Gazete Vatan Logo

Özgün olan, taklit edilemeyen kalıcı oluyor

Baba Zula 1996 yapımı "Tabutta Röveşata"daki müzikleriyle hayatımıza dahil oldu. 20'nci yılını kutlayan grubun kurucularından Murat Ertel'le konuştuk...

Özgün olan, taklit edilemeyen kalıcı oluyor

Baba Zula 20 yıldır sapasağlam yoluna devam ediyor... Sizce bir müzik grubunu gerçek anlamda "grup" yapan unsurlar neler?

Yılda yurt içi ve yurt dışı yaklaşık 70 ila 80 konser veriyoruz. Bu yolculuklarla beraber yılın 150- 160 günü grup olarak beraberiz demek oluyor. Aslında grup olmak bir çeşit evlilik gibi. Yürümesini sağlamak için herkesin kendisinden bir şeyler verip, kişisel egolarını mümkün olduğunca bir kenara koyması gerekiyor.

Türkiye'de yurt dışında en çok konser veren grupsunuz... Arada ne tür farklar var?

Dağlar kadar fark var. Yurt dışında özellikle Avrupa, Kuzey Amerika ve Japonya’da teknik altyapı çok iyi. Mesela "Kulis nerede acaba?" diye sorduğunuzda "Ne yapacaksınız ki?" gibi bir soruyla hiç karşılaşmadık. Üç metrekare alana bütün grubu sığdırmaya çalışmıyorlar.

İlham kaynaklarınız arasında Latin Amerika kültürü de var Aşık Veysel de... Bu sentezi nasıl yakaladınız?

Bol bol değişik müzikler dinlemeli. İçinde bulunduğunuz, doğup büyüdüğünüz kültürü küçümsemeyip ondan utanmamalı...

Haberin Devamı

Sizin gibi ikon haline gelmiş grupların belirli ritüelleri olur genelde...

Gündelik kıyafetler ile sahneye çıkmıyoruz. Mesela sahnede kot giymeyiz. Albümlerimizde kayıtlı parçalarımız ile konserlerde çaldığımız parçalar birebir aynı değildir.

"Müziğimiz için illa bir tanım gerekiyorsa, İstanbul ve Modern Halk Müziği diyebiliriz."

Baba Zula müziğini nasıl tanımlar?

Bunu en güzel bizi dinleyenler yanıtlayabilir. Müziği kategorize etmek aslında kapitalist sistemin bir pazarlama yöntemi. Bu şekilde daha kolay pazarlayabiliyorlar.

İlla bir tanım gerekiyorsa İstanbul müziği, modern halk müziği diyebiliriz.

2014'te "34 Oto Sanayi"yle karşımıza çıktınız. Projeler var mı?

Bu sene 20'nci yılımız nedeni ile bir duble albüm çıkartıyoruz. Albüm yurt dışında çıkacak. Ayrıca 20'nci yıl dünya turnemiz devam ediyor.

Bir röportajınızda "Belli bir efsanemiz olduğu söylenebilir. Bir hikâyemiz var çünkü. Gerçeğiz. Bir masalımız var" diyorsunuz. Birazcık açabilir misiniz?

Türkiye ve dünyanın pek çok yerinde TV ve video klipler üzerinden yürüyen bir sistem geçerli müzisyenler için. Biz bu sistemin dışındayız ama dünyanın her yerinde 20 yıldır fıldır fıldır çalıyoruz. Kulaktan kulağa konserden konsere yayılan bir titreşim bu. Ben kendimi bir hikaye anlatıcısı olarak görüyorum enstrümantal şarkılarda bile böyle. Gitmediğimiz yerlere bile bizden önce efsanemiz , hikayelerimiz varıyor

Haberin Devamı

Mirasımız zor yolu seçen gençlere kalacak

Mirasınızı kimlere/gruplara bırakacaksınız?

Gelişim, geçmişi birebir taklit ederek, kalıpları aynen uygulayarak sağlanamaz. Hiçbir zaman ustalarımızın eserlerini birebir çalarak onların parçalarını onların seviyelerinde çalamayız. Mirasımızı, kalplerinden geçen müziği korkusuzca icra eden ve zor yolu seçmekten çekinmeyen gruplara bırakacağız.