Cemaat yerel seçimlerde kime oy atacak?..

Haberin Devamı

AKP ile Fethullah Hoca Cemaati tartışması son günlerde yeniden gündeme oturuyor...

Cemaatin önde gelen yazarlarıyla, AKP hükümetine destek veren ağır ve etkili kalemler arasında süren tartışmanın “görünmeyen bir ekseni” var...

Türkiye önümüzdeki on yıldaki “kaderini belirleyecek” bir seçim yaşayacak...

Bu sözüme;

- “Yahu her seçim ülkenin kaderini belirler” gibi, vasat ve midiokr türden cevap verenleri şimdiden duyar gibiyim...

Elbette her seçim ülkenin kaderini belirler...

Fakat önümüzdeki Mart seçimi, yapılma amacının ötesinde bir anlam taşıyacak... Yerel seçim “ülkenin Belediye Başkanları’nı belirlemekten çok, Türkiye’nin yeni dönem iktidarını ve yeni Cumhurbaşkanı’nı” belirleyecek...

***


Bu seçimlerde “AKP’yi bitirmeye azmeden” muhalefet ve güçlü lobiler, “yerel seçim sonuçlarının geniş kitlelerde yaratacağı algı farklılığının“ üzerine bir politika inşa ediyorlar...

Şöyle ki;

AKP son genel seçimlerde yüzde 50 oy aldı...

Muhalefet, bütün algı yönetimini AKP’nin yüzde 50’lik oy oranına göre yapıyor...

İktidar yüzde 50’den ne kadar geriye düşerse, o kadar yıpranmış, oyları düşmüş, başarısız olmuş ve millette güvenini yitirmiş olacak...

Oysa yerel seçimlerde AKP’nin yüzde 50’leri bulması mümkün değil...

AKP son yerel seçimlerde sadece yüzde 38.8 aldı...

Yerel seçimler baz alındığında yüzde 11’lik bir artış mümkün

değil...

Konuyu açalım;

AKP 2007 Temmuz’undaki genel seçimlerde yüzde 47 oy alıyor...

Oylarında yüzde 36 olan bir önceki genel seçime göre inanılmaz bir yükseliş var...

Bu seçimlerden iki yıl sonra ise, 2009’da yerel seçimler yapılıyor...

Yerel seçim sonuçlarında, iki yıl önceki genel seçimlere göre büyük bir düşüş yaşanıyor...

AKP Belediye seçimlerinde ancak yüzde 38.8 oy alabiliyor...

YANLIŞ BİR HESAP

Bir anda yüzde 47’den yüzde 38.8’e düşen oy oranı, “AKP iktidarı için hezimet”, muhalefet için bir “zafer” olarak algılanıyor...

Deniz Baykal bunun ertesinde CHP Genel Başkanlığı’ndan apar topar düşürülüp, yerine genel seçimleri kazanması için Kemal Kılıçdaroğlu geçiriliyor...

İktidarı düşürmek isteyen lobilerde “AKP’nin biraz daha silkelenirse düşeceği” görüşü hakim oluyor...

2011 genel seçimleri yaklaşırken, yerel seçimlerdeki bu düşüşün “iktidarı düşürecek bir genel seçimi hazırladığı” fikri dost sohbetlerinde ve yabancı büyükelçilerle yapılan görüşmelerde açıktan seslendiriliyor...

***


Yanlış bir hesap bu!..

Yanlış olduğu genel seçimlerde ortaya çıkıyor...

İki yıl önce yüzde 38.8’e düşmüş görünen AKP bir anda oylarını yüzde 50’ye çıkartıyor...

Oysa AKP’nin oyları ‘yüzde 47 olan’ bir önceki genel seçime göre sadece yüzde 3 oranında artıyor...

Yerel seçilerin özelliği farklı...

Yerel adaylara direkt giden oylar, partilerin üzerinde bir karakter sergiliyor...

MART SEÇİMLERİNDE AKP KAÇ OY ALACAK?..

Şimdi Mart ayındaki seçimleri bekliyor Türkiye...

Bu seçimlerde “AKP’nin başarılı görünmek için oy barajı yüzde 50 olarak gösterilecek...”

Oysa AKP’ye göre;

- “Yerel seçimlerle genel seçimler Belediye Başkan adayların kimliğine giden oylardan dolayı farklı sonuçlar çıkartıyor. Bu seçimlerde bir önceki yerel seçimlerde alınan yüzde 38.8’lik oy hesaba alınır... Yüzde 38-40 bandında alacağımız oy, AKP oylarının korunduğuna işaret eder...”

***


Mart ayının sonundan itibaren “kamuoyu üzerinde büyük bir algı yönetme savaşı” başlayacak Türkiye’de...

