Türkiye'nin darbecileri...

Haberin Devamı

Türkiye’de “kirli” bir oyun oynanıyor...

Bu kirli oyun, şizofrenik bir demagojiyle, “demokrasinin hayat damarı olan insanları, demokrasinin vazgeçilmezleri olan kurumları darbeci, çeteci, demokrasi düşmanı, Avrupa karşıtı, baskıcı, Baas’çı, milli irade düşmanı” olarak göstermeye çalışıyor...

Türkiye’nin demokrasi içinde kurduğu ve doğası gereği ancak demokrasiyle yaşayabilecek kurumları, kuruluşları ve insanları Avrupa’ya, “darbeci” olarak jurnalleniyor...

***


Bir kısım hasta ruhlu, nefret dolu kesinkes “şizofren” olan kişiler, Yargıtay’ı, Danıştay’ı, Anayasa Mahkemesi’ni, Silahlı Kuvvetler’i, silahsız kuvvetleri, işçi sendika ve konfederasyonlarını, gazetecileri, yazarları, üniversiteleri, profesörleri, uluslararası kabul görmüş piyanistleri, sanatçıları; eski cumhurbaşkanlarını, eski meclis başkanlarını, darbelerde gözaltına alınmış eski başbakanları, darbelerde gözaltında tutulan muhalefet liderlerini, darbelerde işkence görmüş yazarları, en önemli gazeteleri, dergileri, mevkuteleri, 68 kuşağının ünlü Marksistlerini ve derneklerini, ihtilalci Maoistleri ve partileri, hayasızca Avrupa Topluluğu’nun gözünde “darbeci” ve “çeteci” olarak göstermeye çalışıyor...

***


Avrupa Birliği’nin parlamenterleri, bakanları, başbakanları, cumhurbaşkanları ve en önemlisi demokratik kamuoyu bilmelidir ki “farklı kültürden bu kadar insanın hep beraber darbeci” olması, “demokrasiyi askıya almaya çalışması” maddeten, manen, fikren, ruhen mümkün değildir...

Bunu böyle göstermeye çalışan bir avuç çıkarcı, yalaka, entel dantel, ve hasta ruhlu şizofrenin, çizmeye çalıştığı tablonun doğru olması değil dünyada, evrende mümkün değildir...

Bu zevatın Türkiye’de darbeci ilan ettiği kesimleri teker teker sunuyorum ve biraz izanla, bu insanların nasıl darbeci olabileceklerini herkesin düşünmesini istiyorum...

***


İşte şizofren entel dantel takımına göre,Türkiye’de “darbeci”liği savunduğu söylenen kişiler ve kuruluşlar:

1) Eski cumhurbaşkanları:

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, darbeci ve darbe yanlısı olarak gösteriliyor...

Süleyman Demirel’in kendisi iki kez askeri darbeye maruz kaldı... 12 Mart’ta şapkasını alıp gitmek zorunda kaldı, 12 Eylül’de aylarca gözetim altında tutuldu... Darbe dönemlerinde toplumdan tecrit edildi, konuşmaları dinlendi, görüşmeleri kısıtlandı, yasaklandı...

Ahmet Necdet Sezer: Darbecilerin liderlerinden olduğu söylenen kişi, eski bir Anayasa Mahkemesi Başkanı...

Eski bir Anayasa Mahkemesi Başkanı olması “darbeci” ilan edilmesini engellemiyor çünkü, adamlar halihazırdaki Anayasa Mahkemesi’ni bile darbeci ilan edebiliyorlar!..

***


2) Yargıtay:

Hukuk darbesi yaparak askeri darbeyle ortak zeminde hareket ettiğini söylüyorlar...

3) Danıştay:

Yargıtay’ın hukuk darbesine destek atarak hukuk darbesine katıldığını belirtiyorlar...

Bu çerçevede onu da askeri darbenin bir unsuru olarak görüyorlar!!!

Türkiye’deki hukukçular, yargıçlar, savcılar onlara göre demokrasi istemiyor!!!

4) Anayasa Mahkemesi:

Bu zevata göre, aldığı kararlarla hukuk darbesinin ana eksenini oluşturuyor!..

