Gazete Vatan Logo
Magazin Pişmanlık değil tecrübe biriktiririm

Pişmanlık değil tecrübe biriktiririm

Öykü Serter sunduğu programların formatı gereği sert bir duruş sergileyen bir sunucu. Özünde sıcacık bir sohbeti olan Serter, iş hayatındaki serüvenini, özel hayatını ve gelecek planlarını MAG dergisine anlattı…

Pişmanlık değil tecrübe biriktiririm

Kimdir Öykü Serter, biraz kendinden bahsedebilir misin?

Soru böyle gelince kendinden üçüncü tekil şahıs bahsine kilitleniyor insan ki, maazallah; kim beni nasıl biliyorsa öyle biriyim iste... İş güç marifetiyle ekran rüzgarının izin verdiği dönemlerde bir görünüp bir kaybolan bir ekran yüzüyüm diyeyim. Kendimi anlatmaktan hoşlanmıyorum, payeler başkaları tarafından verilir; kendini anlatarak, “bu bana çok yakıştı” diyerek elbise gibi giyemezsin. O yüzden çok da şey yapmamak lazım aslında...

Ekranla maceran nasıl başladı anlatabilir misin?

Radyocuyum ben... Mikrofonla ilk olarak Ankara’da Capital Radio’da tanıştım. Ardından üniversite biter bitmez İstanbul’a taşındım; Radyo5’te program yaparken, radyoyu daha geniş kitlelere duyurmak maksadıyla televizyonda bir program yapılmasına karar verilmis; kısa çöp bana çıktı böylelikle ben de 5video klipten mürekkep 5T5 isimli bu mütevazi müzik programıyla ekrana ilk adımı atmış oldum. İtiraf edeyim ki; kariyerimde hala o günlere, en başa, 5T5’e dönmeye çalışıyorum. Show TV’de gecenin kör karanlığında kırmızı noktalı filmlerden sonra yayınlanmışsa da aklıma geleni zırvalayabildiğim özgürlükten yana ferah feza bir programdı; çok özlüyorum. Bugün bile hala 5T5 Öykü geri dön dedikleri zaman çok mutlu oluyorum; nasıl bir iz bıraktıysa artık... Vazgeçmedim; bir gün mutlaka içeriği video klip değilse bile benzer lezzette bir program yapacağım... Buradan bir videoya bağlayalım istersen; MFÖ‘den gelsin “Benim Hala Umudum Var..”

Haberin Devamı

Ekranlar Öykü‘yü “sert karakter” olarak tanıyor... Sen film karakterlerinden biriyle gerçek hayatta arkadaş olabilecek olsan kimi isterdin, neden?

“Sert karakter” bazı formatların gerektirdiği duruştu aslında... Çoğunlukla fikrimi söylememem gereken, tarafsız olmam beklenen, karakterime dair izleyicinin fikir sahibi olmasına müsait programlar değillerdi. Uzun yıllar benzer işler ya da aynı formatların devamlılığında yer aldığım için de bir Madam Rottenmeier imajim olduğu doğrudur. Mutlu muyum bu durumdan? Tabii ki hayır... Ama şimdi biraz daha özgür ve rahatım bu anlamda... Film karakteri? Hmmm... Bir Lara Croft rica edeyim oradan; daha ne olsun biteviye macera...

Haberin Devamı

Her zaman fit kalmayı nelere borçlusun?

On üç yıl yüzdüm ama öyle böyle değil, sabah akşam yüzdüm. Hala o zamanlarda attığım sağlam temellerin avantajını kullanıyorum ve tüm o yıllara şükrediyorum. Düzenli olmamakla birlikte yüzüyorum ve yürüyüş yapıyorum. Beslenme konusunda çok meraklıyım; deneme yanılma yöntemleriyle bedenimle iyi anlaşmanın ona iyi bakmanın yollarını keşfettim; sanırım fit kalmanın sırrı da bu...

