CHP’de Mehmet Haberal rüzgarları...

Haberin Devamı

Bir hafta kadar önce bir dostum; “Mehmet Haberal cenahında bir hareketlenme var... Haberal’a yakın çevreler İstanbul Belediye Başkanlığı adaylığı için nabız yokluyorlar...” diyor... İstanbul’da CHP Belediye Başkanı adayı tam bir muammaya dönüşmüş durumda...

Mustafa Sarıgül İstanbul Belediye Başkanlığı için adı en fazla ön plana çıkan aday...

Ancak Sarıgül konusunda Kemal

Kılıçdaroğlu henüz tam ikna edilmiş değil... Deniz Baykal da Mustafa Sarıgül’ün CHP’ye geri dönüşüne sıcak bakmıyor...

Eski genel başkan parti içinde halen etkili...

***


CHP İstanbul Belediye Başkan adayı, sadece CHP’de değil, AKP zirvelerinde de çok yakından takip ediliyor...

İstanbul’da CHP’den çıkacak aday, AKP ile CHP adasındaki makasın kapanıp kapanmayacağını da gösterecek...

Hafta sonu belediye seçimlerinin İstanbul ayağında bulunan güvenilir bir dostuma rastlıyorum...

- “Mehmet Haberal’ın yakın çevresinin İstanbul Belediye Başkanlığı için nabız yokladığını” söylüyor bana...

Haberal ismi İstanbul’da ikinci kez geçiyor...

Kulak kabartıyorum fakat bir ihtimali de gözden uzak tutmadan...

Bu tip haberler “zamanından önce, ortaya atılan isim yıpransın ve şansı kalmasın diye rakipler tarafından, özellikle sızdırılır... Erken öten horoz misali, yıpratılmak istenen adaylar seçimler öncesi piyasaya sürülür...”

***


Ergenekon davasında karar açıklanmasıyla, tahliye olan, Mehmet Haberal’ın siyasi durumunu çok güvendiğim deneyimli bir politikacıya soruyorum...

- “Sizce” diyorum;

- “Mehmet Haberal İstanbul Belediye Başkanlığı adaylığından başlayarak yeni bir zirve çıkışına geçebilir mi?..

Haberal’la ilgili bilgiler, CHP milletvekilinin İstanbul Belediye Başkanlığı seçimlerinden sonra, CHP zirvelerine doğru bir yeni bir zirve yolculuğuna hazırlandığını söylüyor...”

İsmini veremeyeceğim deneyimli politikacı şöyle cevaplıyor bu sorumu;

- “Mehmet Haberal’ın cezaevinden çıktıktan sonra, ekranlara yansıyan vücut dili, liderliğe doğru bir yolu denemeye başladığını gösteriyor... Mehmet Haberal politikada daha aktif olmak istiyor... Tutuklu olduğu için mağdur oyları ve kitleleri etkilediğini düşünüyor...”

***


- “Şansı nedir?..” diye soruyorum

deneyimli politikacı dostuma;

- “Haberal’ı CHP’ye sokan güç Süleyman Demirel’dir...” diyor...

- “AKP’ye karşı; Haberal’la birlikte merkez sağ ve sol seçmen üzerinde etkili olacak bir CHP yaratılmaya çalışılıyor... Başarılı olur mu şimdiden söylemek zor... Mağdurlar üzerinden yapılacak bir politika bugün etkili olur mu, pek bilinmez... Gezi Parkı ruhu, mağdur politikaların çok uzağındaydı... Yine de merkez sağ-sol oluşumları bir araya getirme çabası gözlemleniyor... Süleyman Demirel’in bunda etkili olduğunu tahmin etmek güç değil...”

***


Mehmet Haberal, Ergenekon tutukluları içinde, başından itibaren özel bir yere sahip bir tutukluydu...

Uluslararası üne sahip, çok güçlü enternasyonal bağlantıları olan bir doktordu...

Bu özellikleri Haberal’ı başından beri farklı bir konumda tuttu...

Süleyman Demirel bizzat yolcu etti cezaevine...

Tutuklu kaldığı süre boyunca, uluslararası ilginin odağında oldu...

Tutukluyken, “sosyal demokrat tandanslı bir kişi olarak bilinmemesine karşın” Cumhuriyet Halk Partisi’nden milletvekili seçilebildi...

***


CHP’de, salt merkez sol oylarla AKP iktidarını düşürmenin imkansızlığına vurgu yapılıyor sık sık...

Bunu bilen Tayyip Erdoğan’ın potansiyel merkez sağ liderleri teker teker tasfiye ettiği veya partisine kattığı söyleniyor...

Süleyman Demirel destekli Mehmet Haberal’ın “Merkez sağ oylarla CHP’nin oylarını birleştirerek, İstanbul’da AKP’yi geçeceği varsayılıyor...”

Doğrusu çok karmaşık ve gerçekleşmesi pek kolay olmayan bir hesap bu...

