Sosyetenin ünlü restoranlarında çay sergisi... Nargile kafeleri...

Birkaç gece önce; Bodrum’da Yalıkavak Marina’da, müşteri patlamasına uğrayan Nusret et lokantasında yemek yiyorum...

İki aydır, birkaç yıldır Bodrum’un her yanında hissettiğim ezici trend, bütün çıplaklığıyla yüzüme çarpıyor...

Türkiye’nin yabancı turizmine damgasını vuran paralı turistler, zengin misafirler; artık Rusya’dan, Azerbaycan’dan, Gürcistan’dan ve diğer eski Sovyet Cumhuriyet’lerinden, zengin Arap ülkelerinden ve İran’dan geliyorlar...

Rus oligarkları...

Zengin Arap aileleri...

Eski Sovyet Cumhuriyet’lerinin zenginleşen orta sınıf üstü burjuvaları...

Paralı Acemler...

Varlıklı Azeriler...

Hep birden “Doğulu turist“ kontenjanından... Türkiye’ye akın ediyorlar...

***

Nusret et lokantası, pahalı bir lokanta...

Sosyetenin uğrak yeri...

Müşteri profili Bodrum ve Yalıkavak’ın zengin yerli ve yabancı turistleri...

Yemek sonları için restoran şeflerinin ellerinde “yirmişer otuzar çay bardağının bulunduğu“ büyük tepsiler görüyorum...

Hızlı bir devinim içinde ince belli bardaklarda masalara çay servisi yapılıyor...

Haberin Devamı

***

“Çay“, doğu kültürünün gün boyu... Ve fakat mutlaka yemek sonrası içmekten ve keyif yapmaktan büyük zevk aldığı ritüellerin başlıcası...

Türkiye’de geleneksel lokantalardan sonra, sosyetenin ünlü restoranlarında “ince belli bardaklara özel çay“ servisi başlaması, önemli bir “Doğululaşma sembolü...”

Restoranın “yerli ve yabancı turist profili“ bunu istiyor...

***

Örnekler bununla sınırlı değil...

Yaz boyu kaldığım Rixos tatil köyünün en mutena yeri bir Lübnan Lokantası...

En müstesna köşesi “Gece için yarım daire koltuklarla özel çardaklar altında düzenlenmiş nargile mekanı...”

Tatil köyünün üç pahalı alakart restoranı; Lübnan Lokantası...

Nargile Kafesi...

Özel Asya Mutfağı restoranı olarak şekilleniyor...

***

Gerek Rixos Tatil Köyü, gerek yanındaki Vogue ve Savoy tatil köylerinde, 4 ila 12 odalı yüzden fazla özel villa var...

Tamamı Arap ve Rus milyarderlerin zevklerine ve tatil anlayışlarına göre dekore ediliyor, onlara hizmet veriyor...

Zengin Arap ve Rus turistler için aylık ve yıllık rezervasyonlar yapılıyor...

Haberin Devamı

***

Antalya Belek’teki ultra lüks tatil köylerinde de aynı şeyi görüyorum...

Her şey artık zengin Ruslar, orta sınıf üstü Arap’lar, Azeri’ler, Özbek’ler, Tatar’lar, Acem’ler, Gürcü’ler; genel olarak “Doğulu turistler“ için biçimleniyor...

Nargile kafeleri; bu tatil komplekslerinin en revaçta bölümleri...

Gün boyu havuz kenarlarında...

Gece kulüplerde... Barlarda...

Nargile servisinin en “faça masalardaki en faça müşterilere yapılmakta olduğunu“ görüyorum...

Türkler de hızla “nargileli“ bir yeni görünüme sahip oluyorlar...

Bodrum Türkbükü’nün bu yazın en önemli mekanlarından olan Sess Kulüp’te bile nargile servisini fark ediyorum...

TÜRKİYE DOĞULULAŞIYOR

Türkiye birkaç yıldır hızla Doğululaşıyor... Hayır;

Bu köşede daha önceden birkaç kez yazdığım gibi sadece Ortadoğu hakimiyetinden söz etmiyorum bu sefer...

