Pektemek-Baroni takası havagazıdır...

İki yıl önceydi...

Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım ile yönetimin tepe isimleriyle ilişkileri iyi olan iki Beşiktaş’lı marka isim, “Fernandes’i 10 milyon euroya Fenerbahçe’nin alabileceğini, bunun da nakit sıkıntısı çeken Beşiktaş için ilaç olacağını” söylemeye başladılar...

Çok tehlikeli bir teklifti bu...

O sıralar Fernandes “Beşiktaş’ın her şeyi konumundaydı...”

Fernandes’e 10 milyon euro bonservis vermeye soyunan Aziz Yıldırım kim bilir futbolcu için ne vermeyi tasarlıyordu?..

Fernandes’in kafasını karıştıran bu teklif sonunda ünlü futbolcu Fenerbahçe’ye gitmedi, ama Beşiktaş’tan önce kafasında, sonra ayaklarında adım adım uzaklaştı...

Beşiktaş’la sözleşme imzalamadı ve bonservis bedeli bile olmadan Rusya’ya gidiverdi...

***

Son yıllarda ezeli iki rakibinin Beşiktaş’ın içinde yaptığı iki futbolcu operasyonu var...

Birini Quaresma üzerinden Galatasaray yaptı... Quaresma’ya sürekli teklif yaparak Portekizli’nin kafasını çeldi...

Diğerini ise Fenerbahçe yaptı... Fernandes’in kafasında transferi sürekli gündemde tutarak, bonservissiz Beşiktaş’tan kopuşuna neden oldu...

Haberin Devamı

Ne Quaresma Galatasaray’a, ne Fernandes Fenerbahçe’ye yar olmadı...

Fakat Beşiktaş, milyonlarca euro vererek satın aldığı iki futbolcusunu tek kuruş kazanmadan elden çıkardı...

***

Olaylara flashback yapma nedenim, Fenerbahçe’nin bir süredir ısrarla gündeminde tutulan Beşiktaş’ın golcüsü Mustafa Pektemek olayı...

Gazetelerde; “Ersun Yanal, Pektemek’i istiyor” şeklinde başlatılan ve sürdürülen bir kampanya var...

Yabancı sınırlaması nedeniyle Fenerbahçe’nin Pektemek karşılığında takas için bir futbolcusunu Beşiktaş’a vermek istemesiyle başlıyor bu kampanya...

Fenerbahçe cephesinden son haber, büyük puntolarla Fanatik’te ve internet sitelerinde patladı:

-“Fenerbahçe yönetimi takas için Christian Baroni’yi düşünüyor... Baroni’ye karşılık Pektemek’i istiyor...”

***

Futbolda bunlar zemin yoklama haberleri... -“Olmaz böyle şey!..” derseniz;

-“Biz zaten böyle bir şey demedik” denir... Olumlu yaklaşırsanız, perde arkasından temaslar anında başlar...

Haberin Devamı

Christan Baroni ismi Fenerbahçe açısından makul bir isim...

Baroni geçtiğimiz günlerde; Başkan Aziz Yıldırım’ın yanına bizzat gitti ve Başkan’dan ricacı oldu:

-“Başkan İstanbul’da ve Fenerbahçe’de düzenim iyi... Ne olur yabancı kısıtlaması nedeniyle beni gönderme... Elimden geleni yaparım...”

***

Baroni’nin Fenerbahçe’de aldığı parayı, Türkiye’de verebilecek kulüp sayısı belli...

Ya Beşiktaş, ya Galatasaray...

Bir Anadolu kulübü Baroni’nin parasını karşılayamaz...

Fenerbahçe cebinden ödemek zorunda kalır... Kaldı ki Baroni İstanbul’u da bırakmak istemiyor...

Aziz Yıldırım’a ricacı olması bundan...

***

Baroni yabancı kontenjanında vasat bir oyuncu... Yabancı sınırlamasından sonra, Mustafa Pektemek gibi bir golcü ise, en azından istikbal potansiyeli açısından Baroni’den kat be kat üstün özelliklerde...

Baroni ayarında bir futbolcuyu her yerden, her zaman alırsınız, ama Türk santrafor sayısı sınırlı ve Mustafa Pektemek onca sakatlığa ve şanssızlığına rağmen, hala potansiyel olarak bu alanda ilk sırada...

