Babayı açıklayamayan hamile kadın...

Haberin Devamı

“Bu yatakta olmayı çok istemiştin değil mi?” diye sormuştu yatağın sahibesi güzel ve çekici kadın ona...

Cüretkâr ve zaferini rakibesine onaylatmayı amaçlayan bir meydan okumaydı kadının sorusu...

Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin güzelliği, çekiciliği ve skandallarıyla ünlü eşi Carla Bruni, kocasının eski sevgilisi olduğuna inandığı Adalet Bakanı Rachida Dati’ye sordu bu soruyu.. Élysée Sarayı’nda Rachida’ya, yatak odalarını gezdirirken...

***


Ben Rachida’nın görüntülerini izlediğimde, güzel ve hafif sarhoş bir kadının çimler üzerinde arada bir sendelediğine, yanındaki Spor Bakanı’na içkinin verdiği cesaretle “hafif sarkıntılık ettiğine” şahit olmuştum...

Fransa Cumhurbaşkanı’yla geçmişte aşk yaşadı mı bilinmez, ama Fas göçmeni bir ailenin 12 çocuğundan biri olan Rachida’yı, Sarkozy “Benim küçük Arap’ım” diyerek özel koruması altında tutuyordu...

Rachida Müslümandı ve Sarkozy’nin Fransa’da göçmenlere karşı uyguladığı sağcı radikal politikaları, dengeleyeceği düşünülüyordu...

Genç yaşında erkek rakiplerini geçerek Adalet Bakanı olmuştu ve henüz 42 yaşındaydı...

***


Karnı büyüyünce, önceki gün “dört aylık hamile olduğunu” açıkladı...

“Babası kim” diye sordu gazeteciler...

Rachida’nın cevabı ürkütücüydü:

“Onu şimdilik söyleyemem... Bu aralar özel hayatım karışık...”

Fransa Adalet Bakanı bir kadın, hamile ve babasının kim olduğunu “özel hayatım karışık” diyerek şimdilik söylemiyor...

Bizim Vatan Gazetesi’nin editörleri ilginç bir mizanpaj yapmışlar ve dün bu haberin tepesine Amerikalı Cumhuriyetçi Başkan adayı McCain’in 16 yaşındaki müstakbel damatla tanıştığı haberini fotoğraflı vermişler...

***


İlginç bir görüntü...

McCain Başkan yardımcısı adayı sağ kolu Sarah Pain’in 16 yaşındaki kızının ve hamile kaldığı 16 yaşındaki erkek arkadaşının elini sıkıyor...

Amerika’da Başkan yardımcısı adayının 16 yaşındaki kızı hamile kalmış ve skandala neden olmuştur...

McCain skandalın üzerine üzerine gitmiş, “Anne ve baba adayı iki çocuğu sevecenlikle sarmalamıştır...”

Elbette iki olay da siyasi birer skandaldır...

Karnındaki çocuğun babasının kim olduğunu açıklamayan Fransız Adalet Bakanı kadın...

Ve Başkan Yardımcısı adayının 16 yaşında hamile kalan kızıyla, aynı yaştaki erkek arkadaşının ABD Başkanı tarafından sevecenlikle selamlanması...

***


Bunlar normal ve sıradan olsaydı zaten skandal olmaz, manşetlere çıkmazdı...

Ama “hamile bakan - genç kız olaylarındaki” toplumsal hoşgörü ve demokrasi sınırlarıyla Türkiye’yi, demokrasi âşığı malum liberal zevat karşılaştırabilir mi?..

Türkiye’de siyasal ve sosyal yaşam, Ramazan’da bira içilmesine bile tahammül edemeyecek bir aculluğa saplanırken, NATO’da AB’de kader ortaklığı yaptığımız ülkelerin skandallar karşısında gösterdiği tahammül ve toleransın ne kadar uzağında olduğumuzun farkında mı liberal zevat acaba?..