Türkiye her taraftan Doğu’nun rüzgarına, esintisine, turistine, kültürüne kapılarını ardına dek açıyor...

Şangay Beşlisi Türkiye için siyasi olarak henüz “reel bir anlam ifade etmiyor“ muhtemelen...

Haberin Devamı

Fakat Türkiye; zengin Doğu’luların turizm merkezi olma yolunda başlattığı rüzgarı bütünüyle arkasına alıyor...

Bu olgu sosyal ve kültürel bir olgu...

Bir tespit bu...

Yeni kültürün izlerini adım adım AKP’ye oy vermeyen sahil şeridinde de görüyor ve yaşıyorum...

***

Ortadoğu’lu zengin Arap ailelerin tercihi Türkiye’nin koylarında tatil yapmak...

Rus turistler önce Antalya ve çevresini; şimdi ise Bodrum’u da keşfederek Türkiye’nin daha geniş bir yelpazesini kendilerine mesken ediniyorlar...

Doğu’lu turist Türkiye’de tatil yapmaktan mutlu...

Bunu fark ediyorum...

Burada rahat ediyorlar... Sosyalleşmelerini kendilerine daha yakın bir kültürel yapıda yaşayabilmekten huzurlular...

Batı’ya göre daha bir güvende hissediyorlar kendilerini...

İran; Acemleri ve Azerileri için de aynı şeyin geçerli olduğunu görüyorum...

***

Gelen turistler, Türkiye’deki “doğululaşma rüzgarıyla“ ortak bir payda oluşturuyorlar...

Türkiye;

Ruslaşıyor...

Acemleşiyor...

Araplaşıyor...

Azerileşiyor...

Haberin Devamı

Gürcüleşiyor...

Oradaki kökleriyle, yakınlıklarıyla yüzleşiyor...

Kendi doğulu kökleriyle, doğulu turistin ortak paydasında “yeni bir yelpazeyle yeni bir kompozisyona yelken açıyor...”

“Türkiye Doğululaşıyor...”

YENİ TÜRKİYE’NİN DOĞU’LU ESİNTİLERİ...

Dün bir ara AKP’nin Olağanüstü Kongresi’ni izliyorum...

Hayata ve olaylara hep önyargılarla bakanlar, Türkiye’deki yeni siyaset metaforlarını algılayamıyorlar...

Varsa yoksa;

“Amerikan Başkanlık sistemi mi?..

Fransa’nın yarı başkanlık düzeni mi?..

Yoksa Avrupa’nın parlamenter demokratik rejimi mi?..”

tartışması sürüyor...

Yıllardır bütün resim bu eksen üzerinde fotoğraflanmaya çalışılıyor...

Siyasi muhalefet buna;

“otokrasi ve tek adam yönetimi“ bağlamında yeni bir de argüman ekliyor...

Hepsi bundan ibaret...

***

Oysa Türkiye’deki siyasetin yeni kodları;

Japonya’nın kodlarını daha fazla andırıyor...

Çin Halk Cumhuriyeti’den esintiler taşıyor...

Türkiye’nin geçmişinden bu yana, merkez sağ partilerin yapamadığını AKP yapmak istiyor...

Japonya’da merkez sağ liberal parti bir parantez dönemi hariç ikinci dünya savaşının bitiminden bu yana Japonya’yı yönetiyor...

Başbakanlar değişiyor ama partinin iktidarı değişmiyor...

Tersi bir örnek Çin’de var...

Orada da Komünist Partisi iktidarda çok uzun yıllardır

Çin liberalleşiyor, fakat Çin Komünist Partisi iktidardan uzaklaşmıyor...

Çin’i komünist partisi liberalleştiriyor...

***

Doğu kültürü ağırlıklı siyasi yapıyı, değiştirmiyor...

Değişiklikleri siyasi yapının bizzat içinde eritiyor...

Dünkü AKP kongresinde Tayyip Erdoğan’ın yerine Ahmet Davutoğlu’nun gelişini, bu çerçeveden izleyince...

Resim yerine “cuk“ diye oturuveriyor...

DİĞER YENİ YAZILAR