Haberin Devamı

***

Fenerbahçe’nin Türk santrafor sıkıntısı ortada...

Bunu inkar etmiyorum...

Beşiktaş’ın ezeli rakibine, kendisi için olumlu olabilecek bir transfer karşılığında ‘evet’ demesi dostluk gereği...

Beşiktaş Mustafa Pektemek’e karşı, kendi ihtiyacı olan sağ bek mevkii için Gökhan Gönül’ü isterse, belki daha eşit bir takas gerçekleşmiş olur...

Fenerbahçe’nin son zamanlarda Beşiktaş’la “dostluk köprüsü kurma yanlısı tavırlar göstermeye çalıştığını” seziyorum...

Ancak bunlar henüz tam bir rayına oturmadı...

İngilizler;

-“Dostluklar ancak doğru hesaplar üzerine kurulur...” derler...

Doğru hesap Mustafa Pektemek’e karşı, Christian Baroni değil, Gökhan Gönül’dür...

O zaman belki çalışabilir bu köprü...

Yoksa havagazı...

*****

BODRUM BİR ÖZLEM OLDU İÇİMİZDE...

Gazetelerde suni olarak pompalanan Bodrum-Çeşme tartışmalarına hiç girmiyorum...

Bir kere Çeşme ile Bodrum aynı ihtiyaçlara karşılık gelmiyorlar...

Bodrum öncelikle ailecek denizle haşır neşir bir tatil yapmak isteyen yüzbinlerce ailenin tatil beldesi... Deniz birinci derecede önemli Bodrum’da...

Haberin Devamı

***

Çeşme’de ise deniz birinci planda önemli değil...

Önceliği aynı olmayan iki merkez, aynıymış gibi karşılaştırılamaz...

Çeşme bir sosyalleşme merkezi...

Kaliteli mekanlar, denize girmek için değil, güzelleşmek, bronzlaşmak ve sosyalleşmek için kurulmuş beach’ler, beach-partiler, konserler ile bir başka ihtiyaca binaen gelişiyor...

Deniz soğuk Çeşme’de...

Bundan dolayı; yüzme değil rüzgarından istifade sörf yapılıyor Çeşme’de..

Çocukluğumdan beri Boğaz’ın serin sularında yüzüyorum...

Buna rağmen, Çeşme’de 15 dakikadan fazla denizde kalamıyorsam, Çeşme’ye deniz için gidemeyeceğim demek... O zaman geriye kalıyor, sosyalleşme, kaliteli partiler, ambiyans, mekanlar ve atmosfer...

***

Bodrum ise bütün bunlara sahip de olsa, öncelikle muhteşem koylar, mükemmel deniz ve denize bağlı tatil beldesi demek...

Ramazan ayında, in cin top oynuyordu Bodrum’da...

Temmuz’un sonlarına doğru biraz havasını bulmaya başladı belde...

Bayram tatilinin ilk günü Bodrum taştı...

İstanbul-Bodrum arası karayolunu tam 17 saatte katedenler vardı Cumartesi günü...

Bodrum şimdi Bodrum gibi...

Türkbükü doldu, Yalıkavak taştı, Bodrum’un içinde; dar yollarda gidilmez oldu...

***

Gece Bodrum’la Türkbükü’nü, Yalıkavak’ı, Bitez’i birleştiren şehirlerarası yollar, artık trafikte dur kalk işliyor...

Plajlar doldu... Tavernalardan müzik duyulmaya başlandı... Eğlence dibine vurdu...

Bodrum bildiğimiz Bodrum oldu...

Mazhar Fuat Özkan’ın bir zamanlar söylediği Bodrum değil...

“Biraz güneş, biraz deniz, biraz uyku... Bütün isteğim buydu...” dediği gibi değil sonraları gördüğümüz, cıvıl cıvıl deli Bodrum oldu... O kadar çatışan, hesaplaşan ve birbiriyle cebelleşen bir ülkede yaşıyoruz ki; “Bodrum gibi Bodrum bir özlem halini aldı içimizde...” Kader mi utansın, Bodrum mu bilememekteyim...

DİĞER YENİ YAZILAR