Anayasa Mahkemesi AKP’yi kapatırsa “darbe yapmış olacak, kapatmazsa demokratik devrim gerçekleşecek...”

Böylece her kararında “bir darbe veya demokratik devrim” yapabilir Anayasa Mahkemesi!..

Burada pamuk ipliğine bağlı bir darbe veya demokrasi söz konusu!!!

***


5) Gazeteler:

50-60-90 yıllık gazeteler hepsi birden ağır darbeci...

Aralarında darbelerde içeri girmiş yazarlar, müdürler, muhabirler var...

Önemli değil, hepsi birden Avrupa’ya girmeyi değil, darbeyi istiyor...

Bazen gizli bazen açık darbeyi teşvik ediyorlar!!!

Ancak demokrasiyle yaşayacak, onunla nefes alacak gazeteler ve gazeteciler nasıl mı darbeci olur diyorsunuz?..

Olurlar olurlar, bal gibi olurlar...

Onlara göre, Cumhuriyet, Vatan, Hürriyet, Milliyet hatta Akşam, hepsi birden darbeci...

Bu gazeteler demokrasi değil darbe istiyorlar!!!

***


Şizofreninin böylesini görmediniz değil mi?..

Devam edelim...

6) Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonları:

Tarihinde kontrgerillanın ve karanlık güçlerin provokasyonlarıyla Taksim meydanında 32 ölüm yüzlerce yaralıyla, katliamlarla karşılaşmış sendikalar da “darbeci!”

Darbe istiyorlar, darbe talep ediyorlar, demokrasi istemiyorlar...

Darbe olsun diye öldürülen sendika liderlerinin anısına da sahip çıkmayıp, adı devrimci, kendisi darbeci sendikalar olarak faaliyeti gösteriyorlar...

7) 68 kuşağının önderleri, liderleri, Deniz Gezmiş’leri yaşatan dernekleri, kulüpleri, darbelerde işkenceden geçmiş Marksistleri, hatta ihtilalci Maoistleri hepsi olmuş “darbeci, hatta çeteci...”

Bunların hepsi birden emekli generallerle darbe yapma hazırlığında!!!

***


8) Darbelerde işkence gören yazarlar, onlar “darbeye yataklık etmenin ötesinde, açık çeteciliğe” soyunuyorlar bu demokrat zevata göre...

Onlar da darbe istiyor...

Şimdi “aşırı solcu” olan onlar, Yassıada’da asılan sağcı Başbakan’ın davasını savunan eski Meclis Başkanı’yla beraber hareket ediyorlar...

Şöyle bir durum var şimdi...

Darbede asılan solcu gençlik lideri Deniz Gezmiş’in avukatı, arkadaşları, devamı olan yoldaşları...

Bir başka darbede asılan sağcı Başbakan Adnan Menderes’in avukatı, dava arkadaşı, Hüsamettin Cindoruk ve o aynı Menderes’in siyasi halefi Süleyman Demirel hep beraber ortak oldular, “darbeci” olarak çalışıyorlar...

Aralarına, darbede cezaevine giren, işkence gören gazeteci yazar İlhan Selçuk’u da alıyorlar...

Eski generaller bu ittifakın Moaist Perinçek ile birlikte askeri kanadını oluşturuyor...

Darbelerde gözetim altına alınan parlamentodaki Baykal gibi halihazır muhalefet liderleri darbenin eylem adamları oluyor...

Hülasa bunların hepsi aynı darbenin parçaları olarak faaliyet gösteriyor!!!

Piyanist Fazıl Say piyano ve sanat danışmanlığı yapıyor...

***


Avrupa Birliği’nin demokrasi âşığı parlamenterleri...

Türkiye’de kendisinden menkul bir şizofreniyle çizilen bu tablonun darbeci olduğuna inanıyorsanız, söyleyecek tek bir şeyim olur...

Malumunuz şizofreni çok ağır bir hastalık...

Siz de eğer bundan muzdaripseniz kusura bakmayın Avrupalı oluşunuz fark etmiyor...

Şizofreni, milliyet ya da kıta ayırt etmiyor!!!

DİĞER YENİ YAZILAR