TAYYİP BEY HEMEN ZENCİ OLUNUZ!..

Haberin Devamı

Ben söylüyorum beni bu Formula 1 yarışlarından uzak tutun diye...

Dinletemiyorum kimseye, sonunda aldılar götürdüler beni Budapeşte’ye Formula 1’i izlemeye...

Cumartesi günü “sıra kapma yarışları” var... (Yazarın notu: Sıra Kapma Yarışı deyimi tamamen benim deyimimdir... Onlar sıralama yarışı diyorlar... Gerçek benim söylediğim gibidir... Formula bu ismi değiştirmelidir...)

Derecene göre, yarışa hangi sıradan başlayacaksın o belirlenecek...

Bu atletizm yarışması değil ki mübarek, adamı solladığın gibi geçesin...

O virajlardan yılan gibi kıvrılan pistte, önde tek bir arabayı geçsen bile Dünya Artistik Buz şampiyonu olabilirsin alimallah...

O kadar artistik bir yetenek gerektiriyor yani...

Bizim grup bu işin Türkiye şefi Can Güçlü kardeşimle beraber sabahın köründe sıralama yarışlarına gitti...

Bana da baktılar bir gece öncesinden “hani geliyor musun?” gibisinden...

Hiç istifimi bozmadım...

Yüzüme bir kaşı kalkık ciddi bir hava verdim...

“İşlerim var yarın” gibisinden öyle bir havalı cevap verdim ki, çocuklar sorduklarına soracaklarına pişman oldular...

Hani demek istiyorum ki, “benim sıralama gibi ufak meselelerde” ne işim olabilir, “Kısmetse final başlarken tam start verilirken Padok’a ayak basmayı düşünüyorum” diyeceğim ama daha yeni tanıştık yanlış bir intiba vermeyeyim diye ses etmiyorum...

Benim öyle sıra kapma yarışlarında işim ne?..

Koskoca “ben” İstanbul’dan Budapeşte’ye sıra kapma yarışına mı geldim öyle değil mi ama?..

Hani deseler “yarışı otelin lobisinde seyredeceğiz” ona da pek itiraz etmem yani...

***

Neyse bizimkiler Cumartesi sabah 8 gibi güneş daha ağırmadan oraya gittiler gece 9’da bitik bitap döndüler...

Ben sporumu yapmışım, duşumu almışım, yazımı yazmışım, Tuna’nın açık kahverengi sularına bakıp hayaller kurmuşum...

Ekşi Sözlük’ten bir arkadaş Budapeşte’ye gitmiş, kahverengi kahverengi akan Tuna’ya bakmış bakmış mihmandara sormuş;

“Bu mudur Mavi Tuna dedikleri?”

Mihmandar bilgece cevaplamış;

“Derler ki Tuna yalnızca aşık olanların gözünde mavi görünür...”

Ne desem bilmem...

Ya benim gözüm kör görmem,

Ya aşk nedir ben bilmem...

Ya da bu Tuna ne aşk ne de duygu nehridir...

Onu söyleyen mihmandar ya zevzektir, ya da delidir...

***

Akşam üzerinde bu ağır tartışmanın yaşandığı Tuna Nehri’nde kıyı kıyı yürüyoruz...

Çocuklar aralarında tartışıyorlar...

-Alonso haklı...

-Hayır kardeşim Hamilton haklı... Özellikle 10 saniye geç çıkmış Pit Stop’tan...

Pek bozuntuya vermemeye çalışıyorum ama söyledikleri bana Çince gibi geliyor...

Yengeç olduğumdan bozuntuya vermeden yandan yana konuya girmeye çalışıyorum...

Anladım ki bu Alanso dedikleri bizim Tayyip Bey’in Alfanzo dediği yarışçı...

“Tayyip Bey İstanbul Formula 1 yarışını kim kazanır?” diye soran gazetecilere “Benim favorim Alfonzo” demişti...

