Aşkın Kanununu yeniden yazın...

Haberin Devamı

Bugünlerde herkes 21 Aralık tutulmasıyla ilgili, astorolojik kehanetlerde bulunuyor...

Samimi olarak söyleyeyim...

Ben gazetelerdeki astoroloji eklerini, sayfalarını, kehanetlerini okumam...

Astrolojik bulguları, Amerika’dan gelen nispeten bilimsel araştırmalardan okur, oralardan bilgi sahibi olmaya çalışırım...



Fakat dün Milliyet’in tam sayfa verdiği Hakan Kırkoğlu imzalı “yıllık horoskop”un manşetini okuduğumda “pes” dedim, “bu adam nereden alıyor acaba astrolojik bilgileri?..”

***


Benim de burcum olan Yengeç burcuna tam sayfa ayırmış Milliyet ve manşeti aynen şöyle:

“Aşkın Kanununu Yeniden Yazın...”

Hani kendi üstüme almak istemem ama, aynen şöyle diyor yazının spotunda:

“Yengeçler 2011’de kabuğunuzdan çıkıyorsunuz...

Uykuda olan başarma arzunuz zirvelere çıkacak gibi görünüyor...

2008 yılından beri evlilikte, yakın ilişkilerde yaşamış olduğunuz acıtıcı deneyimler sonucu şimdi beraberliklerinize daha akılcı yöntemlerle bakmaktasınız...

Kısaca söylemek gerekirse aşkta daha akılcı daha kontrollü olmaya başladınız...

Bununla birlikte, yine de Pluton sizi bağlayan beraberliklerin ve ilişkilerin sözkonusu olabileceğini açıklamakta...”

***


Gazete “Aşkın kanununu yeniden yazın” manşetini atıyor Yengeçler için, bu öngörülere dayanak alarak...

“2003’ten beri hayatınızda olan Satürn’ün son 7 yılda sizi hep sınırlayan ve disipline eden etkisinin biteceğini” belirtip, “Ortalığı yıkıp geçeceğiniz o cesur günleriniz geri geliyor...” diyor...

7 yıldır bizi düzenleyen, sınırlayan ve disipline eden süreç...

İçimizi acıtan tecrübeler...

Ve aşkın kanununu yeniden yazacağımız günler...

Hadi rastgele...

Hoş geliyor gibisin 2011...

*****


KAMERALARDAN KAÇMAK UĞRUNA KATILAMADIĞIM DOĞUM GÜNLERİ...

Önce mimar dostum Murat Tabanlıoğlu‘nun 50. yaşını kutladığı doğum günü partisi vardı... Dünyanın en iyi 40 mimarı arasında yer alan eşi Melkan kaç kere aradı ki kendi yaptıkları Türkiye’nin en yüksek binası İstanbul Sapphire‘in 54. katında olacak doğum günü partisi...

Biliyorum ki sevgili kardeşimin 50. yaşgünü kutlaması muhteşem olacak, bütün tanıdıklar orada olacaklar...

Ne var ki, yine biliyorum ki, bir sürü kamera, fotomuhabiri arkadaş o gece bütün spot ışıklarını binanın önüne kuracaklar...

Kimler geliyor, kimler eğleniyor, kimler ne diyor diye haber peşinde koşacaklar...

***


Bense bugünlerde eğlence mekanlarının önünde, hiç kameralara görünmek ve konuşmak istemem...

Çünkü bu işin dışarıdan algısı berbattır...

Siz oraya yakın dostunuzun doğum gününü kutlamak üzere gidersiniz...

Kameralar girişinizi, çıkışınızı çekince, orada “vur patlasın çal oynasın” bir gecenin başaktörü olarak tüm Türkiye’ye lanse edilirsiniz...

Oysa ben bugünlerde hiç de öyle vur patlasın çal oynasın bir hava içinde değilim...

Olmayan bir havayı, millette varmış gibi gösterecek halim yok ya...

***


“Gelmeye çalışırım” diyorum, “hafta sonu bebekler bende” diye mazeret üretiyorum...

Murat’ın baldızı Özlem “bebekler yattıktan sonra gelirsin...” diyor...

Anlatamıyorum ki, kamera görüp, konuşacak hiç halim yok...

Leyla Bilginer de doğum gününü ertesi günlerde kutladı...

Kız aradı durdu ki geleyim diye doğum günü partisine...

“İçerde gazeteci yok rahat ol” diyor...

Benim derdim içerde ya da dışarda gazeteci olması değil ki...

Benim derdim, “vur patlasın çal oynasın” diye milyonlara lanse edilen bu gecelere, vurdumduymaz kelayvaz pozisyonlarda katılıyor görünmek...

Öyle olsam öyle görüneyim...

Ama öyle bir havada değilim ki öyle görüneyim...

Sonunda iki sevdiğim insanın da doğum gününe katılamadım...

Onların o özel günlerinde orada olamadım...

Kendi doğum günüm de bu yıl kapalı kapılar arkasında keyifsiz geçmişti...

2010’da doğum gününden yana nasibimiz yokmuş demek...

Çıkartacağız elbet acısını, gün gelecek...

Nice yıllara sevgili arkadaşlar...

İyi ki doğdunuz ve varsınız...

*****


LEFTER’E...



Taraftar grupları her zaman kavga, şiddet ve ölüm çağırmıyorlar...

Onları hep öyle gösterirseniz, siz de kavgayı, olayları, şiddeti ve ölümü çağırmış olursunuz...

Beşiktaş seyircisinin ortak olduğu olaylardan dolayı Antalya’da seyircisiz maç oynama cezasını çekerken, Çarşı grubu bir ilan gönderdi bana...

Fenerbahçe‘nin bugünlerde yaşam mücadelesi veren efsanevi futbolcusu Lefter‘le ilgili bilinmeyenler, dostluk ve sevgi vardı o ilanda...

Bu ilanları yayınlarsanız taraftaların sevgisini çağırırsınız...

Sadece kan ve şiddeti yayınlarsanız, futbolda “ölüm” çağırmış olacağınız gibi...

Çarşı’ya tebrik, Lefter’e sevgi...

DİĞER YENİ YAZILAR