Pınar Altuğ çocuk parkındaki korku dolu anları anlattı
"Geçen yıl, bir arkadaşımla parktaydık. Biz iki anne oturuyoruz. Onlar da oyun oynuyor. Sonra arkadaşım bana ‘Bir adam Su’nun fotoğrafını mı çekiyor?’ dedi. Anında fırladım. Yanlarına gittim adam Su’ya ‘bir parende at fotoğraf çekeyim’ diyor. Yaz mevsimi… Su’nun üzerinde elbise var. Adamın yanına gittim ‘hayırdır’ dedim. ‘Ne var’ dedi. Kim olduğumu anlamadı. ‘Benim çocuğum’ dedim. ‘Ha, tamam seninle çekmeyeceğim çekil’ dedi Su’ya."
“Yandaki erkek çocuklarına döndü. ‘Sizi çekeceğim’ dedi. ‘Onlar da benim’ dedim. Sonra benim kim olduğumu anladı. ‘Aman be sen de amma şımarıksın’ dedi. Sesim giderek yükseldi. Güvenlik geldi, arkadaşlarım geldi, kameralar izlendi. Sonra parkta çekirdek çitleyen 3 kadın bana dönüp ‘geçmiş olsun’ dedi. ‘Hepimize geçmiş olsun’ dedim.”
“O adam o parka Su için gelmedi. Benim çocuğum olduğunu bilmiyordu… O adam o parka ‘çocuk’ için geldi. Sen parka çocuk götürmediysen, tek başına orada ne işin var?Biz Su’ya en başından beri tanımadığı birinin yanına gitmemesi gerektiğini öğretiyoruz. ‘annene götüreceğim, babana götüreceğim, Orada bekliyorlar… Burada bekliyorlar…’ Hayır! ‘Biz seni kimseye bırakmayız, gelemeyecek olsak haber veririz…’ diyoruz. Ne yazık ki, çocuklarımıza bunu öğretmen zorundayız…”
İşte Pınar Altuğ'un 2. Sayfa'ya özel diğer açıklamaları: "Dövmemi özellikle göstermiyorum. Dövme yaptırmaya karar verdiğinde kendine göre en çok görmek istediğin yere ve görmek istediğin şeyi yaptırıyorsun. Ben zaten omuzunu çok kapatan bir kadın değilim. Omuzumdaki dövmenin bir anlamı yok. Sadece hoşuma gidiyor. "
“Annemle çok az fotoğrafım var. Güzel seçildikten sonra, gazeteci arkadaşlarım bana sağdan soldan fotoğrafları gönderdiler…Bir elin parmaklarını geçmez. “
“Annemin kızımı ve kocamı görmesini çok isterdim. Çünkü ben hayatım boyunca çok iyi bir ailem olsun istedim. Yıldız kayarken ben hep ‘annemle babam barışsın’ diye dua ettim. Büyüdükçe ‘güzel bir ailem olsun’ diye dua etmeye başladım.”
“Vatan benim çok eski arkadaşım. 1993’te ajansa yazıldığım zaman Vatan da oradaydı. Ta o zamandan arkadaştık. Tabii ki Vatan’ı özlüyorum.Ben Ayşen Abla’yı da Altan Abi’yi de çok özlüyorum.”
“Vatan’ın oğlunu görmedim. Yasemin ile sadece bir kez konuştum. Bence bu çocuk çok göz önüne gelmemeli. Kimse onun nasıl büyüdüğünü görmemeli…Biri bir gün sokakta görüp ‘sen Vatan’ın oğlu musun?’ dememeli… Çok doğru bir şey yapıyorlar. “
"Gözümün önünde bir şiddet olayı yaşansa, gücümün yetmeyeceğini bilsem de tepki veririm... Kayıtsız kalamam, bu en hassas olduğum konulardan biri..."
