Kiraz Mevsimi’nde gelin kaynana savaşı başlıyor

Kiraz Mevsimi yeni sezon çekimlerine başladığında ben de Roma’ya gittim. Nemi’ye ilk vardığımızda da yönetmen Eda Teksöz’e “Buraya kadar geldiniz, sizden seyirciye turistik tur yaptığını hissettirecek sahneler bekliyorum” demiştim. O da bölümün açılışını izletmişti. Cumartesi akşamı ekrana gelen bölümde tamamını izleyince gerçekten çok sevindim. Türkiye’deki diziler arasında çekilmiş en iyi yurt dışı sahneleriydi. Kara Para Aşk’ta da İtalya sahneleri izlemiştik ama Kiraz Mevsimi’nin prodüksiyonuyla kıyaslanamazdı. O nedenle yapımdan rejiye herkesin emeğine sağlık! Gelelim dizinin yeni sezon hikâyesine... Öncelikle Öykü’nün Ayaz’ı terk edip İtalya’ya kaçma bahanesi son derece inandırıcılıktan yoksundu. Ama İtalya resimleri ve müzikler durumu kurtarmış. O güzel resimlere bakmaktan Öykü’nün kaçma sebebini unuttuk. Avni Yalçın ve Jale Arıkan konuk oyuncuydu ama diziye çok yakışmışlardı. Yeni sezon ilk bölümünü Öykü ve Ayaz’ın barışmasına, Öykü’nün Atlantis’in başına geçişine ayırmıştı. Hikâye yönünü gelin-kaynana savaşına çeviriyor. Öykü ve Önem’in arasında da Ayaz kalacak gibi görünüyor.

Haberin Devamı

Gerilim bağırarak yaratılmaz

Tatlı Küçük Yalancılar cumartesi akşamı veda etti. Sonunda A.’nın Açelya’nın ikiz kardeşi Akasya olduğu ortaya çıktı. Ama bölümün final sahnesinin kurulumu ve oyunculuklar 13 bölüme yazık edilmesine sebep olmuştu. Zira; Cesur, Akasya, Selin, Hande, Aslı ve Ebru sanki bir tiyatro sahnesindeydi. Hoş tiyatro sahnesi de bu kadar büyük ve altı çizilen oyunculuğu kaldırmazdı. Cesur’a hayat veren Alperen Duymaz, önce Akasya’nın yanında gibi davrandı. Ama öyle bir oyunculuk sergiledi ki, “Bu çocuk iki günde nasıl delirdi?” dememe neden oldu. Sonra onun bir oyun kurduğunu öğrendik. Bu defa “Bu kadar abartılı ve altını çizerek oynamasaydı” demeye başladım. Çünkü seyircinin gözüne sokulan bir oyunculuk performansı vardı. Aynı durum Akasya’yı oynayan Beste Kökdemir için de geçerliydi. Kabul ediyorum, çok zor sahneydi. Keşke iyi bir oyuncu koçuyla çalışıp bu sahneleri öyle oynasalarmış. Gerilim sadece bağırarak, fazla mimik yaparak ve titreyerek yaratılmaz. Ayrıca finalin “Bitti mi, sonunda kurtulduk mu?” diyaloğuyla yapılması işin doğasına uymamış. Tatlı Küçük Yalancılar Türkiye’ye uyarlanması zor ve riskli bir işti. Yapımcı ve kanal bu riski göze aldı. Dizi, yepyeni yüzler kazandırdı sektöre. Ama bu emeğin karşılığında final bölümünde daha çok özen beklerdim.

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR