Melekler ve şeytanlar...

O uçağa binerken, psikolojim hiç de iyi değildi...

Çekimlerini yaptığım televizyon belgeselinin yayınlanacağı tarihle ilgili TRT'de görüşmeler yapmış, İstanbul'a dönüyordum...

Yedi yıldır yaşadığım şehirden, on yıldır çalıştığım gazeteden ayrılmıştım...

Yanımda kız arkadaşım vardı...

Evimden, şehrimden ve işimden ayrıldığım için, onunla bir süre "baba evinde" birlikte kalmak durumundaydım...

***

Televizyon belgeseli yayınlanacak, ancak sonra ne olacağı meçhul günler başlayacaktı...

Yıllardır yurt dışındaydım...

İstanbul piyasasından uzaktaydım... Piyasada kimle ne konuşacağımı pek bilmiyordum...

Kafamda düşüncelerin ağırlığı, biraz dalgın ve yalnız uçağa doğru yürüyordum...

Kumral saçlı benden biraz kısa, benim yaşlarımda bir adam yaklaştı yanıma...

- "Reha ben Arda..." dedi;

- "Tanıdın mı?.."

***

Arda!..

İlkokul birinci ve ikinci sınıfda en sevdiğim sınıf arkadaşımdı...

Çocuk halimizle birbirimizi deli gibi severdik... Onu en son ikinci sınıfı bitirdiğimiz Haziran ayının ilk haftasında sınıfın son günü görmüştüm...

Haberin Devamı

7 yaşındayken...

Bir daha da haber almamıştım...

6 yaşında başlayan arkadaşlığımız 7 yaşında bitmişti...

24 yıl sonra bir Temmuz akşamı, Ankara'da karşıma çıkıyordu Arda...

Ortaokulu ve liseyi başka okulda okumuş, sonra Amerika'ya gitmiş, şimdi de üst düzey bir bankacı olmuştu... Bir bankanın yönetiminde görev yapıyordu...

***

Melekler ve şeytanlar...

Temmuz'du...

Ankara-İstanbul uçağı boştu...

İnsanların çoğu tatildeydi...

Ankara'da yaz vakti işleri olan birkaç kişi dışında İstanbul'a giden yoktu...

Yan yana oturduk sınıf arkadaşımla, boş uçakta...

Sıcacık bir sohbete girdik 24 yıl sonra...

Gerçekte onunla hayatta ilk kez sohbet ediyorduk...

Arkadaş olduğumuz yaşlarda 6 yaşında çocuklardık; sohbet bile edememiştik...

***

O gün Arda bana; patronunun ünlü bir yayın grubunu satın aldığını...

İsmi çok saygın ve bilinir olan haftalık bir haber dergisinin yeni sahibi olduklarını anlattı...

- "Patron seni Atina muhabirliğinden bilir... Senin isminden çok memnun olacaktır... Ona senle karşılaştığımı söyleyeceğim... Ama bana bir şey söyle teklif gelirse orada çalışır mısın?.." dedi...

Haberin Devamı

***

Her şeyin muğlak, her şeyin meçhul olduğu bir yaz akşamı Ankara'dan İstanbul'a giden bir uçakta, 24 yıl sonra en sevdiğim ilkokul arkadaşıma rastlıyordum...

O bir bankada yönetici oluyordu...

Yöneticisi olduğu yer, bir yayın grubunu satın alıyordu...

Patronu en prestijli dergilerinde benim yazı yazmamı isteyecek bir konumda oluyordu...

Bunların hepsi, mucizevi bir tesadüfle, hiçbir şey planlanmadan, hiçbir şey hesaplanmadan, hiçbir şey amaçlanmadan; 6 yaşındaki tertemiz bir çocukluk arkadaşlığının...

Kardeşliğinin...

Niyetinin...

Ve sevgisinin tezahürü olarak yıllar sonra gerçekleşiveriyordu...

***

Melekler ve şeytanlar...

Yurt dışından döndüğüm o yıl, o dergide yazmaya başladım...

Sonra televizyon programlarına başladım... Sonra gerisi geldi...

Evren ya da daha doğru bir deyimle "Yaradan" bana, en zor günlerimde, hiç beklemediğim bir anda "melek"lerini göndermişti...

Hayatımda "melekler" benim hep yanımda oldular...

Zor günlerimde, biçare hissettiğim anlarda hiç tahmin etmediğim dostlarım ortaya çıktılar...

Haberin Devamı

Ne onlar geleceklerini biliyordu, ne ben onları bekliyordum...

Evren, ya da doğru bir deyimle "Yaradan" onları ihtiyaç olduğunda gönderiveriyordu...

Hiçbir zaman aynısını değil...

Her seferinde bir başkasını...

Hiç beklemediğim, hiç tahmin etmediğim bir başkasını...

***

Tayfun Topal onu tanıdığım 10 yıl önce gencecik bir muhabirdi Sabah gazetesinde...

10 yıl içinde, köşesi olan bir gazete yazarı, sahibi olduğu internet portalı, yapımcısı olduğu sinema filmleri ve işletmecisi olduğu mekanlarıyla ünlü bir işadamı oldu...

Ayaklı Gazete isimli internet portalının 5. Televizyon yıldızları ödül törenini dün gece Meridien otelde gerçekleştirdi...

Bütün televizyon yıldızları, sanatçılar, herkes oradaydı...

Bu satırların yazıldığı sırada gecenin muhteşem geçtiği haberleri geliyordu...

***

Benim için ise gecenin önemi; dostum Tayfun Topal'ın gecesi olmasıydı...

Tayfun;

Sıcaktı...

Samimiydi...

Sevecendi...

Her şeyden önemlisi dostuna karşı dosttu...

Başarılı olması, beni kendim başarıya ulaşmış gibi mutlu ediyordu...

Haberin Devamı

Gece yazı yazdığım saatlere denk geldiği için gidemedim...

Bu satırları yazarken ise şu duygular geçiyordu içimden;

"Hayatta dostlar gördüm...

Hiç beklemediğim bir anda beni elimden tutup cennetin kapısına götüren...

Hayatta dost gibi görünen, çıkarcılar, rantçılar gördüm...

Hiç ummadığım anda, yüzlerindeki maskeyi çıkartıveren...

Küçücük kişisel rantları için bir hiç uğruna seni satabilen...

İçindeki kötülükleri törpüleyemeyen...

***

Ve hayatında, "kötü"ler gördüm, kötülüklerle beslenenler...

Dostluğa; içindeki habis kötülüklerle cevap verenler...

İçindeki kötülüğü yok edemeyenler...

Kötülüğün esiri; olup onun kör kuyusunda debelenmekten kurtulamayanları gördüm...

Kötüleri zavallılıklarını hissettim...

Sonra insanları bir bütün olarak gördüm...

İçlerindeki melekleri ve şeytanları...

Yaradan'ı gördüm...

Yarattıklarını...

Meleklerini...

Şeytanlarını...

Şükrettim...

*****

"SADECE ACI ÇEKEN İNSANLAR, ACI VERİCİ ŞEYLER YAPABİLİRLER..."

"Sadece acı çeken insanlar; acı verici şeyler yapabilirler...

Sadece incinmiş olan insanlar başkalarını incitebilirler...

Sadece kalpleri kapalı olan insanlar sevgiden yoksun davranabilirler..."

Robin Sharma

DİĞER YENİ YAZILAR