‘Mucize’yi yakalamak...

Bu köşede hayatı derinliğine okuyan, gönül gözü açık yazar ve düşünürlerin “hayatla ilgili olağandışı saptamalarını, mucizevi sözlerini ve olağanüstü çözümlemeleri”ni yayınlıyorum...

Deepak Chopra, Ahmed Hulusi, Robin Sharma, Debbie Ford gibi günümüz “bilge düşünürleri”nin özlü sözlerini...

Dalai Lama ve Osho gibi uzakdoğu felsefesinin temel öğreticilerinin, felsefelerini...

Hz. Mevlana, Yunus Emre gibi tarihten günümüze “gönül gözüyle yaşayıp aktardıkları mucizeleri, insanlığın katkısına sunan değerli “bilge”lerin tarihe mal olan bilge düşüncelerini alıntılıyorum...

***

Bundan amaç; insanların; hayata “beş duyu organının kısıtlı perspektifinin dışında; çok daha geniş bir vizyondan, gönül gözünün çerçevesinden” bakabilen “bilge düşüncelerle” tanışmasını sağlamak...

Bugünden itibaren çok etkili bir İskoç kadın yazarın Eileen Caddy’nin “İçimizdeki Kapıları Açmak” isimli kitabından çok önemli bulduğum önermelerini yayınlamaya başlıyorum...

Yılın her günü yazarın o güne mahsus bir önerisini yayınlayacağım...

Haberin Devamı

***

Eileen Caddy 1953 yılında 40 yaşındayken “duymaya başladığı iç sesinin” anlattıklarını günlük düşünceler şeklinde bize aktarıyor...

İngiltere’nin “ruhsal alanda en etkili elli kişisinden biri seçilen” Eileen Caddy’nin; İpek Cihan Bilgin’in tercümesiyle çıkan bu çok değerli çalışmasının “günlük öğütleri”ni her sabah, okumanız hayata bakışınızı değiştirecek...

Bir süre sonra bunları içselleştirebilirseniz; çok farklı, huzurlu, mutlu ve evrenle uyumlu bir frekansa kanatlandığınızı göreceksiniz...

***

Dün 17 Kasım 2014’tü...

Eileen Caddy’nin kocası ve bir meslektaşıyla işsiz kaldıktan sonra bir “karavan”da yeniden hayata başladıkları ve mucizevi bir yeniden başlangıç, ya da şimdiki deyimle geri dönüş yaptıkları 17 Kasım’ın 1962’nin 52. yıldönümü...

17 Kasım 2010 ise benim kişisel tarihimde çok önemli bir kilometre taşıydı...

O gün “birçok şeye yeniden başladım...”

O yeni başlangıçtan sonra; “yeni mucizevi ilhamları, gönül gözünün yaşamsal önemini, hayatın derinlerdeki anlamlarını” kavramaya başladım...

Haberin Devamı

O günden sonra her gün yeni bir “bela”yla karşılaşmış gözüksem de, her sabah yeni bir mucizeyle uyandığımı fark ettim...

17 Kasım 2014’te bundan böyle her gün yayınlamaya karar verdiğim bu kısa önermelerin “yüzbinlerce; milyonlarca insana ilham olmasını” diliyorum...

Gönülden ve gerçekten...

Biz insanlar bir “bütün”ün parçalarıyız...

“Bütün”ü hissedebildiğimiz ölçüde insan halindeki parçacıklar; hayatı “bütün” olarak başka bir düzleme çıkaracaklar...

Tüm kalbimle bu “niyet”in gerçekleşmesini diliyorum...

‘SAHİPLENMEYE KALKTIĞINI KAYBEDERSİN...’

18 KASIM için...

“Sahip olduğun her şeyi ‘bütün’ün yararına kullan...

Onları biriktirmeye ya da istiflemeye çalışma...

Tam tersine paylaş...

Çünkü ancak paylaşırsan büyüyecek onlar...

Ve eğer birine ya da bir şeye tutunup sahiplenmeye çalışırsan, onu muhakkak ki kaybedeceksin...

Yasa böyledir...

Ve sen yaşadıkça onun bütün çevrende de böyle gerçekleştiğini göreceksin...

