Gazete Vatan Logo

Raporlu pilotun kokpitte ne işi var?

Kayıp yakınları isyan etti

Raporlu pilotun kokpitte ne işi var?

Fransız Alpleri’nde düşen yolcu uçağının ikinci pilotu Andreas Lubitz’in psikolojik hastalığı nedeniyle aldığı raporu gizleyerek uçuşa katıldığı ortaya çıktı. Kayıp yakınları bu kadar ağır psikolojik rahatsızlığı olan birinin uçuşuna nasıl izin verildiğini sorguluyor.

Barcelona-Düsseldorf seferini yaparken Fransız Alpleri’nde düşen 150 kişiye mezar olan Germanwings’e ait Airbus A320 tipi yolcu uçağının ikinci pilotu Andreas Lubitz’in 2008’de ağır depresyon nedeniyle uçuş eğitimini yarıda bıraktığı açıklanmıştı. Alman Bild gazetesi Lubitz’in 1,5 sene psikiyatrik tedavi gördüğünü, birkaç hafta önce kız arkadaşıyla ayrıldığı için psikolojisinin bozuk olduğunu yazdı.

Şirkete göre Lubitz ‘ağdan kaçtı’

Lufthansa sözcüsü Carsten Spohr, Lubitz’in psikolojik sorunlarından haberdar olduklarını, ancak fiziksel ve psikolojik sağlık testlerini geçmesi nedeniyle pilota izin verdiklerini söyledi. Testlere yüzde 100 güvendiklerini kaydeden Spohr, “Ancak Lubitz ağdan kaçmayı başardı” diye konuştu.

Olay günü raporluydu

Haberin Devamı

Düsseldorf Savcısı Ralf Herrenbrueck, olay günü Lubitz’in raporlu olduğunu ve raporu evinde yırtılmış bulduklarını, pilotun hastalığını ‘işvereni ve arkadaşlarından sakladığını’ vurguladı.

Nasıl izin verdiniz!

Uçakta akınlarını kaybedenler, ağır psikolojik sorunları olduğu ortaya çıkan Lubitz’e nasıl uçuş izni verildiğini sorguluyor ve uçuşa izin veren firma yetkililerine ateş püskürüyor. Erkek kardeşini kaybeden Claude Driessens, “Çok öfkeliyim. Böyle ciddi firma, bu adamı nasıl uçağına sokar. Kokpitin yakınında bile bulunmaması gerekirdi” sözleriyle tepkisini dile getirdi.

Uçamaz diye fişlenmiş
Lubitz’in Alman Federal Havacılık Ofisi’deki dosyasında, pilotun düzenli olarak tıbbi muayeneye girmesi gerektiğini gösteren ‘SIC’ kodunun bulunduğu belirlendi. Ancak kodun, psikolojik ya da fiziksel bir durumla ilgili olup olmadığı netlik kazanmadı. İngiliz basını 2008’de uçuş okulunun Lubitz’i ‘uçmaya müsait değil’ şeklinde fişlediğini yazdı.
‘Fitness düşkünü’
Lubitz’in ailesinin yaşadığı Montabaur kasabası sakinleri, son derece kibar ve sıcakkanlı birisi olarak tarif ettikleri genç pilotun spora düşkün olduğunu söyledi. Lubitz’in piyano hocası olan babasıyla birlikte 2011, 2012 ve 2013 yıllarında Frankfurt Yarı Maratonu’nda koştuğu, en iyi derecesinin de bir saat 37 dakika olduğu ortaya çıktı. Kasaba sakinleri, Lubitz’in ailesinin yanında olduğu zamanlarda sık sık koşuya çıktığını da belirtti. Yakın arkadaşlarının 28 yaşındaki Lubitz’e, pilotluktan önce kabin görevlisi olarak çalışmaya başladığı için ‘Domates Andy’ lakabını taktığı ortaya çıktı.
10 Mart’ta hastanedeydi
Düsseldorf Üniversite Hastanesi, Lubitz’in şubat ve martta teşhis amaçlı geldiğini, en son 10 Mart’ta hastanede olduğunu söyledi. Yöneticiler, Lubitz’in tedavisini kendilerinin yapmadığını kaydetti. Süddeutsche Zeitung ise Lubitz’in, son raporunun bir psikiyatrist/nörolog tarafından yazıldığını öne sürdü. Tagesspiegel gazetesi de, genç pilotun Düsseldorf’taki bir hastanede depresyon tedavisi gördüğünü yazdı.
‘Kokpitte iki kişi olacak’
Avrupalı havayolu şirketleri, kokpitte her zaman 2 kişi bulunması kuralını uygulamaya koymaya karar verdi. Lufthansa, Flybe, Easyjet, Virgin, Norveç Havayolları ve Emirates iki kişi uygulamasına geçeceklerini açıkladı.

