Haberin Devamı
Quantum tecrübemi ve yaşama bakışımı yazarken hep şu soru soruldu bana:
“Bu konu hakkında daha fazla bilgi nereden edinebiliriz?..”
Rıdvan Şanal’ın “Hayata evet” isimli Quantum teknikleri kitabını gördükten sonra artık bu konuya daha geniş girmeye karar verdim...
Yaz insanın kendini yenilediği bir dönemdir...
“İnanmak başarmanın yarısıdır” derler...
İnsan gerçekten bir şeye çok inanırsa onun olmasını sağlayabilir...
Aslında kendinden öteye gidip tüm evrenin kontrolünde rol oynayabilir...
Düşünce gücüyle dünyayı hiç değilse kendi dünyasını değiştirebilir...
Quantum’la ilgili çalışmalarını yakından bildiğim Rıdvan Şanal şöyle diyor:
“Her şey bir düşünceden ibarettir... İnsan nedir?.. Sadece bir düşünce!..
Ya dünya?..
O da bir düşünceden oluşmadı mı?..
Olaylar hayatın zekasının sizinle konuşmasıdır...
Şeytan, zan’dan (negatif varsayım) beslenir. Kendinize hata yapma izni verin...
En çok hata yapan öğrenir...
Kendine hata yapma izni veren usta olur...
Hayat bir şölen sofrasıdır ve siz buna davetlisiniz...”
Hayatımda “kendi kaderimi kendimden başka kimsenin tayin etmediğini” düşündüğüm uzun yıllar oldu...
Kendi kendimin patronuyum sanıyordum...
Oysa kendi kendinin patronu olmak, gerçekten kendi hayatına egemen olup yönetebilmekten geçiyor...
Ben kendi bildiğimi okuyordum, ama kendime egemen olarak kendimi yönettiğimi söyleyemezdim...
Rıdvan Şanal da şöyle diyor zaten:
“Quantum düşüncesi özel bir bilinç düzeyine girmeyi gerektirir; bu bilinç düzeyinde insan, kendi ‘hayatının efendisi’ durumuna geçer. Ne demektir ‘kendi hayatının efendisi’ olmak?
Kendi hayatının efendisi olmak, hayatını istediği şekilde yönlendirebilmek, ne olmak istiyorsa onu olmak, nasıl yaşamak istiyorsa o şekilde yaşamak demek...
Quantum Düşünce ‘ortak zeka’ alanında işlem yapar. Bütün evreni oluşturan enerjiyle işbirliğine girildiğinde siz bir ‘kişi’ olmanın sınırlı olanaklarını aşar, ‘bütün’ün gücüne ulaşırsınız. Yani, bu düşünce sistemi ile sadece kendiniz olmaktan çıkıyor, tüm dünyanın hatta evrenin enerjisini hissediyorsunuz...”
QUANTUM’A GÖRE HASTA OLMAK ANORMAL, SAĞLIKLI OLMAK NORMALDİR..
Hayatımda istediğim şeyleri gerçekleştirdiğimde, hep şöyle derdim:
“Tanrı’nın ne kadar sevdiği bir kulum ki, istediklerimi hep sağlıyor bana...”
Oysa bunda gerçeklik payı olabilir, ama Quantum’a göre esas gerçek benim bu bilinçsiz iyimserliğimden öte bir şeydi...
Şöyle açıklıyor Şanal bunu:
Quantum’la düşüncelerimiz yoluyla fiziksel dünyada somut değişiklikler yapmamız mümkün...
Siz bir şey düşündüğünüzde bundan tüm alan etkilenir...
Quantum fiziği profesörü Fred Alan Wolf sıradan düşünce biçimleri kendisini tekrar eden, etkisiz ve sınırlı enerjilerdir; diyor...
‘Değiştirme ve oluşturma güçleri yoktur. Daha çok vehim, kuruntu, başıboş hayaller biçiminde akar.
Oysa pozitif düşünce düzeyine erişerek insanlar hayatlarını değiştirebilir, mutluluğu yakalayabilirler...’
İnsanın iki tane kimliği var, biri sahte biri gerçek...
Sahte kimliği bütün sorunlara yol açan kimlik, çekirdek negatif bir inancı oluşturuyor...
İnsanın sahte kimliğini tanımasına ve onu yavaş yavaş dönüştürmesine çalışmak, kişinin gerçek özvarlığıyla yaşamaya başlamasını ve bütün hayatının düzene girmesini sağlıyor.”
Hastalık konusu Quantum’da benim en çok ilgimi çeken konu oldu...
Kendi hayatımdan gayet iyi biliyordum ki, yaşamımda ne zaman boğuştuğum ve sıkıntıya düştüğüm sorunlar yumağı var, o zamanlarda mutlaka fiziksel bir rahatsızlık beni yoklar...
Bel ameliyatı geçirdiğim günlerde, doktorlar bir sürü şey söylediler...
Oysa ben biliyordum ki, o günlerde yaşadığım büyük bir hayalkırıklığı direkt olarak vücuduma yansımıştı...
Bele vuran fıtık, aslında yaşamımda o sıralar kaldırmakta çok güçlük çektiğim bir sıkıntının vücudumda kendini göstermesiydi...
Rıdvan Şanal, şöyle açıklamış bu gerçeği:
“Aslında sağlık insanın doğal halidir; hastalık normal bir şey değildir...
İnsan bedeni mükemmel şekilde işlemek için programlanmıştır; hastalanmak doğal bir şey değildir...
İnsanın hayatı boyunca hiç hastalanmadan yaşayıp ölmesi, gerektiğinde de hayata veda etmesi doğaldır.”
QUANTUM’A GÖRE HANGİ DÜŞÜNCELERİ KAFAMIZDAN ATMALIYIZ?..
Birinin başına kötü bir olay geldiğinde, yalnız kaldığında, hasta olduğunda ya da yoksulluğa düştüğünde hep şu düşüncelerle olayı normalleştiririz ve kabulleniriz. Bu düşünceleri kafamızdan silmek ise negatif olayları hayatımızdan çıkarmak demek.
Neler mi onlar:
a) Tanrı, ona bir nedenle ceza vermiştir. (Alın yazısı)
b) Şanssız olduğu için karşısına hep yanlış insanlar çıkmıştır. (Ne demekse?)
c) Havadan, sudan, aldığı gıdalardan, çok çalışmaktan, çok oturmaktan, mesleki nedenlerden ya da çocukken yaşadığı travmadan dolayı rahatsızlanmış olabilir.
d) İrsi (genetik) nedenlerdendir yoksulluğu. (Bir tür kader yani!)
e) Bilinmeyen nedenlerle yakalanmıştır bu illete.
f) Astroloji haritasındaki gezegenlerin
yaptıkları açılarla ilgili olarak sorunlarla karşılaşmıştır...
Gerçekte “Zihinde ne varsa dışarıda da o oluyor” diyor Rıdvan; “Tersine bir deyişle dışarıda olup biten her şey, zihinde olup bitenlerin açılımından ibarettir. Siz eninde sonunda size bir haksızlık yapılacağına inanıyorsanız, hiç merak etmeyin bu gerçekleşecektir... Başarmak için koşturup duruyor ama sonuca ulaşamıyorsanız, bilin ki aslında başarıdan korkuyorsunuzdur” diyor...
Quantum tekniğiyle rahatlayanlara ve sorunlarını çözenlere örnek olarak şunlar veriliyor kitapta:
“Bir mimar hanım işinde hiç memnun olmadığını söylemişti...
Ona nasıl bir işte çalışırsa mutlu olacağını sordum, anlatmaya başladı...
Bunları bir bir yazdık...
Ciddi bir firmanın araştırma ve geliştirme departmanında çalışmak istiyordu...
İmgesel olarak bilinçaltına kodladık...
Ertesi hafta telefonla müjdeyi verdi...
Tam da istediği bölümde iyi bir şirkette hafta başında işe başlıyordu...”
“Başka bir örnek tıp fakültesinde okuyan bir öğrenciyle ilgili...
Arkadaşlarının ve rektörünün okulda yaptığı kulüp çalışmalarını yeteri kadar desteklemediğinden şikayet etmişti yana yakıla...
Ona göre okul rektörü tuhaf biriydi.
Bir konuda görüş almak için odasına girdiğinde onun hiç yüzüne bakmıyor, tersliyor ve isteklerini görmezden geliyordu.
Sonra bu gençle bir seminer programında özel bir çalışma yaptık.
Bir hafta geçmeden yüzünde güller açarak beni ziyarete geldi.
Kız arkadaşıyla sinemaya gitmişlerdi oradan geliyorlardı.
Tuhaf şeyler olmuştu doğrusu.
Rektör birden huy değiştirmişti.
Karşılıklı oturup konuşmuşlar ve çok sıcak bir iletişim kurmuşlardı. Daha önce bir türlü yerine getirilmeyen okulun bilgisayar kulübüyle ilgili bir isteği daha o söylemeden rektör tarafından karşılanmıştı.”
VE BENİM DÜŞÜNCELERİM...
Biliyorum yaşam koçluğu, pozitif düşünce, hayata olumlu bakmak, iyimser yaşamak falan filan bolca sömürüsü yapılan bir endüstri halinde dünyada...
Ancak ciddi ve bilimsel anlamda Quantum düşünce tarzı ve teknikleri üzerine gidecekseniz, yaşamınızın şifrelerini gerçekten değiştirebilir, kendi hayatınıza egemen olabilirsiniz...
Şu ipucunu vermek zorundayım...
Hayatı Oscar’lık filme konu olan, kendisi ise Nobel matematik ödülünün sahibi ünlü bilimadamı John Nash, bir İstanbul seyehatinde evreni çözmede akla en yakın formülün Quantum olduğunu söylemişti...
Ben hayatta her şeyin dışardaki “şeyleri okuma biçimimiz olduğunu” öğrendiğimde, “kendi bildiğimi okumanın değil, kendimi yönetmenin tadına varmaya başladım...”
Dilerim siz de gerçekleştirirsiniz.
