Abdullah Gül’ün “üzgünüm, partime dönüyorum” çıkışı...

Yakından biliyorum...

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yakın çevresi; uzun zamandır “Gül’ün siyasete bu şekilde veda etmesi”ni uygun bulmuyordu...

-”AKP’nin kurucususunuz... Siyasete nokta koymak için yaşınız genç... Bu şekilde emekli edilmek doğru değil...” ısrarları uzun zamandır Abdullah Gül’e iletilmekteydi...

***

Abdullah Gül’ün Tayyip Erdoğan’la ilginç bir ilişkisi ve kimyası var...

İkili uzak düştükleri zamanlarda, “çevrenin etkisiyle birbirlerine karşı zaman zaman bilenebiliyorlar...”

Sonra bir araya geldiklerinde, “bu bilenme ilginç bir şekilde sona eriyor...”

Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığı’na çıkmadan, partiyi bir an önce dizayn edip, gözü arkada kalmadan Çankaya’ya öyle çıkmak istiyor...

Kongre kararını 27 Ağustos’a aldırtması, yeni Genel Başkanı ve Başbakan’ı seçtirip, Çankaya’ya öyle çıkmak istemesi bunun bir işareti...

***

Kongrenin dün 27 Ağustos’ta yapılacağının duyulması Abdullah Gül’de kırgınlık yaratıyor...

-”Benim Cumhurbaşkanlığı’mın bitmesini bile beklemeden kongre kararı almak, biraz da benden partimi kaçırmak anlamına geliyor...” diyor...

Haberin Devamı

Yakın çevresi de Abdullah Gül’e “yapılanın haksızlık olduğu“ temasını işliyor...

Gül’ün çıkışı; “Partisine döneceğini ilanı ve üzgün olduğunu açıklaması“ bu serzenişin sonucu...

Amaç ise bir serzenişi seslendirmekten çok, “Ben buradayım“ mesajını topluma ve AKP tabanına iletmek...

***

Abdullah Gül’e; “Tayyip Erdoğan’ın aldığı yüzde 51.8’lik oy oranının, halkın ‘Cumhurbaşkanlığı’na evet, Başkanlık sistemine hayır” dediği anlamına geldiği söyleniyor...

Abdullah Gül’ün çıkışının altında bu ısrarlı söylemlerin payı büyük...

AKP içinde üç dönem milletvekilliği yapıp, siyasete bir dört yıl için ara vereceklerin sayısı hiç azımsanmayacak miktarda...

Partinin “Ahmet Davutoğlu ve onunla birlikte hareket eden genç ekibe teslim edileceğinin” belli olması, AKP içindeki rahatsız milletvekili sayısını artırıyor...

Partinin ağır topları, bu seçimde, dört yıllığına aktif siyasetten uzak kalacaklar...

Çoğu bu dönemin sonunda yeni bir AKP oluşacağını ve artık kendilerine fazla yer kalmayacağını düşünüyor...

Haberin Devamı

Bu ekip de, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı’na çıkmasından sonra, Abdullah Gül çevresinde toplanmayı ve politika yapmayı istiyor...

*****

GÜL’ÜN ÇIKIŞINDAN SONRA TAYYİP ERDOĞAN’IN AKP’DEKİ LİDER İŞARETİ...

Seçim sonuçlarının belli olmasıyla birlikte dün sabah saatlerinden itibaren korkunç bir trafik başlıyor Ankara ve İstanbul’da...

Ankara’daki trafik; İstanbul’da paralel yoğunlukta ve derinlikte sürüyor...

Tayyip Erdoğan’ın Çankaya’ya çıktıktan sonra Ahmet Davutoğlu’yla devam edeceği ihtimali her çevreyi teyakkuza sürüklüyor... Ulusal ve uluslararası derin çevreler, finans merkezleri, antenlerini bütünüyle AKP MKYK’sından gelecek habere çeviriyorlar...

Amaçları ilk aşamada; AKP’nin yeni genel başkanını ve Başbakan’ını seçeceği kongreyi 15 gün içinde yaptırtmamak...

Geniş bir uluslararası çevre; Abdullah Gül’ün tamamen dışında kalacağı bir AKP kongresinin alelacele yapılmasını istemiyor...

Kozların Gül’ün de içinde olacağı bir kongrede paylaşılmasını arzu ediyor...

Haberin Devamı

***

Ancak Ahmet Davutoğlu, Efkan Ala ve onlarla birlikte hareket eden ekip; partinin bir an önce gençleştirilerek, yeni isimler ve taze kanla yola devam etmesinden yana... Onlar Kongre’nin hemen yapılmasını istiyorlar...

Tayyip Erdoğan da öyle istiyor...

İşi sürüncemede bırakmak, arkasında ne olacağını bilmeden işi şansa bırakmak istemiyor...

Tayyip Erdoğan’ın siyaseten ne olacağını planlamadan, Çankaya’ya çıkacağını düşünmek saflık olur...

