“Köpekler istedi diye atlar ölmez...”

Haberin Devamı

Saat 19 gibi Sunset’e gittim... İstanbul’un en iyi şarap mahzenine sahip restoranı olarak biliniyor Sunset...

Sahibi Barış, dünyanın en iyi şaraplarından bir iki kadeh yudumlamak ve en lezziz uzakdoğu yemeklerinden tatmak için potburi hazırlatmış Sunset’e...

Güneri Cıvaoğlu, Ercan İnan ve ben UEFA finalinden önce, birşeyler atıştıracağız, hafif sohbetten sonra Lucescu’nun Shaktar Donesk’ini Şükrü Saraçoğlu’nda Werder Bremen’e karşı izleyeceğiz...

Ne içtik ne yedik, herşeyi anlatıp görmemişin oğlu olmaya gerek yok ama, 5 yıldızlı Fransız şaraplarından sonra, yemeğin ertesindoe tadımlık ikram ettiği bir Türk şarabı var ki adı Consensus...

Bu adı bir yere kaydedin...

Topu topu 6500 şişe üretildi, ama bulursanız mutlaka deneyin...

***


Şarabın buruk tadı damağımda, Lucescu’nun UEFA finaline yollandık... Saraçoğlu’nun bir kale arkası tamamen Shaktar’lı...

Diğer kale arkası Almanya’dan gelmiş Werder Bremen taraftarlarından oluşuyor...

Bremen’liler belli...

Yeşil beyaz bayrakları, Alman marşları ve kendilerine has tezahüratlarıyla ortalığı inletiyorlar...

Ben Maraton’un sol tarafında kalan Shaktar’lılara taktım...

İçimden “Bu Ukrayna’lılar ne zaman geldi ki İstanbul’a...” diye geçiriyorum, “Daha dün taksici ne gelen var ne giden dememiş miydi?.. Bütün kale arkası Shaktar’lı... Bu kadar Ukrayna’lı İstanbul’da olacak kimse farketmeyecek...”

“SHAKTAR GOL... GOOL... GOOL...”

Shaktar’lıların ne menem Shaktar’lı oldukları bir süre sonra aralarında kavga olunca ortaya çıktı...

Yanımda birisi “Galatasaray’lıları çıkartıyorlar...” diye bağırdı...

Bağırış çağırış...

Meğer Shaktar’lı dediklerimiz Fenerli ve Galatasaray’lı yurtsever ve Ukraynasever arkadaşlar...

Hepsi Lucescu’nun hatırına Shaktar’lılar...

Alabildiğine tezahürat yapıyorlar, arada bir de birbirlerine giriyorlar...

Ancak ortak yaptıkları tezahüraet da var...

“Shaktar gol... gool... gool...”

Türk tipi Ukrayna türü tezahürat tüm maç devam etti...

Ve onbinden fazla Alman’ın geldiği statta Shaktar’a kupayı aldırdı...

Lucescu ne kadar teşekkür etse azdır...

LUCESCU TİPİ FUTBOL

Allahı var bu Lucescu’yu çok severim ama...

Bir şeyini gördüm yine ifrit oldum...

Sahktar da aynı bir zamanların Beşiktaş, Galatasaray’ı gibi futbol oynuyor...

Rakibe pozisyonh vermiyor...

Defans sağlam, orta saha kalabalık...

Kontrataktan bir gol attılar, Lucescu’nun her takımında yaptığı gibi Shaktar da üzerine yakacaktı...

Ama maçın bitimine çok vardı ve Bremen’liler frikikten çaktılar...

Shaktar her zamanki gibi hiç istifini bozmadı, yine bir ani atak ve gol... Onun dışında yine ortada ne pozisyon ve akıcı bir futbol...

Güneri Cıvaoğlu sıkıldı, “uzatmanın sonunu ve penaltıları evde seyretsek” demeye başladı...

Bu Lucescu iyi adam, hoş adam bilgili adam da, teknik direktörü olduğu takımı tutmuyorsanız ve sırf futbol izlemek amacıyla şu maçı seyredeyim diyorsanız, futbolundan pek keyif almıyorsunuz...

LUCESCU’NUN GALATASARAY’DAN AĞLAYARAK GİDİŞİ...

Dün benim yazıyı okuyan bir sürü kişi aradı...

Lucescu’nun “Saraçoğlu’nda hissettiği özel şey nedir” diye sordu...

Yazmayacaktım ama baktım, spekülasyonlarınm haddi hesabı yok, bari gerçeği yazayım dedim...

Lucescu Türkiye’de çok başarılı günler geçirdi...

Ama bir o kadar da acı çekti...

