Albert Camus; 'Dünyanın en eski mesleği kendini satmaktır...'

“Başardığımız her işi bizi köleleştirir... Çünkü daha iyisini yapmaya zorlar...

***

Basın özgürlüğü belki de özgürlük düşüncesinin giderek aşağılanmasından; en çok acıyı çekmiş özgürlüktür...

***

Bana her şeyi açıklayan öğretilerin, aynı zamanda beni zayıflatmalarının nedenini şimdi anlıyorum...

Kendi yaşamımın ağırlığından kurtarıyorlar beni...

***

Aşk; akıllı ve aptal demeden tüm insanlara bulaşan bir hastalıktır...

***

Alçalmak; yükselmekten çok daha kolaydır...

***

Ahlaka dair ne biliyorsam, bunu futbola borçluyum...

Çünkü top hiçbir zaman beklediğim köşeden gelmedi...

***

Adalet olmadan, düzen olmaz...

***

Başarı kolay elde edilir... Zor olan başarıyı hak etmektir...

***

Ben dilimin sınırlarında nöbet beklerim...

***

Bir insan söyledikleri kadar, söylemedikleriyle de insanlaşır...

***

Çağdaş siyasi toplum dedikleri; insanlığı mutsuzluğa düşürme makinesinin adıdır...

***

Bir insanı sevmek, onunla beraber yaşlanmaya razı olmaktır...

***

Bir insanın tek başına mutlu olması utanılacak bir durumdur...

***

Dünyanın en eski mesleği; ‘Kendini satmaktır...’

Haberin Devamı

Bunu ‘fahişelik’ ile karıştırmak da bir o kadar eski bir yanılgıdır...

***

Dünya aydınlık olsaydı sanat olmazdı...

***

Eğer Tanrı olmasaydı, bir insan ‘aziz’ olabilir miydi?..

***

Gölgesiz güneş yoktur...

Ve geceyi tanımak gerekir...

***

Hayat ve ahlak hakkında bildiğim her şeyi futboldan öğrendim...

***

Hiçbir şeyl büyüklük kadar sade değildir... Çünkü sade olmak biraz da büyük olmaktır...

***

İnsan; kendisinden sakladığı yanını sevmez...

***

Nerede edebiyat varsa, orada umut vardır...

***

Politika için yaratılmadım...

Çünkü hasmımın ölümünü istemekten ya da kabul etmekten acizim...

***

Sanat zorbalığa karşıdır...

***

Resmi tarih oldum olası büyük katillerin tarihidir...

Kabil Habil’i bugün öldürmüş değil; ama Kabil Habil’i akıl uğruna öldürüyor ve onur madalyası istiyor...

***

Yaratıcı olarak ölümün kendisine hayat verdim...

Ölmeden önce yaptığım şey bu...

***

Yazılan her şey yaşanmaz...

Ama insan bunu yapmayı deneyebilir...

Albert Camus...”

***

20. yüzyılda Cezayir doğumlu sanatçı, edebiyatçı, felsefeci olup, Fransız entellektüel hayatı gibi snobizmin doruklarında yaşayan bir çevrede, kendini kabul ettirip, ayakta kalmak ve Nobel almak büyük bir başarıydı...

Haberin Devamı

Beni Albert Camus’ye çeken şey; hayat ve ölümün çelişkisini anlattığı absürdizmin ötesinde; bütün hayatı ve felsefeyi futboldan öğrendiğini söylediği “bilgece edilmiş” cümlelerdir... Gençlik yıllarında hastalanmadan önce, kalecilik yapan Nobel ödüllü edebiyatçı; ilginç bir şekilde “hayatta edindiği bütün bilgileri futbol üzerinden öğrendiğini” anlatır...

***

Albert Camus’nün başına gelen bir ‘tesadüf’ çok ilginç ve öğretici gelir bana...

“Hayatta başına gelebilecek en saçma şeyin trafik kazasında ölmek olduğunu“ söyler bir röportajında Camus...

