Televizyonun kahramanları değişti...

Hayatı değiştiren güç, siyasettir...

Ne ki; hayatın nasıl değişmekte olduğunu siyaset göstermez...

1985 yılında Yunanistan’da dünyaca ünlü ‘Fame Dizisi’ni izlerdim...

Türkiye’de de yayınlanırdı dizi...

Newyork Performing Arts School’da; lise çağı öğrencilerinin, çok zor rekabet koşullarında, içlerindeki sanatsal özgünlüğü, dansı ve özgür koreografiyi ortaya çıkarttıkları filmin ve dizinin ismiydi Fame...

Sonra müzikali yapıldı...

Dinlerken kanımı donduran bir müziği vardı... Her hafta Fame dizisinin yayınlanacağı saati iple çeker; “Newyork’lu Uygulamalı Sanat öğrencilerinin dans, koreografi, müzik ve sanatla dolu” hayatlarını gıptayla izlerdim... Gelmiş geçmiş en ilham verici, en muhteşem müziklerden birinin eşliğinde...

“Fame...

(Ün)

I’m gonna live for ever...

(Sonsuza kadar yaşayacağım...)

Fame...

I’m gonna learn how to fly high...

(Yükseklere uçmasını öğreneceğim)”

***

Hayatla; yaratmanın...

Başarıyla; ismini kazımanın...

Sanatla; kanatlanmanın...

Dansla; yaşamanın...

Yaratıcılıkla; çoğalmanın...

Estetikle; koreografinin...

Haberin Devamı

Müzikle; uçmanın...

Sentezlendiği yerdi Fame dizisi...

***

Verdiği ilham, yüz milyonlarca genci; Dansçı yaptı...

Müziği sevdirdi...

Sanatı kutsadı...

Hayatı estetikleştirdi...

Gençliği stilize etti...

Ebeveynleri eğitti...

***

O yıllarda;

Basketbolu sevdiren Beyaz Gölge dizisini izlerdim...

Dansı, müziği ve sanatı kutsayan Fame dizisini seyrederdim...

Harward’daki hukuk öğrencilerini, zorluğuyla ünlü Hoca’ları Prefesör Charles Kingsfield’ı; Paper Chase dizisinde izlerdim... Dünyaca ünlü bir hukukçunun nasıl oluşmakta olduğunu adım adım seyrederdim...

***

Basketbol...

Dans...

Hukuk...

Birbirinden uzak görünen...

Oysa aynı dünya standartları yelpazesinin içinde yer alan...

“Çağdaş evrensel ölçeklerde”ki mesleklerdi bunlar...

Her hafta yayınlanan diziler, onları gözümüzde idealleştirir...

Kutsar...

Rol modeli yapardı...

*****

HAYAT ÖNCE DİZİLERDE DEĞİŞİR

Hayat önce dizilirde değişir...

Diziler, beyinlerin yeni rol modellerini belirler...

Onlara yeni idealler aşılar...

Yeni karakterleri kutsar...

Haberin Devamı

Yeni alt kültürler yaratır...

Standartları farklılaştırır...

***

Geçenlerde;

Eski ekibimden televizyonculuk bilgisine çok güvendiğim ve çok sevdiğim bir televizyoncu arkadaşımla sohbet ediyordum...

-“Televizyonun kahramanları değişti...” dedim...

-“Artık sürekli siyaset tartışan, birbiriyle tartışarak hesaplaşan televizyon kahramanlarımız var...

Onların tepesinde de siyasi starlarımız...

Artık rol modellerimiz değişti...

Artık “muteber”ler farklılaştı...

Artık hayat ve mesleklerin fonksiyonları değişti...

Artık konuşanlar ve konuşulanlar;

Başka bir hayattırlar...

Başka bir hayata mensupturlar...”

***

Hiç düşünmemişti işin bu tarafını...

-“Çok haklısın abi...” dedi...

-“Hayat gerçekten değişti Türkiye’de...”

Değişmişti...

Hayatı siyaset değiştirse de...

Hayatın nasıl değiştiğini siyaset söylemezdi...

O bir sosyal psikoloji meselesiydi...

10 yıldır bitmek tükenmek bilmeyen siyasi tartışmaları izliyordum...

***

Son günlerde inanılmaz bir bıkkınlık geliyordu üzerime...

Artık hiçbir siyasi tartışma programını izleyemez hale geliyordum...

Haberin Devamı

Konuşmaların hiçbirine tahammülüm kalmıyordu...

Dostlar, arkadaşlar arada bir telefonda,

“siyasi tartışmaların gidişatı hakkında birkaç kelam söylemek istiyorlardı...”

Onlara;

-“Dinlemek istemiyorum...” diyordum...

-“Yük geliyor artık bunları dinlemek ruhuma...”

On yıldır, yeni televizyon aktörleri, starları; her altı ayda bir söyledikleri replikleri değiştiriyorlardı...

Yeni duruma uygun yeni tiradlar geliştiriyorlardı...

Yeni ittifaklara ve düşmanlıklara uygun stratejiler belirliyorlardı...

Bizden de bunları hiçbir şey olmamışcasına dinlememizi istiyorlardı...

***

Bense;

Bu tartışmaları dinlemek yerine;

“Fame”in müzikalinin tüylerimi diken diken eden bestesini dinliyordum...

“Fame;

I’m gonno live for ever... (Sonsuza kadar yaşayacağım)

I’m gonna learn how to fly high... (Daha yükseğe uçmasını öğreneceğim...)”

Hayat değişiyor Türkiye’de...

Ben ise artık bu tür bir değişime direniyorum...

Ortadoğu’nun bitmek tükenmek bilmeyen;

Siyasi ihtiraslarından...

Biteviye tartışmalarından...

Kanlı kavgalarından...

Haberin Devamı

Bel altı hesaplaşmalarından...

Kurtarmak istiyorum ruhumu...

Dünya standartlarında...

Yeniden dünya vatandaşı olmak geliyor içimden...

***

Bunca travmanın ertesinde...

Yeniden olamasam bile...

Tohumlarımın bu vizyonu kaybetmemeleri için, arayışlarımı sürdürüyorum...

Çabalarımı esirgemiyorum...

Sonsuz dualarla...

Sınırsız pratikleri...

Stratejik bir diyalektikte sentezliyorum...

Çocuklarımı Fame müziğiyle “dans” ettiriyorum...

Danslarını izliyorum...

Onlarla dans ediyorum...

Onlara televizyonlarda kalmayan “kahramanlar” için kağıttan oyuncaklar yapıyorum...

Kağıttan oyuncaklarla dans ediyorum...

Fame...

I’m gonna live for ever...

DİĞER YENİ YAZILAR