Prof. Ersanlı'ya ağır suçlama!
Tutuklanmaları kamuoyunda tepki toplayan Prof. Büşra Ersanlı ile yayıncı Ragıp Zarakolu hakkındaki iddianame tamamlandı. Savcıya göre 22.5 yıl hapsi istenen Ersanlı örgüt yöneticisi, 15 yıl hapsi istenen Zarakolu ise örgüte yardım ve yataklık yapıyor.
KCK soruşturması kapsamında aralarında yayınevi sahibi ve yazar Ragıp Zarakolu ve Prof. Büşra Ersanlı’nın da bulunduğu 193 sanık hakkında iddianame hazırlandı. Özel yetkili savcı Adnan Çimen tarafından hazırlanan 2 bin 500 sayfalık iddianame, İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Mahkemenin iddianameyi kabul etmesi halinde dava İstanbul’daki ana KCK davası olacak.
22.5 yıl istendi
147 ’si tutuklu 193 şüphelinin bulunduğu iddianamede Prof. Dr. Büşra Ersanlı’ya ‘örgüt yöneticisi olmak’ suçundan 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Ersanlı’nın BDP’nin siyaset akademisinde ders vermesi örgüt yöneticiliğine delil olarak gösterildi. İddianamede siyaset akademisinin PKK-KCK güdümünde olduğu ve Ersanlı’nın da siyaset akademilerinin sorumlusu olduğu iddia edildi. Yayınevi sahibi ve yazar Ragıp Zarakolu hakkında ise örgüte yardım ve yataklıktan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Örgüt yöneticileri
İddianamede, KCK içinde Murat Karayılan’dan sonra 3 önemli isimden bahsedildiği belirtildi. Bu isimlerden Kudbettin Yazbaşı bir numaralı sanık olarak iddianamede yer alırken, KCK yönetim kurulu üyesi olduğu söylenen Ali Durç ise iddianamede firari sanık olarak yer aldı. Yürütme kurulunun bir diğer üyesi olduğu ileri sürülen Nihat Oğraş hakkında ise haziran ayında İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldığı iddianamede anlatıldı. İddianamede KCK’nın İstanbul’daki yönetim kadrosunun yer aldığı, seçim sürecindeki molotoflu eylemlerin anlatıldığı bildiriliyor.
Savunma alınmış sayıldı
2006 yılında Bahçelievler ’de bir alışveriş merkezine konulan bomba sonucu 15 kişi yaralanmasıyla ilgili davaya devam edildi. Dünkü duruşmada PKK’ya yardım ve yataklıkla suçlanan Mülkiye Doğan, Kürtçe savunma yapmak istediğini bildirdi. Mahkeme aldığı ara kararda sanığın Kürtçe tercüman talebini reddederek “Sanığın Türkiye’de doğup çeşitli kurumlarda eğitim aldığı, sanığın bugüne kadarki aşamalarda Türkçe konuştuğu ve savunma yaptığı, dolayısıyla bugün savunma yapmak için Kürtçe tercüman talebinin hukuki bir ihtiyaca dayanmadığından ‘savunmasını yapmış kabul edilmesine karar verildi” dedi