Ölümü 40’lı yaşlarında hiç olmayacak bir trafik kazasıyla gelecektir ünlü sanatçının...

Söylenen ve çağırılan düşüncenin tersten başına gelmesini anlatır

bu olay...

***

Dün sabah kuşların cıvıl cıvıl öttüğü bir Ege sabahında; erken saatlerde, yeşilliklerin ve maviliklerin arasında Albert Camus’nün hayatı üzerinde gezindim durdum...

Haberin Devamı

Ege’nin sakin bir koyundan, bir zamanların Fransa’sına kaçışımın ve sığınmaya çalışışımın altında, toplumsal histeri biçiminde yaşadığımız hırtlıkların, gaddarlıkların payı büyük...

Herkesin birbirini öldürmeye,

boğazlamaya çalıştığı bir coğrafyada, Albert Camus bir vaha gibi geliyor

insana...

Ne diyordu üstat?..

-”İnsan her zaman söylediğiyle değil, söylemediğiyle de insandır...”

YENİ BAŞBAKAN’I TAYYİP ERDOĞAN MI ATAYACAK; ABDULLAH GÜL MÜ?..

Türkiye’nin siyasi geleceğini belirleyecek en önemli aşama dün Yüksek Seçim Kurulu’nun kararıyla şekilleniyor...

Olayların göbeğinde olup, onları yönlendiren birkaç kişinin dışında kimse olayın derinliğinin farkında değil...

Muhalefet uzun zamandır seçimlerin adil yapılabilmesi için “Tayyip Erdoğan’ın; Cumhurbaşkanlığı adaylığının kesinleşmesinden sonra, Başbakanlık görevini bırakması gerektiğini” söylüyor...

***

Dün Yüksek Seçim Kurulu bu talebi inceliyor ve Erdoğan’ın Başbakanlığı sürdürmesinde sakınca olmadığını karara bağlıyor...

Haberin Devamı

Mesele dışarıdan sadece “adil bir seçim yapılması” meselesi gibi gözüküyor...

Oysa olayın çok derin ve geleceği şekillendirecek bir anlamı var...

Tayyip Erdoğan Başbakanlık görevini devam ettirirse, Cumhurbaşkanı seçileceği tarihe kadar Başbakan olarak kalacak...

Oradan Çankaya’ya çıkacak...

***

Sonra da...

Cumhurbaşkanı olarak Tayyip Erdoğan yeni Başbakan’a görevi verecek...

Oysa şu anda Erdoğan Başbakan’lıktan istifa ederse, yeni Başbakan’ın atanmasını Cumhurbaşkanı Abdullah Gül üslenecek...

Gül elbette Erdoğan’ın istemediği bir adaya Başbakan’lık görevi vermez...

Ancak yeni dönemde “Başbakanlık yapması muhtemel siyasi figürlerin arasında Abdullah Gül de var...”

Gül o tarihe kadar ‘emanetçi’ konumda olacak bir siyasetçiyi Başbakan olarak atayabilir...

Buna karşın Tayyip Erdoğan son günlerde “AKP’nin yeni genel başkanının aynı zamanda Başbakan olacağını” söylüyor...

Bir emanetçi olmayacağına ısrarla vurgu yapıyor...

***

Tayyip Erdoğan Başbakan olarak kalırsa, Cumhurbaşkan’lığına çıktığında yeni Başbakan’a görev verecek kişi bizzat Erdoğan olacak...

Bu da Tayyip Erdoğan’ın elini güçlendirecek...

Erdoğan önceden istifa ederse, Başbakan’ı halihazırdaki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül atayacak...

Arada “siyasi geleceğin şekillenmesi açısından“ önemli bir fark var...

Seçimlerin adil yapılması meselesinden öteye, bir de bu derin anlamı var Yüksek Seçim Kurulu kararının...

DİĞER YENİ YAZILAR