***


Sol ya da sağ liberal, Türkiye’nin müthiş demokratikleştiğini söyleyen o mahut zevat, doğruyu söylesin “Skandalını bile kıskanmıyorlar mı Fransa’nın Amerika’nın?..”

Onlar “Moda’daki bira rezaleti ve Keçiören sopası”yla idare edecekler artık...

Skandal niyetine bununla yetinecekler...

Ne yapalım kendileri istediler...

Üzgünüm Leyla...



***




DARBELER VE EZBER BOZAN OLAYLAR...

Entel dantel zevat, kopyalama kabiliyetli, özgün düşünme özürlüdür Türkiye’de...

Bu zevatın uluslararası bir mihraktan tercihan (Washington mahreçli mihraklardan) beslenmeden, kendi kendine ürettiği, yarattığı, düşünceler, ezber bozan analizlere rastlayamazsınız...

Örneğin sabahtan akşama kadar darbe darbe diye konuşurlar, papağan gibi geçmiş darbelerin rezillikleri üzerine, ezberlenmiş replikler sunarlar, ama hiçbiri de bir entelektüel dürüstlükle darbe ardından, Türkiye’nin kaderini değiştiren yeni liderlerin siyaset sahnesine geldiğini düşünmez...

Entelektüellik papağanlık yapmak değildir...

Ezberi aynen tekrarlamak, düşünmeksizin, tembellik edip nemalanmak hiç değildir...

***


Türkiye’deki darbeler, her seferinde eski liderleri silmeyi amaçlarken, Türkiye’nin vizyonunu değiştiren demokratik heyecanlar ve açılımlar getiren yepyeni liderleri ülkenin tepesine getirmiştir...

Şöyle ki:

1) 1960 darbesi’nin olumsuzlukları malum... Ama 1960 darbesinin, Türkiye’nin bugüne kadarki en demokratik anayasasının doğumuna yol açtığı da bir başka gerçektir...

1961 Anayasası’ndaki demokratik hak ve özgürlükler Türkiye’yi uzun yıllar Batı ülkeleri standardına yakın çağdaş bir demokrasiye kavuşturdu...

2) 1970 darbesinin rezillikleri malum...

Ancak 1970 darbesinden sonradır, CHP’nin İsmet Paşa’yı devirerek gerçek anlamda “halkçı ve demokrat bir çizgiyi” benimsemesi...

Ecevit’in ilk yıllarındaki demokratikleşme ve halkçılık rüzgârları yine Türkiye’yi darbe öncesinden çok daha taze özgürlük rüzgârlarına kavuşturmuştu...

3) 1980 darbesinin nelere mal olduğu da ortada...

Ama bir sonucu daha oldu o darbenin...

Eski siyasilerin yerine Turgut Özal diye bir liderle tanıştı Türkiye...

Darbe olmasa Turgut Özal DPT Müsteşarı olarak kalacak, belki de Türkiye çağ atladığı o yılları hiç yaşamayacaktı...

Tıpkı İsmet Paşa CHP’nin başında kalsa, Ecevit’ın hiç liderlik sahnesine çıkamayacağı gibi...

Keza 1960 darbesi olmasa, 61 Anayasası belki de hiç olmayacaktı...

***


Hatta buna şimdi çok destekledikleri AKP’yi de şamil kılabilir entel dantel liberal entelektüel takımı...

28 Şubat olmasaydı, Erbakan ve Mesut Yılmaz beylerle yola devam edecektik... Çok sevdikleri Tayyip Bey, İstanbul Belediyesi’nin sorunlarıyla alakadar olacaktı...

Bunları Washington mahreçli think-tank merkezlerinin analizlerinde okuyamazsınız... Okuyamadığınız için bu analizleri papağan gibi tekrarlayamamaktasınız...

Özgün düşünemeyeceğinizi, yaratıcı olamayacağını biliyorum...

Onun için sizlere yardımcı olmak amacıyla bu think-tank dersini verdim...

En azından okuyup pratik yaparsınız...

İyi çalışmalar Leyla!..

DİĞER YENİ YAZILAR