O da kafasındaki planı adım adım uygulamaya sokuyor dünden itibaren...

***

AKP MKYK’sında kongre kararı çıkınca, Abdullah Gül’ün çevresi bastırıyor...

Acil bir çıkış yapması isteniyor...

Geniş bir çevre siyaset dışında kalma ihtimaline karşı, pozisyon almaya çalışıyor...

Bu çevre Gül’den;

-”Partimde politika yapacağım” diye açıklama yapması için yoğun çaba harcıyorlar...

Gül dün öğleden sonra bu açıklamayı yapıyor...

Çok zor, derin ve kaçınılmaz bir hesaplaşmaya giriyor iktidar partisi...

Bu da Erdoğan’ın Cumhurbaşkan’lığına çıkacağının belli olmasının hemen ertesinde ortaya çıkıyor...

Haberin Devamı

Abdullah Gül’ün çevresi, partinin 2015 seçimlerine, Gül’ün başbakanlığında ve genel başkanlığında gitmesini savunuyor...

Partinin oylarını ancak böyle muhafaza edebileceğini, istikrarı sağlayabileceğini, Türkiye’yi hoşgörü zemininde böyle rahat ettirebileceğini söylüyor...

***

Gül’ün kamuoyundaki bilinilirliğinin, hoşgörülü ve uzlaşmacı algısının Türkiye’yi ve AKP’yi rahatlatacağını söylüyor...

Ancak Tayyip Erdoğan; kendisinin ve partisinin yeni bir döneme girdiğini düşünüyor...

Abdullah Gül’le çatışmak istemiyor...

Çatışır görünmek de istemiyor...

Ancak geminin kendi çizdiği rotadan çıkmasına da müsaade edecek gibi gözükmüyor...

*****

ÇATI ADAYIN AMACI SEÇİMLERİ İKİNCİ TURA BIRAKMAKTI...

Hesap açık şekilde ortaya çıkıyor...

30 Mart yerel seçimlerinde, AKP’nin oyları iki farklı değerlendirmeye göre yüzde 43-45 olarak tescilleniyor...

CHP ve MHP’nin oylarının toplamı da yine iki ayrı değerlendirme şekline göre, yüzde

43-45 bandında...

Ekmeleddin İhsanoğlu’nda karar kılan iki muhalefet partisinin lider kadrosu; İhsanoğlu’nun İslami çevrelere hitap eden muhafazakar kimliğini gözönüne alarak, “muhalefet oylarının yüzde 43-45 bandının biraz üstüne çıkabileceğini hesaplıyor...”

-”İhsanoğlu aday olursa Tayyip Erdoğan ilk turda Cumhurbaşkanı seçilemez...” diyorlar...

Erdoğan ilk turda seçilemezse, ikinci tur pazarlıklara gebe... Selahattin Demirtaş’ın ne yapacağı anahtar rol oynayacak ve Erdoğan’ı zor günler bekliyecek bu hesaba göre...

***

Ancak Ekmeleddin İhsanoğlu’nun aday gösterildiği anda kamuoyunda oluşan ilk

reaksiyonlar, işlerin istendiği gibi gitmeyeceğini gösteriyor...

CHP’nin özellikle Atatürk’çülüğü her şeyin üzerinde tutan, laiklikle özdeşleşen kesimi, İhsanoğlu ismini içine bir türlü sindiremiyor...

İhsanoğlu kaliteli bir isim... Ona karşı çıkmıyorlar... Ama İhsanoğlu’na oy atmak da kolay kolay içlerinden gelmiyor...

Seçimler 10 Ağustos’a denk düşünce CHP’li seçmen İslam Konferansı eski Genel Sekreteri’ni CHP’nin Cumhurbaşkanı yapmak için, tatilini yarıda kesip oy sandığına gitmeyi içine sindiremiyor...

***

Durum bu kadar açıkken ve bir kısım CHP’li bilinen nedenlerle “Partisinin adayını içselleştirememişken“, onların içselleştiremedikleri adaya oy vermemelerinin “vatana ihanet“ olacağı söylenmeye başlanıyor...

Ortada enteresan bir durum var...

Bir kesim; “Biz adayı istediğimiz gibi belirleriz... Sen bizim belirlediğimiz adaya oy vermezsen vatan haini olursun“ demeye başlıyor...

***

Vatana ihanetin, bir partinin belirlediği adaya oy vermemekle eşdeğer tutulmaya başlandığı bir anlayışın hakim olduğu acayip bir coğrafyada ve mentalitede yaşıyoruz...

Her şeyin çivisinin çıktığı, herkesin birbirini casuslukla itham ettiği bir ortamda, vatana ihanet de bir adaya oy vermemekle eşdeğer bir sıradanlık halini alıyor...

Burası Avrupa falan değil... Burası dibine kadar buram buram Ortadoğu...

DİĞER YENİ YAZILAR