Çocuklu bir kadınla, öteki kadın savaşı...

Haberin Devamı

Deniz Uğur’un bizim Gülşen Yüksel’e verdiği röportajı kıskanan meslektaşları hınçlarını Deniz’e “geçirerek” alıyorlar...

Yok niçin konuşmuşmuş, yok artık susmalıymış falan filan...

Belli ki kızın 2.5 yıllık bir ilişki sonunda düştüğü durumdan içi yanmış, bazı şeyleri Gülşen’le paylaşmış...

Oysa sevdiği adamın eşine ayrıldığını sanarak mesaj çekerken bilmeliydi ki Deniz;

Çocuklu bir kadınla, hayata giren öteki kadın kolay kolay savaşamaz...

Çünkü iki kadının silahları aynı değil...

Çocuğunu göstermek ya da göstermemek, çocuğun üzülmesi, çocuğun ağlaması, çocuğun hassasiyeti, çocuğun mutsuzluğu hep eş durumundaki kadının elindeki silahlar...

Hepsi zamanı geldiğinde, teker teker ya da topluca kullanıma girer...

Onun için hayata yeni giren kadınlar hemen çocuk yapmaya bakarlar...

Çocuk yaptılar mı rahatlarlar...

Elleri kuvvetlenir, bu sefer de ilk eşten olan çocuklar ofsayta düşürülür...

Çünkü erkek denen zavallı kafasızlar “yeni çocuklara yakın, ilk çocuklara uzak” dururlar...

Anneye göre, çocuk kayırırlar...

Kadınlararası iktidar savaşı, çocuklar üzerinden sürer...

Çocuk kadının en önemli ve en vurucu silahıdır...

Hürrem Sultan’da da böyledir, Arzu ya da Pelin’de de böyledir...

Deniz etrafına şöyle bir bakmalı...

Kimler çocukları üzerinden neler yaparlar?..

Hangi erkekler çocuk üzerinden nasıl hizaya sokulurlar?..

Erkek hayatında hiçbir kararı kadın etkisi olmadan alamaz...

Sorun hangi kadının etkisiyle karar alacağıdır...

Kadınlararası iktidar savaşı bunun için vardır...

Yeni kadından yeni çocuk gelene kadar avantajlı ilk kadındır...

Yeni kadın için ayrılık her an kapıdadır...

Çocuk olduktan sonra geçmiş olsun...

Olan ilk çocuklara olacaktır...

Hayat erkek salaklarından sebep, ilk çocuklara cimri davranacaktır...

*****

BEŞİKTAŞ SENİ ASLA AFFETMEYECEK!..
Cem Papila isimli eski hakem Fotomaç Gazetesi’ndeki kendi de Beşiktaş’lı olan spor yazarı Turgay Demir kardeşimle konuşmuş, yeminler etmiş ki, 5 kırmızı kart gösterdiği Beşiktaş-Samsun maçında kötü niyetli değilmiş...

Önce MHK Başkanı olmak istedi, gitti Beşiktaş formasıyla resimler çektirdi...

CHP’den aday oldu, her tarafta “Siz bilmiyorsunuz ben aslında Beşiktaşlıyım” diye açıklamalar yaptı...

İlla ki o günü ve o lekeyi üzerinden silecek...

Cem Papila’ya bir önerim var...

Yönetmen Joe Wright’ın yeni vizyona giren müthiş bir filmi var...

Adı Kefaret (Atonement)...

Hayalgücü çok güçlü olan 13 yaşında kız çocuğu Briony Tallis, ablasının erkek arkadaşı için bir iftira atıyor ve onun bir kıza tecavüze yeltendiğini söylüyor...

Tıp okuyan genç çocuğu bu iftira üzerine alıp hapse koyuyorlar...

4 yıl hapiste geçiriyor, hapisten kurtulabilmek için de savaşa katılıyor...

Film birbirini seven iki gencin müthiş trajedisiyle devam ediyor...

13 yaşındaki Briony, sonraları attığı iftiraya pişman oluyor, ablasını arıyor, hatayı telafi etmeye çalışıyor...

Nafile, nafile...

Çok ünlü bir yazar oluyor, bu olayı roman olarak yazıyor ki rahatlasın, vicdanını temizlesin, kefareti ödeyebilsin...

Olmuyor olmuyor, bir türlü vicdanı rahatlamıyor...

Attığı iftira sonucu birbirini seven iki gencin yaşadığı trajedi her yerde onu takip ediyor...

80 yaşında bile...

Şimdi bu Cem Papila Turgay Demir kardeşime yemin etmeyi bıraksın, o maçtan sonra hakemlik kariyerinde nasıl hızla yükseldiğini cevaplasın...

O maçtaki kartların binde birini neden başka hiçbir maçta göstermediğini, yüzüne küfreden futbolcuya niye sırtını döndüğünü hatırlasın...

Bugün senin yerinde olsam Fenerbahçe ile Beşiktaş arasındaki ezeli rekabetin, ebedi dostluğun derbisini seyretmeye gitmem Cem Papila...

Onun yerine, derbinin oynandığı saatlerde sen “Kefaret” filmine git onu izle...

İnan filmde futboldan daha fazla keyif alacaksın...

Çok heyecanlı...

Sanki hayatını görecek hayatını yaşayacaksın...

Beşiktaş seni asla affetmeyecek Cem Papila...

DİĞER YENİ YAZILAR