Mustafa Sarıgül aportta bekliyor...

Mustafa Sarıgül’ün durumu, Kadir Topbaş’ın kaderini de belirleyecek...

Nasıl mı onu da anlatayım...

KADİR TOPBAŞ-MUSTAFA SARIGÜL KADER ORTAKLARI...

CHP’de Mustafa Sarıgül bilmecesi, Kadir Topbaş’ın durumunu da muğlakta bırakıyor...

Kadir Topbaş’ın İstanbul’da belirgin bir oy potansiyeli var...

Topbaş aday olduğunda İstanbul’da güçlü olan AKP aradaki farkı korumakta güçlük çekmiyor...

Ancak Kadir Topbaş’ın bir handikabı var...

Gezi Parkı olaylarında Başbakan onun olayları iyi yönetemediğini düşündü...

Yurt dışına giderken, vermiş olduğu direktiflerin tam uygulanmadığı kanısında...

Bunu bilen siyasi rakipler, Topbaş’ın yerine başka adayları öneriyorlar...

***


Tayyip Erdoğan İstanbul konusunda halen bir karar vermiş değil...

Ancak Mustafa Sarıgül gibi Şişli Belediye Başkanlığı’ndan gelecek İstanbul popülaritesi yüksek bir aday karşısında başka bir adayla şansı zorlamayabilir...

Kadir Topbaş, Sarıgül de aday olsa, İstanbul’da kaybetmesi zor bir başkan adayı...

İlginç bir kader ortaklıkları oluşuyor Kadir Topbaş ile Mustafa Sarıgül’ün...

Biri aday olursa, öteki de aday olacak...

Anakentle, Şişli karşı karşıya gelecek...

Sırrı Süreyya Önder ise BDP’den çıkabilir... Sürpriz aday olarak!..



MISIR İLE GEZİ PARKI KARŞILAŞTIRMASI...

Gezi Parkı olayları iki aşamalı... Birinci aşamada gençlerin tepkileri, parkta çadır kurmaları, protestoları ve tepkileri var... Bu tepkiler esnasında Türkiye’deki medya uyudu...

Bir süre sonra bir uyandı, pir uyandı...

Olaylar bir müddet sonra, gençlerin doğal protesto eylemi olmaktan uzaklaştı..,. Mesele Gezi Parkı’nda olanları protesto etmekten çıktı...

Başka bir mecraya sürüklendi...

Bu mecrada, her gece belirli bir saatten sonra polisle çatışanlar, gece boyu devam eden şiddet vardı...

Olaylar artık Gezi Parkı olayı değildi...

Ne ağaç kesilmesi vardı gündemde, ne de Topçu Kışlası yapılması...

Ancak çatışmalar devam ediyordu...

Bu arada polis orantısız şiddet kullandı...

Ölümler ve yaralanmalar oldu...

Bu esnada medya, uluslararası medyanın da tetiklemesiyle, “sokaklardan ve meydanlardan canlı yayına geçti...”

Olayların ilk doğal protestolar bölümünde uyuyan medya, ikinci bölümde canlı yayın araçlarıyla maç anlatımına girdi...

***


Mısır’da “darbe” oldu...

Hükümet devrildi...

Cumhurbaşkanı içeri alındı...

Sivil ve sandıktan çıkmış hükümeti destekleyen kitleler, “ordunun elinde kalan Cumhurbaşkan’larının iade edilmesini istediler...”

Darbeciler Cumhurbaşkanı’nı geri vermediler...

Onu devirmekle kalmadılar, gizli bir yerde tutuklu olduğunu bildirdiler...

Protestolar, seçilmiş bir Cumhurbaşkanı’nın darbe yoluyla devrilmesine ve tutuklanmasına karşıydı...

Yüz binlerce kişi, liderini geri isterken, üzerlerine ateş açıldı ve binden fazla kişinin öldüğü katliam gerçekleşti...

***


Olayların birinde darbe var...

Katliam var...

Ötekinde ölümler var...

Orantısız şiddet kullanımı var...

Fakat birinde protestoya neden olan Gezi Parkı’nda istenen elde edildi...

Buna rağmen olaylar devam etti...

Ayrıca orantısız şiddet kullanımına karşın, seçilmiş sivil hükümet işbaşındaydı...

Ötekinde bir darbe oldu ve Cumhurbaşkanı rehin tutuldu...

Şiddet her yerde şiddet...

Fakat olayların niteliği aynı değil...

Bunları aynı göstermek, Gezi Parkı’nda protesto yapan gençlere büyük ayıp...

Gezi Parkı’nda amaçlanan gerçekleştiği halde, oyunu rezil bir şekilde devam ettirmek isteyenleri gizlemeye matuf...

Mısır’da ölen insanlara karşı günah...

Riyakarlık yapmasın kimse!..

DİĞER YENİ YAZILAR