Baba olmanın değerini hissedeceğiniz üç muhteşem film...

Haberin Devamı

İtiraf edeyim fikri Habertürk com’da manşete taşınan haberden alıyorum...

“Babalar Günü’ne özel filmler“ başlığı taşıyor araştırma haber...

Güzel düşünüyorlar, “Babalar Günü’nde izlenmesi yararlı bulunan“ filmlerden bir potburi yapıyorlar...

Ne ki, “önerdikleri filmleri görünce büyük bir hayal kırklığına uğruyorum...”

***


Sinema hayatımın önemli bir parçası...

Baba olmak da öyle...

Hayatımı etkileyen, ona yön veren bu derece etkili iki konu mesele olunca, “Babalar Günü“ne özel haberdeki filmlerin hepsine bir çırpıda bakıyorum...

O anda kendi “Babalar Günü“ne özel filmler listemi yapmaya karar veriyorum...

***


Bu filmleri bugünden tedarik etmenizi salık veriyorum...

Gece veya yarın gün boyu çocuklarınızla bir arada, bu mümkün değilse eşinizle ya da yalnız başınıza izlemenizi öneriyorum...

Bu filmleri izlemek, içinizdeki “baba“lık duygularını baştan aşağı yıkayacak, sizi korkulardan arındıracak, içinizdeki “baba“yı serpilip geliştirecek...

*****


BABA OLMAK BİR FEDAKARLIK DEĞİL, MUHTEŞEM BİR ÖDÜLDÜR...

Elbette Babalar Günü için kronolojik sırayı takip edersek izleyeceğiniz birinci film Kramer versus Kramer olur...

Dustin Hoffman’ın Meryl Streep’le oynadığı bu film, evlilik hayatının monotonluğundan sıkılıp, kocasından ayrılmaya karar veren bir kadının kararının ertesinde çocuklarıyla ilgili yaşananları anlatır...

Dustin Hoffman oğlunu yalnız başına yetiştirebilmek için, hiç alışık olmadığı başlarda çok ürkütücü olan bir mücadelenin içine girer...

Çocuğu ve yetişmesi hakkında hiçbir şey bilmemektedir...

İçindeki inanılmaz sevgi, hiç bilmediği bir konuyu, sabır, metanet, sevgi ve bitmek bilmeyen bir azimle öğrenmesine yol verir...

Oğluyla aralarında kolay kolay görülmeyen olağanüstü bir iletişim kurulur...

***


Öyle ki gün gelip, çocuğuna kendi elleriyle bakmak isteyen annenin kurduğu doğal iletişimin bile çok ötesindedir Kramer’ın oğlu Kramer’la kurduğu inanılmaz iletişim...

Gerçek bir baba olmak, çocuğunun ilgilenilmesi gereken her şeyinin sorumluluğunu hissetmek demektir... Okula gitmesinden, alınmasına, yemeğinden, hastalığına, sosyalleşmesinden, geliştireceği yeteneklere katkıda bulunmaya kadar, bir erkeğe en zor gelecek uğraşları, sevgiyle ve sabırla yapabilmektir...

Bir fedekarlık değildir böyle bir baba olmak...

Bir ödüldür...

Kramer versus Kramer bir babanın çocuğu için yaptığı bu fedekarlığı değil, onun sevgisinden kazandığı ödülü anlatır...

*****


ÇOCUĞUNU GİZLEYEBİLMEK İÇİN ÖLÜME GİDEN BABA...

“Babalar Günü“nde bir baba olarak, ruhunuz sıkışmadan bu filmi izleyebilir, fenalaşmadan kaldırabilir misiniz bilmem, ama günün esas filmi “Hayat Güzeldir“ isimli İtalyan klasiğidir...

Roberto Benigni, Nazi toplama kampına gönderilen bir Yahudi olan Guido’yu canlandırır...

Yanında çocuğu vardır...

Toplama kampındaki Nazi subaylarından ve askerlerinden saklamak zorundadır çocuğunu...

