlara...

Hayal kırıklıkları...

Duygusallıklar...

Bir parça sevda...

Bir miktar yaşanmış aşkların duygusal seraplarından ibaretti o kitap ve "Mina'ya Mektuplar..."

Adı senin adını taşısa da; o kitap yazılırken sen yoktun...

Senden bahsetmeyen...

Senin dünyaya geleceğinden bile haberi olmayan...

Babanın kadınlarla ilişkilerini ve hayatını anlatan...

Aşkları, hayal kırıklıkları ve edindiği tecrübeleri aktaran o kitap, seni çağırdı bana...

Sen geldin babana...

Yanına erkek kardeşini alarak...

***

Dün; tanımadığın kadınları masamızda gördüğünde "huzursuzlaştığını" fark ettim...

6 yaşına geliyorsun; büyüyorsun...

Büyüdükçe; "babanın kızı" oluyorsun...

Serpildikçe; "babanın kızı olduğunu" etrafa fark ettiriyorsun...

Haberin Devamı

Dün Sevgililer Günü'ydü kızım...

Dün ilk kez bir Sevgililer Günü'nü seninle ve kardeşinle yemek yiyerek geçirdim...


***

Hiçbir kahvaltıda ve hiçbir kahvaltı kadınında bulamadığım huzur vardı seninle ve kardeşinle yediğim yemekte...

Hayat böyle kalmayacak belli ki...

İstikbalde; nice Sevgililer Günü'nde; ben başka kadınlarla yemekler yiyeceğim...

İlerde, sen, kardeşin, ablan kendi sevgililerinizle 14 Şubat yemekleri yiyeceksiniz...

Emin ol ki Sevgili Mina'm...

Hiçbir 14 Şubat'ta...

Ömrümün hiçbir Sevgililer Günü'nde...

Kendimi sizinle yediğim bu yemekteki kadar huzurlu hissetmedim...

Sanırım bundan sonra da hissetmeyeceğim...

Babacığın...

(14 Şubat 2015)

DİĞER YENİ YAZILAR