Gerçekleri ifşa etmek...

Hayatta hiçbir şey gizli kalmıyor...

Gün geliyor ortaya çıkıyor, bütün gizlilikler, bütün kirlenmişlikler, kapalı kapılar ardında planlanan bütün tezgahlar bir bir dökülüyor...

Türkiye'de oynanan bütün oyunlar "gizli ellerle" oynanıyor...

Aslında bir orta oyunu oynanan...

Üzeri allanıp pullanıyor, bir "tiyatro"ya dönüştürülüyor...

***

Her şey bir gün ortaya çıkıverir... Mesele şu ki;

Onlar ortaya çıkarken; hayatın çok fazla kırılıp dökülmemesi, kendimizi ilerde çok da rezil edecek enstrümanlara yönelinmemesi...

Yaşamımda hiçbir gizli kapaklı işim, ilişkim, bağlantım ve operasyonum olmadı... Bunları yapanlarla ilgili çok fazla ifşaatta bulunmayı da yeğlemedim...

Hayatı başka türlü okuyorum ben...

Yapmaya çalıştığım dostluklar... Sevdiğim insanlara ve hayata katmaya çalıştığım katkılar...

Yetiştirmeye çalıştığım çocuklar, bir zamanlar gazeteciler ve yaşatmaya çalıştığım büyüklerle onlara verdiğim değerlerle "mutlu olmaya çalışıyorum..."

***

Zaman zaman bu köşenin okuyucuları "benden pek beklenmeyen sertlikte yazılar görüyorlar..."

Haberin Devamı

Yadırgıyorlar...

Niye böyle sert yazdı bu kadar sevgi ve iyilikle doluyken diye...

Biliyorum ki; hayatın gizli kalmış gerçeklerinin, manipülasyonlarının, mutlaka ortaya dökülecekleri zamanlar var...

Hayatın değişmez yazgısı bu...

Bunların başrol oyuncusu ben olmak istemiyorum...

Fakat "benim irademle olan bir şey değil bu..." Evren ve kader bu görevi bana veriyorsa o görevi ben üstleneceğim...

O misyonu ben yerine getireceğim...

Çünkü "evren"in benim üstümde bir iradesi var...

***

Son zamanlarda "gizli kapaklı" işler yapanlar, gizli odakların emirleriyle hareket edenler arka arkaya provokasyonlara girerek "tahrik" politikası izliyorlar...

Hayat "tarihi olarak" eğer o misyonu bana yüklüyorsa "bundan kaçamayacağımı biliyorum..."

Onun için de yüksünmüyorum...

Uzun zamandır sadece "kader"in bana biçtiği rolü düşünüyorum...

O "rol" neyse yerine getireceğim...

Kendimi gaza getirmemeye gayret ediyorum...

Eğer hayat o rol için beni biçtiyse; "tarihin gerektirdiği misyonu" yerine getirmekten zerrece imtina etmeyeceğim...

Haberin Devamı

Şimdi çocuklarımın ve sevdiğim dostlarımın olmasının benim için ne kadar değerli olduğunun farkındayım...

"Yalnız" değilim artık...

BİLGEDEN ÖĞRENİLEN YEDİ GERÇEK...

Bir bilge kendisiyle çok uzun zamandır çalışan öğrencisine sorar;

- “Kaç yıldır benim yanımdasın?..”

- “Yirmibeş yıldır efendim...”

- “Bu zaman süresince ne öğrendin?..”

- “Hiçbir şeye değişmeyeceğim yedi temel gerçeği öğrendim efendim...”

- “Neredeyse bütün ömrüm seninle geçti... Topu topu yedi tane gerçek mi öğrendin benden?..”

- “Evet... Çok önemli gerçeklerdi bunlar...”

1. GERÇEK...

“Baktım ki herkes bir şeyi dost ediniyor... Ona gönül verip bağlanıyor...

Ancak bunların hemen hepsi insanı yarı yolda bırakıyor...

Ben ise beni hiç bırakmayacak; ölümden sonra bile benimle gelecek şeyleri aradım...

Ve dost olarak iyilikleri seçtim kendime...

Ki onlar sonsuz bir yükselme yolculuğuna çıkan insanoğlunun hiç tükenmeyecek gıdası ve gerçek dostudur...

İyilikleri seçtim kendime dost niyetine...

2. GERÇEK...

Haberin Devamı

Baktım ki insanların birçoğu geçici dünya değerlerine dört elle sarılıyor...

Onları koruyor...

Kasalarda saklıyor...

Kaybolmaması için her çareye başvuruyor...

Kimi zenginliğine;

Kimi güzelliğine;

Kimi ününe tutunuyor sımsıkı...

Onları elden çıkarmamak için çırpınıp duruyor...

Oysa ben varlığımı ve bütün isteklerimi o’na satıp; gönlümü yalnız O’nun sevgisine açtım...

3. GERÇEK...

İnsanların üstün olmak için birbirleriyle yarıştıklarını görüyorum...

Ancak birçoğu üstünlüğü yanlış yerlerde arıyor ve birbirinin üstüne basarak yükselmek istiyor...

Bunun üzerine üstünlüğü geçici dünya değerlerinde değil, akıl ve ahlakça yükselmekte, kötülüklerin her çeşidinden el etek çekip, iyiliklere vasıta olmakta aradım...

4. GERÇEK...

Bakıyorum ki insanlar, sabahtan akşama birbirleriyle uğraşıyor, boş yere hayatı zehir ediyorlar kendilerine...

Bütün bunların benlik, bencillik ve çekememezlikten ileri geldiğini görüyorum...

Ve gönlümü bütün bu kirlerden arıttım...

Dostluk, huzur ve güven içinde yaşamanın yolunu buldum...

Haberin Devamı

5. GERÇEK...

Nedense herkes hatasının sebebini hep dışta arıyor...

Başkalarını suçlamak yolunu seçiyor...

Böylece suçlarının örtüsü altına saklanıyor...

Oysa insanın başına ne geliyorsa, kendi yüzünden ve kendi eliyle geliyordu...

Bunu görüp, yalnız kendimle savaşa girerek, nefsimin iradesine uymamaya ve vesvese verenin ağzına düşmemeye çalıştım...

6. GERÇEK...

Bakıyorum ki insanlar; bir lokma ekmek ve dünya geçimi için helal haram demeden, her türlü hakkı çiğnemekten çekinmiyorlar...

Hem başkalarının hakkını alıp, onları yoksul bırakıyor, hem de bu haksızlığın azabını ağır bir yük gibi vicdanlarında taşıyarak iki kere kötülük etmiş oluyorlar...

Oysa doğru yaşandığında,

hakça bölüşüldüğünde dünya nimetleri insanlara yetiyor da

artıyor bile...

7. GERÇEK...

İnsanlar bir şeye dayanmak ve güvenmek ihtiyacındalar...

Kimi zenginliğine...

Kimi güzelliğine...

Bunların hepsi bir süre sonra yıkılacak iğreti destekler...

Ben ise yalnız O’na sığınıp O’ndan yardım diledim...

Bunun karşılığında sonsuz bir güven duydum...”

(Burçin Alpacar’ın Bir Not Var Sizlere kitabından)

DİĞER YENİ YAZILAR