Bulunursa çocuk öldürülecektir...

***


Guido; çocuğuna toplama kampında yaşadıklarının bir oyun olduğunu söyler...

Bir yarışmanın içindedirler ve bin puan toplarlarsa kazanacaklardır...

Bir babanın, çocuğu için yapamayacağı hiçbir fedakarlığın olmadığını, yaşamın en dramatik ve trajik öğeleriyle senaryolaştırılan filmin finalini, izlemekten son beş yıl içinde hep kaçındım...

En sonunda birkaç ay önce, tüm cesaretimi toplayıp sinemadan sonra bir kez daha izleyebildim...

Bugün yarın bu filmi izlerseniz, rahatlamanız için bir önerim var...

***


Filmin bitiminde, ruhunuzda oluşacak kesif ve ağır havayı dağıtabilmek için, Hayat Güzel’dir filminin yönetmeni ve başrol oyuncusu Roberto Benigni’nin Oscar aldığı ödül töreninin görüntülerini Google’dan indirin...

Sophia Loren’in Roberto Benigni’yi ilan edişini, sahneye çağırışını, İtalyan yönetmenin, zıplaya zıplaya sahneye gelişini filmin devamıymışcasına izleyin...

İngilizcesi hatalarla dolu İtalyan aksanlı, duygusal konuşmasını gözünüzü kırpmadan izleyin...

Hayat Güzeldir filminin mutlu sonu, esasen o Oscar ödülü sahnesidir...

Filmin normal bitişine aldanmayın, onu final zannetmeyin...

Filmin finali, zıplayarak sahneye gelen Benigni’nin o Oscar ödül törenidir...

Baba olmanın hüznü filmde, gururu o sahnededir...

*****


SENDEN BANA KALAN...

Babalar Günü’nün sizin için seçtiğim üçüncü filmi, George Clooney’nin oynadığı; “Senden Bana Kalan“ isimli filmdir...

Kronolojik olarak bu üç film arasında en son filmdir ve hikayesiyle işlenişi, olağanüstü gerçekçi ve bir baba için çok öğreticidir...

Babadan toprak zengini bir avukat olan iki kız çocuk sahibi olan Matt King, bir gün

tekne kazasında karısını hastane odasında ölümün yanıbaşında bulur...

Karısı bilincini kaybetmiştir...

Hastanede tüm vücut fonksiyonlarını yitirmiş bir şekilde yatarken, hayat Matt King’e (George Clooney), hesaplaşması ve yüzleşmesi gereken bütün gerçekleri vermeye başlar...

***


İki kızını teker teker kazanma ve yetiştirme mücadelesine girer...

Bir taraftan karısının yaşadığı ilişkiyi öğrenir...

Onunla yüzleşmek zorundadır...

O bu gerçekle yüzleşirken, karısı bütün vücut fonksiyonlarını yitirmiş bir şekilde hastanede odasında uyumaktadır...

Doktorlar ölümün geldiğini söylerler...

***


Karısını kaybeden bir erkeğin, çocuklarını kazanmak zorunda olan bir babanın, hayatın getirdiği korkunç komplikasyonları aşmak zorunda kalan bir erkeğin, bütün acı gerçeklerle bezenmiş sıradışı mücadelesini anlatır film...

George Clooney’i sevdiğim ve klasik aktörler arasına koyduğum film o filmdir...

Babalar Günü’nde bu film, size muhteşem bir baba olma gücü verecek, hayatta kendinizin bile inanmakta güçlük çekeceği potansiyelinizi ortaya çıkartacak...

***


Karısının annesi ve babasıyla konuştuğu anda, kızlarına annelerini yeniden sevdirirken verdiği uğraşta, bir baba ve bir erkek olmanın ne olduğunu anlatır oyunculuk gücüyle George Clooney...

“Senden Bana Kalan...”

Bu filmi hiçbir zaman unutamazsınız...

DİĞER YENİ YAZILAR