Gazete Vatan Logo

Prof. Kasım VATAN'a konuştu!

Kasım “Suriye’ye müdahale olmazsa savaş yıllarca sürebilir” diyor

Suriye’de yaklaşık 1500 kişinin hayatını kaybettiği belirtilen kimyasal silahlarla ilgili tartışmalar sürerken Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Kamer Kasım VATAN’ın sorularına şu yanıtları verdi:

- Kimyasal silahlarla ilgili uluslararası toplum nasıl bir yaptırım uygulayabilir?

ABD, bizzat Başkan’ın ağzından çok net bir ifade kullanmıştı: ‘Bizim için kırmızı çizgi kimyasal silahlardır. Eğer kimyasal silahlar kullanılırsa müdahalenin olabileceği’ söylenmişti. Görüntüler de bir çeşit kimyasal silahın kullanıldığını gösteriyor. Araştırılması gereken şey, bunun kimin kullandığı. Bu siyasi açıdan çok önemli. Esad’a bağlı güçler kullandıysa, burada kırmızı çizgi çoktan aşılmış demektir. Libya’da da Fransa bunun öncülüğünü yapmıştı. ABD’de bu zaten tartışılıyor. Belki ilk aşamada kara gücüyle girmek mümkün olmayacak ama Şam yönetiminin hava gücü tahrip edilecek bombardımanlarla. Bu da muhaliflere önemli bir avantaj sağlar. Şu anda muhaliflerin en büyük beklentisi Şam’ın hava gücünü tahrip edilmesi. Eğer muhalifler son zamanlarda ilerleyemiyorlarsa ve hatta mevzi kaybetmeye başlamışlarsa, hava kuvvetlerinin operasyonlarıyla bu oldu.

- Suriyeli savunma kaynaklarından edinilen ve BBC’nin de yayınladığı bir argüman var: ‘Esad’ın kimyasal silah kullanması siyasi bir intihar olur’ şeklinde. Esad bunu neden yapmış olabilir?

İzin vermeli

Bu da işin bir başka boyutu. Şam yönetiminin yapması gereken bir an önce BM gözlemcilerine izin vermek ve orada araştırmalar yapılmasını söylemektir. Zaten Suriye’nin elinde kimyasal silah olduğu bilinen bir gerçek. Eğer bunu muhalifler kullandıysa, o zaman bunu nasıl ele geçirdiler? Yani Suriye hükümetinin depoları mı basıldı, yoksa dışarıdan mı sağlandı? Bunların hepsinin aydınlatılması gerekiyor. Eğer Esad yönetiminin kullandığı netleşirse kesinlikle uluslararası bir operasyon olabilir ve ben iddialı bir şey söyleyeyim: Rusya da buna karşı çıkmaz. Rusya’da yaptığı açıklamalarla derhal BM gözlemcilerine izin vermesini istedi.

Birkaç olasılık var

Bu özellikle Suriye yönetiminin ve İran’ın kullandığı bir argüman. Esad sahada avantaj kazandığı bir ortamda niye yapsın? ABD’nin kimyasal silah kullanımının ‘kırmızı çizgi’ olduğunu da biliyor. O yüzden belki ‘intihar olur’ deniyor. Birkaç olasılık var. Şam yönetiminin rasyonel düşündüğünü söyleyemeyiz. O nedenle kullanma olasılığı var. Başka bir neden de, Şam yönetimi acaba sahadaki bütün kuvvetlerine veya kimyasal silah bulunduruan bütün kuvvetlerine hakim olabiliyor mu? Bu şu anda bilinen bir durum değil. Ülkede Şeria milisleri var. Onun dışında Şam yönetimine bağlı silahlı kuvvetler içerisinde bulunan değişik unsurlar var. Bu unsurlar irrasyonel şekilde hareket edip bunu kullandılarsa, Esad yönetimini bağlar.

Muhaliflere güvenmiyor

- Le Figaro’nun bir analizi var: “ABD Suriye’ye karşı operasyonlarını Ağustos ayı içinde başlattı ve ABD’nin eğittiği 300 kadar komandoyu Ürdün üzerinden Suriye’ye soktu.” Sizce ne kadar gerçekçi?

ABD’nin operasyon başlatıp başlatmadığını bilmiyoruz. ABD bazı muhalif güçlere El-Kaide bağlantılarından dolayı hiç güvenmediği için Şam yönetimini devirecek iyi eğitimli bir ekip yetiştiriyor. Muhaliflerin eğitildiği yerler ağırlıklı olarak Ürdün’de. ABD’nin istediği ABD ve İsrail destekli bu güçlerin Esad yönetimini devirmesi. Türkiye’den destek bekleyen muhalifler değil de kendisinin tanıdığı bildiği muhaliflerin bunu yapmasını istiyor. ABD’nin komando yetiştirdiği bilinen bir gerçekti. Ama operasyona başladılar mı, onu bilmiyorum. Olasılığı yüksek. Temmuz ayının özellikle ortalarından sonra, sahada inceleme yapanlar özellikle şunu söylediler: ‘Esad avantaj sağlamaya başladı.’ Suriye hükümet güçleri kaybettiği mevzileri geri almaya başladı. Şam yönetimiyle masaya oturulacaksa bile, Esad dezavantajlı bir konumdayken oturulması ABD için bir avantaj olacaktır. Bu yüzden ABD’nin operasyonu başlatma olasılığı yüksek.

