Mustafa Sarıgül ve Marmaray... İstanbul’da iki büyük proje karşı karşıya...

Haberin Devamı

Beş ay sonra yapılacak yerel genel seçimlerin en önemli mekanı İstanbul...
İstanbul’u muhalefet kazanırsa, psikolojik olarak, yerel seçimlerden “kazanmış gibi çıkacağını” varsayıyor...
Bu havayla Tayyip Erdoğan’ı Cumhurbaşkanlığı’na çıkartmamayı...
Sonrasında da genel seçimlerden bir koalisyon çıkartmayı ve Erdoğan’ın siyasi gücünü bitirmeyi amaçlıyor...
Tayyip Erdoğan’a karşı, ulusal ve uluslararası tüm muhalefet, lobiler, gruplar, örgütler, ulusal ve uluslararası kuruluşlar, umutlarını Mustafa Sarıgül’e çevirmiş durumdalar...

***


Sarıgül’ün adaylığı, bu yerel seçimlerin “perde arkasında en fazla derin ve gizli lobisi yapılan” olayıdır...
İstanbul büyük sermayesi Mustafa Sarıgül’ün arkasında veya o kelimeyi sevmiyorsanız Sarıgül’ün yanındadır...
Mustafa Sarıgül, bu imajın üstüne yapışmasından pek memnun değil, ancak “sermayenin bir politikacıyı desteklemesi” de ayıp değil...
Amerika’da her lobi, hangi adayı desteklediğini seçimlerden önce açıktan söyler...
Adaya para yardımı da yapar...
Tek kıstas “bunların açıkça yapılması ve şeffaf olmasıdır...”
Şeffaf olduğundan, hangi politikacıyı hangi sermaye grubu ve işadamı destekliyor bilindiğinden, politikacının kararları o mercekten incelenir, ona göre sorgulanır...

***


Sarıgül’ün ikinci önemli desteği, Türkiye medyasındaki en büyük gazete ve televizyon grubunun desteğidir...
Bu da ayıp değil...
Yine Amerika’da seçimler öncesi büyük televizyonlar hangi Cumhurbaşkanı adayını desteklediklerini açıktan söylerler...
Demokrasilerde belirli bir sermaye grubunun belirli bir adayı desteklemesi, bir medya grubunun adaylardan birinden yana tavır koyması da yakışıksız değil...
Mustafa Sarıgül’ün bunlardan rahatsız olmasını gerektiren hiçbir şey yok...
Ayıp olan, bu desteklerin varolduğu halde, yokmuş gibi gösterilmesi, seçmenin aldatılması, gerçeklerin çarpıtılmasıdır...

***


Mustafa Sarıgül sadece büyük sermayenin desteklediği bir aday değil...
Sermaye çevrelerinin uzantısı olan Amerika’daki siyasi mecralar ve hatta muhafazakar bir cemaatin yönetici kadrosunda da Sarıgül ismine sıcak bakan geniş bir konsensüs var...
Sarıgül’ü güçlü kılan ve gelecek muhtelif saldırılara karşı korunaklı tutan ittifak da tam burada yatıyor...
Mustafa Sarıgül’ün önünde artık ne Baykal ne de Kılıçdaroğlu blokajları bulunmuyor...
Herkes ikna ediliyor...
Kılıçdaroğlu, Sarıgül’ün istediği şekilde, onu ve hareketini CHP’ye resmen davet ediyor...
Mustafa Sarıgül bu davetin cevapsız kalmayacağını belirtiyor...
Aynı anda Sarıgül’ün kendisiyle ilgili yazdığı “Ne bir eksik ne bir fazla” başlıklı kitap piyasaya sürülüyor...
Röportajlar tefrika halinde yayına sokuluyor...
Sarıgül uzun zamandır ne yapacağını bilemeyen AKP muhalifi çevreler için bir umut ve çare biçiminde elden geldiğince parlatılıyor...
Seçim meydanlarına en parıltılı puntolarla sürülmeye çalışılıyor...

***


AKP iktidarı ise Mustafa Sarıgül’ün İstanbul adaylığına karşı yerel genel seçimlerdeki en büyük atağını dün Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında harekete geçiriyor...
Marmaray projesi, mucize sayılabilecek bir hizmet projesi...
Herkes Marmaray projesinin Cumhuriyet Bayramı’nda hizmete sunulmasının, alternatif Cumhuriyet kutlamalarını örtmeye yönelik bir eylem olduğunu düşünüyor...
Kısmen doğru...
AKP Cumhuriyet Bayramı’nın alternatif kutlamalarında kendine karşı yaratılacak “Cumhuriyet karşıtı” imajını yok etmek için böylesine büyük bir hizmet projesini yürürlüğe sokuyor...

***


Fakat esas seçimlere yönelik büyük bir nedeni var Marmaray’ın hizmete açılmasının...
Marmaray yüzyılın hizmet projesi...
Yerel seçimler ideolojilerin değil, “hizmet“in tek başına prim yaptığı seçimler...
Marmaray projesi Cumhurbaşkanı ve Başbakan tarafından açılırken elbette en büyük faydayı AKP’nin olası belediye başkan adayına sağlıyor...
Orada bulunan Kadir Topbaş’a gözüm kayıyor bir ara...
Ne kadar mutlu görünüyor, bu projenin üstüne, olası seçim kampanyasını oturtacağı için...

***


Tayyip Erdoğan Marmaray projesiyle yine “solo bir çıkışla” İstanbul’u kendi partisinin lehine çevirmek için kendi “joker” gücünü kullanıyor...
Sarıgül ve Marmaray...
İstanbul’da iki büyük proje karşı karşıya...
İkisi de aslında uzun zamandır bugünler için hazırlandı...
İki cenah, iki dünya, iki farklı kesimlerin rekabetlerinin arenası isimler dün itibariyle ortaya çıkıyorlar...
Demokrasilerde ayıp olan oyunun gizli oynanmasıdır...
Açık şifreler bilindikten sonra, herkesin hakkıdır; demokrasi içinde her oyunu kurallarına göre oynamak...
Yazılmaz görünenleri yazmaya çalışmamızın nedeni, şeffaflığı ve açıklığı sağlamaktır...
Yoksa kimsenin çanına ot tıkamak değil amacımız...
Demokrasi şeffaflaştıkça güçleniyor...
Türkiye’de “Aman Amerikan demokrasisi, yaman Amerikan demokrasisi” diye yırtınan çevrelerin, iş memleket meselesine geldi mi “Ortadoğu usulü gerçeklerin üstüne örtüler örtmelerini” içime sindiremiyorum...
Amerika’daki şeffaflıktan dem vuran, çağdaş aydın ve gazetecilerimizle aynı düşündüğümü belirtmek için yazmaktayım bu yazıları!..
Alınmasınlar; desteklesinler...

DİĞER YENİ YAZILAR