Meğer çevresindeki çok bilmiş uzmanlar Tayyip Bey’i yanıltmışlar...

İşte bu Alonso Tayyip Bey’in o favori Alfonzo’su...

O Alonso, takım arkadaşı siyahi pilot Hamilton’a fena kazık atmış o gün...

İkisi de Mercedes adına yarışıyorlar, sıra kapma yarışmasında Mercedes servisinde 10 saniye fazladan beklemiş Alonso ki, takım arkadaşı zaman kaybetsin ilk sırada yarışa giremesin...

İyi ki Fatih Terim duymuyor bunları...

Takım ruhu falan hak getire...

Çünkü Alonso Hamilton’u fena halde kıskanmakta...

Çocuk 26 yaşındaki Alonso’dan 4 yaş küçük, daha 22 yaşında...

Alonso Tayyip Bey’in fa vori görmesinden sonra 2 kez Formula 1 Dünya Şampiyonu oldu, milyon dolarları cebine koyup Mercedes’e transfer oldu...

İspanya’nın köyünden, İsviçre’de malikane sahipliğine yatay geçiş yaptı...

***

Her şey tam mükemmel giderken ilk kez Formula 1 yarışlarına çıkan çaylak siyahi çocuk bütün planları altüst etti...

Formula yarışlarını arka arkaya kazanarak Alonso’nun ve tüm rakiplerinin önüne geçti...

Çocuğu durdurabilmek mümkün değil...

Daha 12 yaşında karatede siyah kuşak kazanmış 22’sinde Formula Dünya Şampiyonu olacak...

Tayyip Bey’in Alonso’su ne yapsın; takım makım, Mercedes, Ferrari demedi, Bu siyahi çocuğu, geriye atmak için ’Pit Stop’tan çık’ dedikleri halde 10 saniye daha bekledi ki siyahi çocuk servise giremesin... (Yazarın notu: Bu pit stop dedikleri bizim servis dediğimiz yer... Hani tekerlekleri değiştiriyorlar falan filan...)

Çocuk mu, başkaları mı artık birileri Tayyip Bey’in Alonso’sunu ihbar etmiş...

Alonso’yu 1. sıradan 6. sıraya düşüverdiler acilen...

Siyahi çocuk 1. sıraya hakettiği yere alındı...

***

Ben de hemen başladım, “Hepimiz zenciyiz... Hamilton’ız...” sloganı atmaya...

Huyum kurusun, bir yerde mağdur, hakkı yenmiş görmeyeyim...

Hemen girerim devreye...

Zaten malumunuz “Hepimiz zenciyiz” bizim duruşumuz...

Pascal’dan bu yana kapalı tribün, çarşı ve bendenizin değişmeyen tutumumuz;

“Hepimiz Pascal’ız... Hepimiz zenciyiz...”

Hamilton’dan mı esirgeyeceğim 48 yılık Beşiktaş’lı duruşumu?..

Ben “Hepimiz zenciyiz... Hepimiz Hamilton’ız” diye avazım çıktığınca bağırdım...

Çocuk bunu duysa gerek, bir yarış yaptı ki Ferrari’nin de önünde birinci...

Alonso nal topladı, ilk üçte bile yok...

3 hafta sonra bu siyahi çocuk da Alonso da Türkiye’ye geliyorlar Formula 1 yarışına...

Tayyip Bey’le şimdiden anlaşalım...

Sakın ha “Favorim Alfonzo” demesin...

Suçluya yataklık yapmaktan FİA hakkında dava açar...

Gelsin anlaşalım...

“Hepimiz zenciyiz... Hepimiz Hamilton’uz... Zaten hepimiz Pascal’ız...”

***

Devamını şöyle rica edeceğim Tayyip Bey’den;

“Fransa’da doğdu...

Beşiktaş’lı oldu...

Helal olsun sana...

Pascal Nouma...

Pascal Nouma...

Ooooo”

DİĞER YENİ YAZILAR