Gazete Vatan Logo
Magazin Porto baharı!

Porto baharı!

Porto baharı!

Türk Hava Yolları (THY) 30 Nisan’dan itibaren Porto’ya direk uçuşlara başlıyor. Akdeniz’in ucunda, Doura Nehri’nin okyanusla birleştiği bu büyülü kente baharda; tam da kamelyalar ve üzüm bağları yeşillenirken gitmek iyi fikir...

Melankolik ve gururlu bir şehir Porto. Biraz da kaotik... Nehri huzurlu sakinliğine inat; inişli çıkışlı caddeler, daracık labirent gibi sokaklar, balkonlardan sarkan çamaşırlar, çini kaplamalı binalar... Yaşanmışlık kokuyor... Turistik değil, karakteri olan bir şehir... Küreselleşme ve çağ atlama talanı buraya uğramamış gibi... Ne AVM var, ne cipleriyle hava atan yeni yetmeler.... Sokaklar kamelya ağaçlarıyla dolu. Duvarları grafitti sanatçılarınının eserleri süslüyor. Belediye başkanı kararıyla 3 ayda bir yenileniyor. Şehrin içinden geçen Doura Nehri’nin Atlas Okyanusu’na döküldüğü noktada yer alan Foz de Douro sayfiye bölgesi. Balık restoranları ve cafelerde oturup günbatımında, gel-gitle yükselen okyanus dalgalarını seyredebilirsiniz. Nehir üzerinde tekne turları da var.

Haberin Devamı

DOURO NEHRİ KIYISINDA OTURDUM MEST OLDUM...

Douro Vadisi, Portekiz’in en önemli şarapçılık bölgesi... Porto’dan banliyö treni ya da tekne turlarıyla da ulaşılabilir. Ama vaktiniz varsa araba kiralayıp dolaşın. Douro Nehri’nin iki yakasında kilometre uzanan dik yamaçlara sıralanmış müthiş muntazamlıkta tarihi bağlar... Aralarda minicik köyler, butik oteller, yerel müzeler... Avrupa’nın önde gelen firmalarının da bağları var. Mahsen ve tadım merkezlerinde turist kafileleriyle dolup taşıyor.
90 YILLIK KLASİK: MAJESTİC CAFE
Şehrin en eski ve ünlü kafesi. 90 yıllık tarihiyle çok şık, harika bir atmosfer... Piyano sesi ve beyaz eldivenli zarif garsonların servisiyle kahvenizi yudumluyorsunuz. Entelektüellerin buluşma noktası... Rabanada denen geleneksel tatlılarını deneyebilirsiniz.
Harry Potter’a ilham olan kitapçı
Dünyanın en iyi üç kitapçısından biri sayılıyor. Mimar Xavier Esteves’in tasarladığı gotik esintili, iki katlı binanın beyaz ve süslü ön cephesi kiliseyi andırıyor. İçeride her yer ahşap. Zarif ahşap oymalarla süslü tırabzanlarıyla spiral şeklinde kıvrılıp tekrar birleşen merdivenler sizi bir rüya aleminde üst kata çıkarıyor. Sadece gezmek için pek çok turist uğruyor. Sahipleri usanıp fotoğraf çekmek yasağı koymuş ama biz gittiğimizde yasağı kaldırmışlardı. 90’larda Porta’da İngilizce öğretmenliği yapan J. K. Rowling, Lello’nun müşterilerinden biriymiş. Hatta Harry Potter’ın ilk üç bölümünü bu kitapçıdan ilhamla yazmış.
ŞARAP İŞTE DEME TAT VE TANI...
Porto şarabı, yemek sonrasında içilen, tatlı bir şarap türü. Nehir kıyısındaki bir antrepoda Şarap Müzesi var. Yaya trafiğine de açık olan 1. Luis Köprüsü’nden kısa bir yürüyüşle şehrin Gaia tarafına geçerseniz, nehrin kıyısına kurulmuş Croft, Taylor’s, Sandeman gibi bölgenin önemli üreticilerinin mahzenlerine ulaşıyorsunuz. Mahzenler ve şarap butiklerinde tadım yapabilirsiniz. Biz 1692’den bu yana şarap üreten Taylors’a gittik. Mahzeni ve şık butiğinin yanında çok iyi bir restoranı da var. Barao Fladgate’nin panoramik manzaralı terasında enfes lezzetlerden tadabilirsiniz.
Özel biri tavsiye
Douro Vadisi’nin en hoş köylerinden Proveze’de olağanüstü güzellikte bir mekan var. Gelenekseli yok etmeden nasıl modern olunacağının harika bir örneği. 17’nci yüzyılda kurulan bir şaraphane ve müzeye dönüştürülmüş konak: Morgadio da Calçada... Kurucunun 17’nci kuşak torunu, emekli gazeteci Manuel Villas-Boas tarihi binanın bahçesinde 4 odalı bir butik otel yapmış. 5 hektarlık arazisinde kendi şarabını üretiyor. Konuklarıyla at gezileri ve yerel yemek atölyeleri yapıyor.
MAVİ BEYAZ HİKAYELER
Porto’da cepheleri mavi beyaz çinililerle kaplı birçok bina göreceksiniz. Her birinde farklı hikayeler, tarihi ve dini olaylar resmediliyor. Ülkenin önde gelen kültürel ve tarihi değerlerinden olan bu sanata Portekizce ‘mavi’ kelimesinden türeyen Azulejos ismi veriliyor. Sao Bento Garı, Almas (Terziler) Şapeli ve Douro kıyısındaki Pinhao istasyonunda harika örnekleri var.
NE YENİR?
Porto mutfağı deniz ürünlerine, özellikle de bol morina ve sardalya balığına dayalı. Ama deniz ürünü dışında da epey seçenek var. Biz iki restoran önereceğiz.
DOP: Şef Rui Paula’nın biri Douro Vadisi’nde diğeri kent merkezinde iki restoranı var. Merkezde olan ismini Porto ve cesaret sözcüklerinin kısaltmasından alan DOP. Son derece rafine lezzetler. Deniz ürünleri nefis, et isterseniz oğlak spesiyallerini mutlaka deneyin. www.ruipaula.com).
Os Lusiadas: İsmini şair Camoes’in denizci Vasco da Gama’ya ithaf ettiği şiirinden almış. Tuzda balık çok başarılı. Okyanus lezzetlerinden oluşan giriş tabağı tavsiye edilir... (restaurantelusiadas.com).

Haberin Devamı