“Hayat kazanmanızı istiyor biliyor musunuz?..”

“İyi işler yapın ve iyi birisi olun...

Dünyamız sizi yaratan ve buraya getiren gücün belirlediği bir dizi değişmez kuralla yönetilir...

Kuralları bilmeden golf gibi bir oyunu oynayamazsınız...

Yaşam da pekala bir oyun gibi...

Oynayabilmek ve kazanabilmek için kuralları bilmeniz önemli...

Hayatınızı bu kuralları yanınıza alarak yaşayın, işe yaradığını göreceksiniz...”

***

Çok basit ve herkesin yapabileceği bir şeymiş gibi görünüyor Robin Sharma’nın söyledikleri...

Basit olmasına basit öneriler...

Fakat insanlar bu basiti “önyargıları ve kendi etraflarına ördükleri yüksek ego duvarları nedeniyle“ uygulamıyorlar...

İyi işler yapmak ve iyi birisi olmak basit bir kural...

Fakat insanlar; kendilerini ve egolarını savunma adına, diğer insanları yaralıyor, mecazi ve fiili olarak öldürüyorlar...

***

Oysa Sharma’ya göre, “Dünya bizi yaratan ve buraya getiren gücün belirlediği bir dizi değişmez kuralla yönetiliyor...”

İyi insan olmak ve etrafına iyi işler yapmak, bu kuralların en altın değerinde olanı...

-”Hayat kazanmanızı istiyor... Bunu biliyor muydunuz?..” diye soruyor Sharma...

Haberin Devamı

-”Sadece gittiğiniz yolu bırakıp oyunun kurallarını olabildiğince hızlı keşfetmeniz gerekiyor... Bu kuralları öğrenmek için biraz çaba, sessiz bir ortamda derin derin düşünme ve samimi olarak bir filozof olma isteği lazım...”

***

Hayatımda geçmişte; “neye, kime ve hangi olaya karşı nefret, kin ve düşmanlık beslediysem“ o olayın beni, bir süre sonra esir aldığını gördüm...

Olayı nefret ettiğim, kin duyduğum, düşmanlık beslediğim şeyle savaşarak çözmeye çalıştıkça, “karşımdaki arzuladığım gibi kaybetse de, ben huzuru ve mutluluğu“ yakalayamadım...

***

Üstelik “savaşarak çözme“ mantığının yarattığı gerginlik ve doğru bir iş yapmamanın verdiği bilinçaltı endişe, yaşamın barışçı huzurunu elimden aldı...

“Rahatsızlık“ duygusunun bilinçaltım üzerinden beni etkilemesinin önüne geçemedim...

***

Birkaç yıl önce, “savaşarak kazanmış görünsem de gerçekte hiçbir şekilde kazanamayacağım bir savaşın içinde buldum kendimi...”

Öyle bir savaştı ki bu; “ben kazansam da kaybediyordum... Kaybetmesem zaten kaybediyordum...”

Haberin Devamı

Bu savaşı verirsem iki halde de ya kazanarak kaybedecek, ya da kaybederek kaybedecektim...

Egomu, duygularımı, önyargılarımı, hayal kırıklıklarımı terkettim ve savaşarak değil, barışarak kazanmayı seçtim...

Şimdi, olayda kaybedenin olmadığı, herkesin kazandığı bir hayatı yaşıyorum...

Karşımdakinin kaybetmesinden, acı çekmesinden, mutsuz olmasından mütevellit bir “manevi doyum“ hali yok şimdi...

Ne ki “karşımdaki için bela okuma tandanslı“ manevi doyumlara gem vurduğum için; kazanmaktayım esas şimdi...

Herkesin kazanmasını arzuladığım, hayatın kazanmasını, herkesin bundan kazançlı çıkmasını, mutlu olmasını, nasiplenmesini istediğim için herkes kazançlı ve mutlu şimdi...

Altın kural aslında çok basit ve kolay...

***

Karşındakinin kötülüğünü istemeye yönelik kötücül duygulara gem vurabilmeyi öğrenmek altın kuralın işleyiş şekli...

-”Hayat kazanmanızı istiyor... Bunu biliyor muydunuz?..” diyor Robin Sharma;

-”İyi işler yapın ve iyi birisi olun... Hepsi bu...”

Haberin Devamı

*****

BİR AYRILIK ANINDA ÇOCUKLARIN DURUMU...

Bir arkadaşım geçen gün eşinden ayrılacağını söylüyor bana...

Çocukların durumunun ne olacağıyla ilgili endişesinin olduğunu anlıyorum sorularından...

Oysa anne baba olarak çocuklara ne sunarsanız, çocuklar sizden onu alıyorlar...

Boşanmanız veya ayrılmanız çok önemli değil...

Esas olan boşandıktan ve ayrıldıktan sonra ne yaptığınız, çocuklarla iletişimi nasıl sağlayacağınız, kendi aranızdaki sorunları aşıp aşamayacağınız...

***

Eğer ayrıldığınız eşinizle varolan sorunu kendi içinizde aşamadıysanız; kendinizle ve hayatla barışamadıysanız, ona kin, nefret ve intikam beslemeye devam ediyorsanız; yetiştirdiğiniz çocuk ve çocuklar sizin bu duygularınızdan nasiplenirler...

Onlardan etkilenirler...

Bunun önüne geçemezsiniz...

Duruma göre anneye veya babaya karşı düşmanlık biriktirirler...

Çocuklar rol model aldıkları ebeveynlerinin davranışlarını benimsemeyi doğal bulurlar...

O davranış ve duyguların doğru olduğuna inanırlar...

Haberin Devamı

***

Hayatın anahtar kuralı; ayrılmanın çok doğal bir şey olduğunu kabul etmek ve anlaşmanın sağlanmadığı durumlarda, eşlerin ayrılarak, ayrı ayrı çocukları sevecekleri, koruyacakları, onlarla hayatı paylaşacakları bir ortam sağlamak şeklinde tezahür eder...

Hele çocuklar; anne ve babalarının kendileriyle ilgili konularda işbirliği yaptıklarını görürlerse, bundan büyük keyif ve haz alırlar...

Mutlu olurlar ve bunu yansıtırlar...

***

Fakat anne veya baba, ayrılığın acısını çocukla paylaşıp, karşı tarafı suçlarcasına bir hayat yaşamaya başlarsa; benzer etkiler bir süre sonra, yansıma şeklinde çocukta da görülür...

Ebeveyn ayrılığı kafasında çözemez, bitiremez ve aşamazsa, çocuk da ayrılığı kafasında çözemez, bitiremez ve aşamaz...

Ayrılığı bir felaket, sorumlusunu da gaddar olarak görür...

***

Oysa ayrılık bir felaket değil, hayatın yeniden düzenleniş biçimidir...

Yeni duruma göre, çocuklara sevgi gösterme, onları paylaşma, hayatlarını kolaylaştırma halidir...

Durumu felaket gören anne babalar, çocuğa da “olmayan felaketleri“ aşılarlar...

DİĞER YENİ YAZILAR