Galatasaray’da;

İlk Türkiye’ye geldiğinde Romen köylüsü dediler...

Adamcağıza “Çingene” damgası vurmaktan bile çekinmediler...

3 dili ana dili gibi toplam 6 dil bilen adama, “zavallı” muamelesi çektiler...

Galatasaray’dan ayrılık kendisine Başkan Özhan Canaydın tarafından tebliğ edildiğinde “gözleri duldu” Lucescu’nun...

Göstermemek için salonun bir tarafında zarkasını döndü, gözlerindeki yaşı sildi...

Galatasaray’ı şampiyon yapmıştı, öyle ayrılmak çok ağrına gitmişti...

Onun için duygulanmış, gözünden yaş gelmişti...

Sonraları, Lucescu’nun bu duygusal anını bile “cellatlar” istismar etmeye kalktılar “Paraya tapıyordu... Galatasaray’dan gideceğini anlayınca ağlamaya başladı...” diye arkasından alay ettiler...

Oysa o zamanki Beşiktaş Başkanı Serdar Bilgili anı anına olayları izliyordu...

Arkadan Lucescu’ya çoktan haber göndermişti...

Beşiktaş seni istiyor...

Lucescu’nun ağlama nedeni, parasız kalacak olması değil, şampiyon yaptığı kulüpten böyle ayrılmak zorunda kalmasıydı...

Ağrına giden oydu...


BEŞİKTAŞ’TAN GİDERKEN BENİM GÖZLERİM DOLDU...


Dün yazmıştım...

Ama made bir kere başladık olayları tam yerine oturtayım...

Beşiktaş, 11 puan geriden gelen Fenrerbahçe’ye şampiyonluğu kaptırınca Serdar ve yönetimi istifa etti...

Lucescu “şaibeli lig” diye çok ağır laflar etti...

“Romanya’da da bir zamanlar futbola mafyavari yöntemlerin dadandığını” söylüyor, “Bu ligde şampiyon olmamız mümkün değil...” diyordu...

Sözleri büyük fırtına kopardı...

Lucescu’ya ağır ceza yoldaydı...

Başkan ve yönetim zaten ayrılmış, Beşiktaş yeni bir seçim dönemine girmişti...

Lucescu kararını verdi ve kendisine 1 milyon Euro fazla öneren Ukrayna ekibinin önerisini kabul etti...

Ümraniye’den ayrılırken benim gözlerim dolmuştu...

Çünkü hiç haketmeyen bir adamı linç etmiştik...

Hep beraber...

1 MİLYON DOLARDAN 5 MİLYON DOLARA...

Önceki gün sabaha karşı Adnan Polat dostumla Yiğit Şardan’ın Lucescu’ya “hocalık teklif ettiği haberi geldi...”

Lucescu’ya yıllık 3.5 milyon euro öneriyorlardı...

Hey gidi günler hey...

Galatasaray’dan ağlayarak ayrıldığında 1 milyon 100 bin dolar alıyordu... 3.5 milyon euro bugün 5 milyon dolara yakın...

Bugün 5 milyon doları Shaktar’dan alıyor Lucescu...

Ve yine aynı zerafetle reddetmiş teklifi: “Başkan’a bir yıl daha çalışma sözüm var...”

VE LUCESCU İÇİN SARAÇOĞLU’NUN SİHİRLİ ANLAMI...

UEFA’yı Şükrü Saraçoğlu’nda kaldırmasının çok önemli bir “Tanrı’sal tesadüfü var” Lucescu için...

Lucescu, Galatasaray’lı ve Beşiktaş’lı bazı yöneticilerden, Federasyon’daki bazı etkili şahsiyetlerden ve futbolun Türkiye’de her daim etkin olan cellatlarından çok çekti...

Herkes geçen yıllar içinde onu mumla aradı...

O da mazbut kişiliğine uygun intikamını soğuk soğuk bir yemek olarak yedi...

Lucescu, “Türkiye’deki iki şampiyonluğu kaybetmesinin nedenleri arasında Fenerbahçe lobisinin gücünü” görmüştür hep...

Lucescu’ya yakın olalar, ünlü Hoca’nın Türkiye’deki “Fenerbahçe lobisinin gücünden hep yakındığını” bilirler...

Şampiyonluklarının kaybedilmesinin nedenini çoğu zaman Fenerbahçe olarak görürdü Lucescu...

Şimdi o kaybın müsebbibi olarak gördüğü camianının evinde, stadında Saraçoğlu’nda UEFA kupasını aldı...

Hayat ne ilginç bir arenadır bilir misiniz?..

DİĞER YENİ YAZILAR