Panik yapmayanlar 5 Haziran’a döndü!

7 Haziran seçimlerinden önce yani 5 Haziran Cuma günü piyasalarda iyimser bir hava vardı. AK Parti’nin tek başına Hükümet’i kuracak milletvekili sayısına ulaşacağı ancak HDP’nin de barajı geçerek Başkanlık sistemi tartışmalarının rafa kalkacağı beklentisi satın alınmıştı.

Mahşer yeri oldu ama...

7 Haziran’da çıkan sonuçlar tam öyle çıkmadı. HDP barajı geçti ancak koalisyonsuz tek parti hükümeti senaryosu gerçekleşmedi. 4 partili mecliste koalisyon ihtimallerinin zayıflığı, seçim gecesi parti yönetimlerinden yapılan hararetli açıklamalar ve vurgulanan kırmızı çizgiler, 8 Haziran Pazartesi günü piyasaları mahşer yerine çevirdi. Pek çok hisse senedi her iki seansta da taban fiyatlara gerilerken endeks de 75 bin puan sınırına çekildi. Dolar/TL tarafında 2.80 denendikten sonra 2.77 TL bandında sükunet sağlandı.

İlk hafta hemen hemen bu seviyelerde geçildikten sonra koalisyon ihtimaline yönelik senaryolar, erken seçimi kimsenin istemediğine dair demeçler toparlanmayı beraberinde getirdi. Son olarak da Ankara’dan AKP-MHP hükümetinin kurulmasının an meselesi olduğuna dair gelen kulis sinyaller Borsa’yı ilerletti, doları geriletti.

Borsa yaralarını sardı

Endeks 100 hisselerine bakınca hisselerin yarısının 5 Haziran öncesine geri döndüğü hatta 40’ının da daha çok primlendiği gözleniyor. Halen 5 Haziran seviyelerine gelememiş hisseler içinde zararın yüzde 1 ile 2’ler seviyesinde kaldığı dikkati çekiyor. Oysa 8 Haziran günü endeks 100 kağıtları içinde 5 Haziran’a göre değer kazanan sadece 2 hisse vardı. Ortalama değer kaybı da yüzde 8’ler seviyesindeydi.

Bu tablo, ilk etapta panik yapmayan ve sabredenlerin zararını telafi ettiğini gösteriyor. Panik yaparak, maliyete bakmaksızın elindeki hisseleri çıkaranların malını 8 Haziran günü alan ve yeni pozisyon açanlar, güzel para kazanmanın keyfini yaşıyor.

Hangi senaryo satın alınıyor?

Piyasalar koalisyon hükümetinin yakın dönemde kurulabileceği beklentileriyle yeni haftaya pozitif başladı. Fed faiz oranlarını piyasaların beklediğinden daha yavaş artıracağı sinyalini vermesi ile geçen haftayı 2.70 liranın altında tamamlayan dolar yeni haftaya koalisyon tartışmalarının etkisiyle 2.6850 liradan başladı. Avrupa para birimi euro da güne 3.05 lira seviyesinde başladı ve ardından 3.06 liranın üzerine çıktı. ING Bank Ekonomik Araştırmalar Müdürü Muhammet Mercan, seçimlerin ardından siyasi tarafta hükümet kurulmasına dair beklentiler olduğunu ifade ederek, “Hafta sonu koalisyon hakkında net bir değerlendirme yapabilme ihtimalimiz oldu. Piyasalar MHP-AK Parti koalisyonunu algılıyorlar ve fiyatlandırıyor. Dışarıda Fed Başkan’nın açıklamalarının ardından dolarda bir gerileme söz konusu. Neler olacağını bekleyip göreceğiz. Ama piyasalar ilk değerlendirmelerini fiyatlandırıyor” dedi.

Ata Yatırım, seçim sonrası politik belirsizliğin sürmesine karşılık, ana senaryolarının politik belirsizliği ortadan kaldıracak akla yatkın bir koalisyon hükümetinin kurulması ve olumlu bir makroekonomik görünümün oluşması yönünde olduğunu açıkladı. Ata Yatırım’ın yıl sonu makroekonomik tahminlerinde, enflasyon yüzde 7, büyüme yüzde 3.5, cari açık/GSYH yüzde 4.7, yıl sonu dolar/TL kuru 2.7 ve yıl sonu euro/TL 2.97 olarak öngörüldü.