Muhalefet ve AKP’yle ten uyumu sağlamayan lobiler; “Yüzde 50’nin altında çıkacak her sonucu Gezi Parkı olaylarıyla yıpranan iktidarın bir sonucu gösterecekler...”

İktidarı bu yolla “sallandırmanın” hesabını yapacaklar...

Fethullah Hoca Cemaati ve son günlerde ortaya çıkan “tartışmanın kodları işte tam burada yatıyor...”

Cemaat “yerel seçimlerde nasıl bir tavır alacak?..”

Kime oy atacak?..

Cemaat gibi örgütlenmelerin, “yerel seçimlerdeki etkisi genel seçimlere oranla daha yüksek...”

***


Belediye Başkan adaylarının kimlikleri oyları yönlendirdiğinden, “parti etkisi bu seçimlerde sınırlanıyor...”

Cemaat seçimlerde nasıl davranacak?..

AKP’li adaylara mı yönelecek?..

“Muhalefet ve değişik lobilerin çizgisindeki adaylarla mı ittifaka girecek?..”

Yoksa kendi desteklediği bağımsız adayları çıkartıp, AKP oylarının düşmesine dolaylı zemin mi hazırlayacak?..

Cemaat AKP iktidarının artık kendisini dost ve müttefik görmediğini düşünüyor...

İktidar ise Cemaat’in kendisini düşürmek isteyenlerle kol kola davranıp ve farklı ittifaklara yöneldiği kanısını taşıyor...

TARTIŞMADAKİ FARKLILIKLAR...

Ekrem Dumanlı’nın Zaman gazetesinde dünkü yazısı ve özellikle son bölümü çok ilginç noktalar taşıyor...

Tartışmanın gizli kodları var o bölümde...

Şöyle yazıyor Ekrem Dumanlı;

- “Güya Cemaat içinde anket yapmışlar da büyük bir çoğunluk; ‘Kim ne derse desin oyum AK Parti’ye...’ demiş...

Bunu uyduranların niyeti önde görünenleri itibarsızlaştırmak olmasa gülüp geçmek lazım...

Bu tür uyduruk operasyonlar kitleyi kenetler...

Anketçilerin ağır bir tokat yemesine sebebiyet verir...

Hiç gerek yok böyle palavralara...

Hem hiç endişe etmeyin...

Zamanla sular durulur...

Gerçek dostlar dönemsel şovalyelerden ayrışır...”

Cemaat açısından çok önemli bir yazar Ekrem Dumanlı...

Meali şu o sözlerinin;

- “Bize karşı yürütülen kampanya, ters teper...

Oysa savaşlar ve kampanyalar durulursa, Cemaat doğal olarak AKP’yi tercih eder seçimlerde... Endişe etmesin kimse...

Kimin dost olduğu o zaman görünür...”

***


Madalyonun bir yüzü bu...

AKP tarafında durum ise tersten aynı özellikleri taşıyor:

Cemaatle girişilen “bu tartışmaların kendi tabanını birleştirdiğini ve tazelediğini” düşünüyor AKP’nin kurmay heyeti...

“Muhatapları”nın, kendilerini iktidardan ne pahasına olursa olsun düşürmeye çalışan “yol arkadaşlarından” uzak durmalarını arzuluyor...

Onlarla işbirliği halinde bulundukları kanısında...

Tartışmanın kodları budur...

Yerel seçim kampanyasında pozisyonlar netleşecek...

Gelişmeleri bu zeminde okumakta yarar var...

EVLİ BİR ADAMIN BARDAKİ GECESİ...

Bir işadamı bara gitmişti...

Bara oturdu ve kendisine bir duble martini sipariş etti...

İçkisini bitirdikten sonra gömleğinin cebine bir göz attı...

Ardından barmene dönüp bir duble martini daha istedi...

Barmen bir duble martini daha hazırladı ve adama verdi...

Adam bir süre sonra içkisini bitirdi ve boş bardağını barmene doğru sürerken, yine gömleğinin cebini açıp içine baktı...

- “Bir duble martini daha verir misin?..” dedi...

***


Barmenin ilgisini çekmişti durum... Fakat ses etmedi... Üçüncü duble martiniyi işadamına uzattı...

Adam üçüncü dubleyi de bitirdi ve ilk seferinde olduğu gibi, yine gömleğinin cebine bir göz atıp barmene döndü:

- “Bana bir duble martini daha verir misin?..”

Barmen artık meraktan ölecekti...

- “Bana martini istemeden önce her seferinde gömleğinizin cebine niye baktığınızı söylemezseniz, size martini falan vermeyeceğim...” dedi...

- “Karımın fotoğrafına bakıyordum...” diye cevap verdi adam;

- “Ne zaman gözüme güzel görünecek gözüme... İşte o zaman eve gitme zamanı gelmiş olacak...”

DİĞER YENİ YAZILAR