Hayatında hiç yapmasaydım dediğin pişmanlıkların oldu mu?

Yaşadığım her şeyi iyi ya da kötü sahiplenirim; öyle de olmalı... Yanlış insanlar imtihan, doğrular ise armağan... Hepsine teşekkür edebilmek gerekir. Pişmanlıklar hazmedilince tecrübeye evrilir; bugünkü ben dediğim varlığa ulaşabilmem için yaşadığım ne varsa her birine, her anına ihtiyacım vardı; bu yüzden pişmanlık değil tecrübe biriktiririm.

DİZİLERİN BAĞIMLISIYIM

Ekranların en başarılı isimlerindensin, çok televizyon izler misin? Beğendiğin programlar diziler var mı?

Haberin Devamı

Çok teşekkür ederim... IBS’de (işte benim stilim) uzun saatler boyunca çalışıyoruz. Program çekmekten kendimizi izlemeye bile fırsat bulamıyoruz. Dolayısıyla televizyon izleyemiyorum. Daha öncesinden örnek vermek gerekirse; Leyla ile Mecnun, İşler Güçler, sevdiğim dizilerdi. Beğendiğim oyuncuların dizilerini takip ederim fakat itiraf ediyorum, bu anlamda o kadar da ısrarlı bir takipçi değilim. Bilgi yarışmalarını seviyorum; keşke bir tecrübem olabilse bu türde diye içimden geçirdiğim çok olmuştur.

Keman çalarken dans ediyorum

Acun Ilıcalı ile çalışma fırsatı yakaladınız, medyanın içinden gelmiş bir patron ile çalışmak diğer kanallar arasında bir fark yaratıyor mu?

Acun Ilıcalı ile daha önce ekranda birlikte program bile sunduk aslında. Televizyonun her aşamasında bizzat çalışıp emek vermiş, üstelik kendi emeğinin karşılığında bir kanalın sahibi olabilme başarısını gösterebilmiş bir patronu elbette ki, mevcut medya düzenindeki idari merciilerle kıyaslamak mümkün değil... Gıpta edilecek bir başarı hikayesi... Sevdiği ve bildiği işi yapmanın sonucu başka türlü olamazdı.

Haberin Devamı

Bir günün nasıl geçiyor?

Çalışırken çalışarak... Başka bir şeye vaktim olmuyor çünkü... Mesaisi belirsiz bir iş yapıyoruz. Haftalık uykumu bile bir güne saklıyorum; hafta sonu diye bir kavram zaten yok... Evet o derece... Çalışmıyorsam son derece dingin, müzik, kitap, fotoğraf gibi meşgalelerimle yalnız başıma evde vakit geçirmeye bayılıyorum; başka türlü sarj olamıyorum çünkü. Zaman zaman dostlarımla bir araya gelip yemek yerim, sohbet ederim, nadiren de olsa gece dışarı çıkarım. Az eşya, az insan... Sade yaşamayı seviyorum; insanı özgürleştiriyor.

Hangi tarz senin?

Bu Tarz Benim... Maskülen tarzı tercih ediyorum; vücudunu tanımakla ilgili olmalı tarza dair tercihler...Sporcu bedeni rahatı seviyor. Ben de kendime sade, spor-shik, jean t-shirt ceket gibi rahat kıyafetleri yakıştırıyorum. İşte Benim Stilim budur

Evlilik, aile kurma gibi düşüncelerin var mı?

Düşünmekle mi oluyor bu işler? Nasip kısmet kader. Evlilik bir müessese... Nice mutsuz insan tanıdım bir imzanın esiri olan… Benim fıtratım müsait değil belki de... Peşinde olduğum bir ideal değil açıkçası... Birini hayatıma öyle kolay kolay alamıyorum. Çocuk sahibi olmak ise büyük sorumluluk... Korkuyorum sanırım... Hayat şimdilik bana kadar ve bu durumdan da çok memnunum... Ne yazıldıysa o...