Teslim Töre’nin ‘O Ses Türkiye’ yarışmasındaki şarkıcı kızı...

Teslim Töre’nin ‘O Ses Türkiye’ yarışmasındaki şarkıcı kızı...

-“İllegal (Yasa dışı) mücadeleye girerken aileme, çocuklarıma söyledim bunu...

‘Ben artık sizden ayrılıyorum’ dedim...”

-“Ne dediler?..”

-“Ağladılar, üzüldüler... Bizi; çocuklarını bırakma dediler... Sekiz çocuğum olmuştu... (Biri daha sonra ev baskınında ölüyor)... ‘Ben artık sizden ayrılıyorum‘ dedim...”

***

“Teslim Töre ve THKO (te-aş-ko okunur)...

70’lerde radyoda okunan sıkıyönetim bildirilerinde bu tınılar duyulduğunda, bu isimler geçtiğinde haddinden fazla mücadele ve kavga çağrışımı yapardı...” diyor; Milliyet gazetesinde; röportajı yapan Ahmet Tulgar...

Teslim Töre...

THKO ve Deniz Gezmiş’lerle adı birlikte anılan “sosyalist gençlik lideri...”

Tulgar’ın verdiği bilgilere göre, 22 yıl illegal yaşıyor Teslim Töre...

19 Aralık 2000’de cezaevleri ateşe verildiğinde Bayrampaşa cezaevinde bulunuyor...

-“İlk kez o gün ölümden korkmuştum...” diyor...

-“Kendiminkinden değil... Benimle beraber cezaevinde olan oğlumun benden önce ölmesinden korkmuştum... Koğuşa ateş açılmaya başlandığında kucağıma yatmıştı oğlum...”

Haberin Devamı

***

Amerikan 6. filo askerlerini İstanbul’da denize döken Teslim Töre kızını 13 yaşında Amerika’ya okumaya gönderiyor...

İşte o kız; önceki gece “O Ses Türkiye” yarışmasında “Dokunma” isimli muhteşem tınılı, içli mi içli bir şarkı söylüyor...

Şarkıyı söylemesini beğenen Hadise’yle çalışmak istediğini ifade ediyor...

Hadise yarışmada onunla çalışmak için butona basıyor...

Teslim Töre’nin kızı Sidenur’la; Hadise beraber çalışacak olmanın mutluluğunu yaşıyorlar canlı yayında...

***

Dalıp gidiyorum otuzbeş yıl öncesine o sahneyi görünce...

Teslim Töre’nin 78 gençliğine devrimci rol modeli olduğu günlere...

18-19 yaşındaki bana ve benim gibilere, “devrimci mücadelenin, devrimciler için çocuk yapmayı erteleyeceğini” söylediği yıllara...

Cezaevlerinin kutsandığı...

Oradaki ‘yatış’ların örneklendiği... Rol modellerin devrimci mücadele içinde çocuk yapmamayı tavsiye ettiği... Hapislerde yaşanırken doğmuş çocukların ‘devrimci’ mücadele ile pratik içinde daha iyi gelişeceklerinin teorize edildiği...

Haberin Devamı

O günler geliyor gözlerimin önüne...

Devrimci kuşakların aile kurması, kursa bile aile merkezli yaşaması kesin olarak kabul edilmezdi, aşağılanırdı...

***

Bayrampaşa cezaevinde yangın çıktığında ilk kez 2000 yılında çocuğu ölmesin diye korktuğunu itiraf ediyor Teslim Töre...

22 yıl illegal yaşarken, duymadığı korkuyu, çocuğu cezaevinde korunmak için dizine yatınca duymaya başlıyor...

THKO’nun kurucu lideri o Teslim Töre’nin kızı Sidenur Töre; önceki gece bir şarkı yarışmasına katılıyor Türkçe popta Türkiye’nin en ünlü popçularından biriyle çalışmayı hak ediyor...

Babaların hülyaları, rüyaları, eylemleri, planları ve çocuklarının yaşadıkları...

***

Teslim Töre’ye THKO’yu kurar ve yirmi iki yıl illegal savaşırken, ilerde doğacak kızının televizyonda pop dalında bir şarkı yarışmasında yarışmacı olacağını söyleseler ne derdi acaba?..

Birkaç yıl önce kendisiyle röportaj yapacak olan Ahmet Tulgar’ın “Taksim’deki Marmara Kafe’de oturup röportaj yapalım” teklifine;

-“Buralarda oturursak, devrimci arkadaşlar yanlış anlarlar... Bizi eleştirirler...” diyen Teslim Töre’nin kızı Sidenur Töre...

Haberin Devamı

***

On yıl önce Bebek’te Lucca Cafe’de güzel bir kızla tanışmıştım...

-“Adın ne?..” demiştim...

-“Eylül...” demişti...

12 Eylül 80 gününü hatırlamış irkilmiştim...

Belli ki solcu olan babası 1980; 12 Eylül’ünde doğan kızına “Eylül” adını özellikle koymuş, darbeyle kaybettiklerini, doğan bebeğiyle kazanmaya çalışmıştı...

Birkaç dakika sonra ablasını tanıştırmıştı Eylül...

-“Bu da Eylem...” demişti...

Eylem anlaşılıyordu ki; 12 Eylül öncesinin arka arkaya “eylem konduğu günlerde doğmuş” ve Eylem adını almıştı...

“Eylül” tankların bütün “eylemciler”in üzerinden geçtiği Eylül 1980 darbesinde doğmuştu...

***

İki genç ve güzel kıza bakmıştım uzun süre...

Bebek’in en ünlü kafe restoranına takılıyor, babalarının koyduğu isimlerin çok uzaklarında bambaşka bir hayat yaşıyorlardı ikisi de...

Kim bilir; bugün çatık kaşlarla, bitmek bilmeyen tartışmalarla “Türkiye’yi değiştirdiğini” düşünen kesimler, bundan yirmi yıl sonra kendi çocuklarını gördüklerinde ne düşünecekler?..

Haberin Devamı

Bebek Lucca Cafe’deki Eylül ve Eylem... O Ses Türkiye yarışmasındaki Sidenur...

Babaların “çocuk yapmayı bile erteleyen, sosyalizm-komünizm mücadeleleri, bu uğurda verdikleri hayatları ve o babalardan doğan çocukların, babalarının vakti zamanında yok olması için ölümüne mücadele ettiği hayat tarzları...

***

Babaların ettikleri mücadele, kendi kızlarının hayatlarını bile değiştirmemişti...

Bunların farkındaydım...

Onun için çocuklarıma “Deniz” adını koyarken, ilk adlarını özellikle değiştirmedim...

Esasen ilk adlarıyla çağrılmalarına ses etmedim...

“Deniz ismi; sadece nahif ve memleketi uğruna ölümü göze alan, bir genç adamın adı olarak isimlerinin bir kenarında duruversin” istedim...

Nahifliğin ve dürüstlüğün, özgürce yaşamanın ve bağımsız kalabilmenin sembolü olarak...

Yoksa çocuklarla ilgili başka bir beklentim yok...

Ve olmayacak...

***

Uzaklarda bir gün, belki “baba”larının,

onları düzgün yaşatabilmek uğruna “bu topraklarda nice dehlizlerden ve suikastlerden, linçlerden ve ince kıyım psikolojik işkencelerden” geçtiğini düşünürler...

O zaman isimlerinin yanına neden “Deniz” konduğunu anlayacaklar...

O kadarı yeter...

Deniz’ler ölmez!..

DİĞER YENİ YAZILAR