Ağır silahlar verilmedi

- Konjonktür nasıl değişti de Esad yönetimi belli bir avantaj sağlamaya başladı, hatta belli bir sempati topladı. Rüzgar neden tersten esmeye başladı?

Buna sempati demeyelim. Çünkü İran ve Rusya, çok kararlı bir şekilde destek verdiler. Mesela Rusya geri adım atmadı. İran da Şeria milislerini eğitmeye devam etti. Ama daha önemlisi muhalifler bekledikleri ağır silahları alamadılar. AB mesela, ambargoyu kaldırdı ama özellikle Almanya ve İngiltere, yani ağır silah sağlayabilecek olan ülkeler ‘Vermeyiz’ dediler. Bu sahadaki herşeyi değiştiriyor. Bir taraftan, hava gücü Rusya destekli Şam var, onların yanında çarpışan Şeria milisleri var ve bunlar da İran tarafından eğitiliyorlar. Muhalifler de askeri bakımdan zayıflamaya başladılar. Haziran’dan itibaren de muhaliflere yönelik çok olumsuz haberler yoğunlaşmaya başladı. El Kaide bağlantılı El Nusra cephesinin muhalifler içerisinde daha ağırlık kazandı. Bu unsurlar Şam yönetiminin kaybettiği mevzileri geri almasına neden oldu. Ama gene de Suriye’nin tamamını kontrol edecek, üstünlük sağlayacak konuma da gelmediler.

‘Kimyasal silahlar illegal örgütlerin eline geçebilir’

- Irak’ta da ‘kimyasal silah var’ denmişti ama bunun doğru olmadığı ortaya çıktı.

Suriye’nin Irak’tan şöyle bir farkı var: Kimyasal silahların varlığı Suriye yönetimi tarafından kabul edilmişti. Irak öyle değil. Saddam Hüseyin hiçbir zaman kabul etmedi. Gerçi Irak’taki argümanlar biyolojik silahlar noktasındaydı. İkincisi, olası bir operasyona ABD ve Fransa’nın destek vermesi, kimyasal silahların olduğunun ötesinde, kimyasal saldırıyı Şam yönetiminin yaptığının kanıtlanması durumunda olur.

- Sizce Sarin gazı mı kullanıldı?

Suriye’de kullanılan gazın sarin gazı olup olmadığını bilmiyoruz henüz. İnceleme sonrası ortaya çıkacak. Elinde kimyasal silah bulunduran ülkelerde sarin gazı stoku var. Bunun illegal grupların, terörist organizasyonların eline geçme olasılığından dolayı Tokyo’daki saldırı dünyayı korkutmuştu. Bu kadar mobilitenin olduğu bir dünyada birtakım grupların eline geçmesi mümkün. ABD yönetimi de zaten Suriye yönetimini şöyle uyarmıştı: ‘Tamam elinizde kimyasal silahınız var. Bunların sizin elinizde durmasına da bir itirazımız yok ama bunları iyi koruyun. Bunlar El-Kaide bağlantılı grupların eline geçmesin.’ Her yerde iyi korunduğunu söyleyemeyiz. Bazı ülkeler kendilerine faydalı olabilecek bazı gruplara bunları sızdırmış olabilirler. Kimyasal silah barındıran ülkeler de vardır. Onun dışında Tokyo örneğinde de olduğu gibi, illegal gruplara ulaştırılamayacağının hiçbir garantisi yok.

- BM’nin bu saatten sonra alacağı tavır sizce ne olabilir?

BM silah denetçilerinin orada inceleme yapabilmeleri için izin almaları gerekiyor. Bu iznin verilmemesi durumunda BM’nin yetkili organlarının bu kararı almaları gerekir. BM Güvenlik Konseyi’nden herhangi bir kararı çıkarılabilmesi için beş daimi üyenin herhangi birisinin vetosunu kullanmaması gerekiyor. Burada Rusya’nın ikna edilmesi çok önemli. Burada en azından vetosunu kullanmazsa Çin’in de benzer doğrultuda hareket edeceğini düşünüyorum. O takdirde BM Güvenlik Konseyi’nden Suriye’ye yönelik bazı kararlar çıkabilir. Burada Rusya’nın en azından pozisyonunu biraz esnetmesi gerekiyor.



Savaş uzun sürer

- Bu saatten sonra Suriye Libya gibi olur mu? Franda, tıpkı Libya’daki gibi doğrudan müdahaleyi savunuyor.

Eğer Libya’da da bir müdahale olmasaydı Kaddafi düşmezdi. Savaş hala devam ediyor olurdu. Eğer Fransa öncülüğünde bir operasyon olmasaydı Libya da Suriye gibi olurdu. Eğer bir hava operasyonu olmazsa Suriye’de de savaş sürecek. Fransa operasyona önderlik edince ABD de ‘Tamam’ dedi ve operasyona yeşil ışık yaktı. Temelde de operasyonu ABD götürdü. ABD, Suriye konusunda çok isteksiz davranıyor. Bunun bir nedeni de Rusya’nın hiç esnememesi. İkincisi de Suriye, Libya gibi dünya piyasalarına hakim olan bir çok önemli bir petrol kaynağına sahip değil. Kimyasal silahlar konusu bu yüzden önemli. Eğer bu kimyasal silahları gerçekten Suriye’deki rejim kullandıysa, Fransa’nın veya başka bir AB ülkesinin başlatacağı bir girişimde ABD bu sefer geride kalmaz.

Haberin Devamı