Şirketin Ocak ayındaki raporunda yılsonu için enflasyon yüzde 5.5, büyüme yüzde 4, cari açık yüzde 4.8, dolar/TL 2.36 ve euro/TL 2.88 olarak tahmin ediliyordu.

Ata Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Cemal Demirtaş, seçim sonrasında politik belirsizlik devam etmesine karşılık, yurt içinde ve yurt dışında koalisyon hükümeti kurulabileceği beklentisinin olumlu etkilerinin görüldüğünü belirterek, şunları söyledi: “Hükümet kurulduktan sonra gözler tekrar ekonomiye dönecek. Yaptığımız revizyonların sebebi, ilk 5 ayda enflasyon ve büyüme rakamlarının beklentilerimizden sapmasıdır. Seçim sonrası dönem için ana senaryomuz, akla yatkın bir koalisyon hükümetinin politik belirsizliği ortadan kaldıracağı ve olumlu bir makroekonomik görünüm olacağı yönündedir.”

Dolar niye düştü?

Dolar/TL, yurt dışında Yunanistan’la ilgili iyimserlik ve yurt içinde koalisyon görüşmelerinin olumlu sonuçlanabileceği beklentisi ile 2.6696 ile son iki haftanın en düşük seviyesine geriledi. 7 Haziran’da hiçbir partinin tek başına hükümet kuracak çoğunluğu elde edememesinin etkisiyle 2.8097 ile tarihi zirvesini gören dolar/TL, yaklaşık bir hafta boyunca 2.76-2.73 bandında hareket etmişti. Yurt içinde koalisyon hükümetinin kurulmasına yönelik yapıcı söylemlerin artması, yurt dışında geçen hafta Fed’in faizleri değiştirmemesi, Başkan Janet Yellen’in güvercin açıklamaları ve ABD’de açıklanan verilerin beklentilerin altında gerçekleşmesi gibi nedenlerin etkisiyle dolar/TL 2,70’in altına gerileyerek haftayı 2.6950 seviyesinden tamamlamıştı. Geçen haftaki pozitif havanın dün de devam etmesiyle aşağı yönlü hareketini sürdüren dolar/TL, 2.6696 ile son 2 haftanın en düşük seviyesine geriledi. Analistler, yurt dışında risk iştahının artmasıyla gelişmekte olan ülke varlıklarına karşı ilginin çoğaldığını belirterek, TL’nin diğer gelişmekte olan ülke para birimlerine göre daha iyimser tepki verdiğini ifade ediyor.

Koalisyon görüşmelerinin olumlu sonuçlanması ve yurt dışından gelen pozitif atmosferin devam etmesi durumunda dolar/TL’nin 2.65’in altına inebileceğini öngören analistler, 2.70’in direnç konumunda takip edileceğini dile getiriyor.

Analistler ‘aynı kalır’ dedi

Analistler, bugünkü Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Haziran ayı Para Politikası Kurulu (PPK) faiz kararının ile siyasi gelişmelerin piyasanın yönü üzerine etkili olacağını belirtiyor.

AA Finans’ın, TCMB’nin gerçekleştireceği PPK toplantısına ilişkin 14 ekonomistin katılımıyla gerçekleştirdiği piyasa beklenti anketine göre, ekonomistlerin tamamı politika faizinde (bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı), faiz koridorunun üst ve alt bandında herhangi bir değişiklik olmayacağını öngörüyor.

Faiz indirimi hükümet kurulduktan sonra

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, faizlerin indirilmesi gerektiği yönündeki görüşünü koruduğunu belirterek, hükümetin kurulmasıyla Merkez’in elinin rahatlayacağını söyledi. Merkez Bankası’nın Haziran faiz kararını açıklayacağı hatırlatılarak, faizlerin indirilmesi yönündeki görüşünü koruyup korumadığı sorusu üzerine Zeybekci şunları söyledi: “Faiz indirilmesi ile ilgili görüşlerimizi sonuna kadar koruyoruz. Türkiye’de faizlerin inmesi ekonominin yararınadır.” Zeybekci, faizlerin inmesinin maliyetlerin düşmesi ve yatırım ortamının iyileşmesi anlamı taşıyacağını belirterek, aynı zamanda daha çok istihdam ve daha çok büyüme demek olduğunu kaydetti.