Haberin Devamı

Yerden kontrol mümkün

Haberin Devamı

Günümüzde pilotların başına bir şey gelmesi ya da uçağın teröristlerce ele geçirilmeye çalışılması durumunda, kule görevlilerinin kontrolü ele almasına imkan tanıyan bir teknoloji mevcut. Boeing firmasının 11 Eylül saldırıları ardından geliştirdiği sistem, gerekli durumlarda uçakları, aynı insansız hava araçlarında olduğu gibi yerden kontrol edebiliyor. Firmanın 2006 yılında patentini aldığı sistem, kokpit kapısının dışarıdan zorlanması durumunda da otomatik olarak devreye girip, uçağı en yakın havaalanına indirebiliyor. Boeing’in o dönem 2010 yılına kadar dünyadaki tüm uçaklara yerleştirilebileceğini iddia ettiği sistem, havayolu firmaları ve pilotları temsil eden sendikaların baskısıyla şu ana kadar kullanıma sokulamadı. Pilotların, sistemle birlikte kendilerine ihtiyaç kalmayacağı iddiasıyla uygulamaya karşı çıkıyor.
Testler yeterli değil
Dünyada uçuş standartlarını belirleyen Uluslararası Sivil Havacılık Organizasyonu (ICAO), depresyon teşhisi konan pilotların uçuşuna izin verilmemesini tavsiye ediyor. Ancak kurum, mevcut psikolojik testlerin pilotların ruh sağlığında bir bozukluk olup olmadığını göstermeden yetersiz kaldığını da kabul ediyor. Adını açıklamak istemeyen bir pilot AP’ye verdiği röportajda, “Akıl sağlığınızla ilgili sorular soruyorlar. Siz uçuş lisansınızı iptal ettirebilecek bir rahatsızlığınız olduğunu söyler misiniz? Ben söylemem, bu işe ihtiyacım var” diye konuştu. Aynı pilot, çalışma arkadaşları hakkındaki endişelerini ‘ispiyoncu’ damgası yememek için paylaşmadıklarını anlattı. Havacılık sağlığı uzmanı David Powell ise “Bir daha hiçbir pilotun aniden uçağını düşürmeyeceğini söyleyebilir misiniz? İnsan doğasını tümüyle tahmin edemezsiniz” dedi.
‘Okul katliamcıları gibi’
Psikologlar, kendisiyle birlikte 149 kişiyi daha öldüren Lubitz’in ruh halinin, çoğunlukla ABD’de görülen okul katliamlarını yapan kişilerinkiyle benzerlik taşıdığını düşünüyor. Birmingham Üniversitesi’nde görevli olan Profesör Craig Jackson’a göre yaşadığı duygusal bir gerilim, genç pilotu bir anda ‘çökertmiş’ olabilir. Bild gazetesinin aktardığı kız arkadaşından ayrıldığı iddiası, duygusal çöküntüye örnek teşkil ediyor.

Haberin Devamı