***

Eğer paket içinde tohumların varsa ve onları sen dolaba kaldırır ve unutursan, hiçbir işe yaramazlar...

Haberin Devamı

Orada öylece kalırlar...

Ama onları alır, toprağa eker ve bakımını yaparsan, tohumlar sadece büyümekle kalmaz, devamlı çoğalıp artarlar... Bu yüzden sahip olduğun hiçbir şeye tutunma...

Sahip olduklarını mutlulukla paylaş...

Ve onların nitelik ve nicelik olarak büyümesine tanık ol...

Uygun tutuma sahip olduğunda, tüm ihtiyaçların harika bir şekilde karşılanır...

Her şey senin içindir...”

ROBERT REDFORD’UN MERYL STREEP’E SÖYLEDİĞİ O SÖZLER...

Out Of Africa (Benim Afrikam) filmi 10 Aralık 1985 yılında Los Angeles’ta vizyona girdi... Türkiye’de ilk gösterimi Mart 1987’deydi...

Ben Atina’daydım o sırada...

1986’nın son aylarında izledik eski eşimle filmi Atina’da birlikte... Ambelokipi’ye yakın bir sinema salonunda seyretmiştik filmi... Evimizin bulunduğu Leoforos Alexandras’ın sonlarına yürüyerek yarım saat; kırk dakika mesafedeydi...

***

Dört yıla yakın süren evliliğimiz artık gitmiyordu...

Fakat fiiliyatta hiç yürütemediğimiz evliliğimizi “duygusal” olarak bir türlü bitiremiyorduk... Bir ilhama, bir dış etkiye, bir motivasyona, yüzümüze çarpılacak bir çarpıcı bir olaya ihtiyacımız vardı...

Haberin Devamı

Film bittiğinde bir süre yerimden kalkamadığımı hatırlıyorum... Sinemadan çıktığımızda, ‘eve yürüyelim istersen’ dediğimi anımsıyorum...

***

Yavaş yavaş eve doğru yürürken, sinema çıkışları hep yaptığım gibi “filmi bu sefer hiç konuşmadığımı” hatırlıyorum...

Biyografik filmin dünyasından çıkamıyor; hayatı özgür ve maceracı yaşayan Robert Redford’un (Denys Finch), onu seven kadın Meryl Streep’e (Karen Blixen) söylediği sözleri aklımdan çıkaramıyordum...

***

Denys Finch’in (Robert Redford), hayatının çok ama çok uzaklarındaydım o sıralarda...

Hayatı o sıralar benim için “kuyruklu bir yıldız” kadar uzaktaydı... Ne var ki oynadığı rolün; henüz tırnağı bile olamadığım karakterin “uzaklarda kendini arayan maceracı ruhuna” mest olmuştum...

***

Filmi izledikten sonra, otuz dakikalık yürüyüş esnasında filmin tek başına muhasebesini yaparken; “eşimle ayrılma vaktimizin geldiğini ve bunun engellenemeyeceğini” idrak etmiştim... Boşanma kararındaki sebatımı Robert Redford’un Out Of Africa’daki rolüne borçluydum ben...

Önceki gece bir kanalda tesadüfen takıldığım Out Af Africa’da Denny Finch’i oynayan Redford’un; sevdiği kadına;

-“Hiçbir şeyin ve kimsenin sahibi olamazsın... Bizler burada geçiciyiz... Gelip geçiyoruz buralardan...” repliğini duyunca irkildim...

O sözlerin gerçek anlamını ancak yirmibeş yıl sonra anlamaya başlayacaktım... 2011’lerde İstanbul’da, bir başka “ayrılışın en esmer günlerinde”...

***

Denny Finch’i ve karen Blixen’i yaşamak istiyorsanız; sözlerin derinliğini kavramak istiyorsanız bugünlerde bir nostalji yapmanızda yarar var...

Koyun bir Out Of Africa filmi DVD’ye... İzleyin Robert Redford’un Denys Finch Hatton karakterini doya doya...

Sonunda biraz hüzünlenir-

siniz... Ve fakat yalnız olmadığınızı hissedeceksiniz...

DİĞER YENİ YAZILAR