Kanal D’de neler oluyor?

Bu sezona yılın en çok izlenen kanalı olarak başladı Kanal D. Eylül ve ekim ayında Tüm Kişiler ve AB’de birinci kanal. Ama kanaldaki kaos bitmiyor. Özellikle diziler konusunda hata üstüne hata yapıyor. O kadar fazla dizi siparişi var ki, hangisi başladı, hangisi sona erdi bilemez hale geldik. Öncelikle hem sektör, hem de izleyici Kanal D’ye çok kızgın. Kimse kendisini güvende hissetmiyor. Çünkü büyük hayallerle başlayan bir iş bir ayı tamamlamadan sona eriyor. Aylarca hazırlık yapan ekibin emeği bir anda çöp oluyor. İnsanlar işsiz ve itibarsız hale geliyor. Çünkü reytingi olmayan oyuncu, senarist, yönetmen olarak dedikoduları yapılıyor. Şu anda herkes umutsuz ve mutsuz. Peki, Bana Artık Hicran De, Benim Adım Gültepe, Yalan Dünya, Arkadaşım Hoşgeldin ve son olarak Urfalıyam Ezelden bu kadar hızlı bir kıyımı hak ettiler mi? Kesinlikle hayır. Bu sezon Tüm Kişiler ve AB denek grubu arasındaki fark ortada. Bir dizi Tüm Kişiler’de 30’uncu, AB’de 3’üncü olabiliyor. Daha önce böyle bir fark hiç yaşanmamıştı. Ciddi anlamda bir uçurum var. Bu düzende Kanal D yüzünü AB izleyici kitlesine dönmüş gibi görünüyor. Çünkü yayından kaldırdığı dizilerin hepsi AB'de iyi reyting alıyordu.

Haberin Devamı

Deneme yanılma tahtası oldu

Fakat kanalı sadece AB reytingi doyurmuyor. Belli ki, kanal her ne kadar birinci olsa da reklam alamıyor. Bir dizinin haftalık masrafı aldığı reklamla eşit değil. O nedenle diziler bitiyor. Bu açıdan baktığımızda kanal haklı gibi görünüyor. Çünkü dizilerin yapılma sebebi reklam almak. Eğer sonuçta kazandırmıyorsa bitirilmeli. Bu kanalın politikası. Zarar ettiği bir işi neden yaşatmak için uğraşsın ki? Fakat o noktada insanın aklına şu soru geliyor. Bu reyting sistemi yeni gelmedi. Bir süredir böyle olacağı da öngörülüyordu. Öyleyse neden bu işler seçilirken tasarımı hem Tüm Kişiler, hem de AB’ye göre yapılmadı? Kanal D gibi bir marka nasıl deneme yanılma tahtasına döndürüldü? O kadar çok iş sipariş edildi ki, neredeyse arkada bekleyeni yayına vermek için iş kaldırılıyor. Bütün bunlar kanal yayıncılığı ve finans alanında doğru hamleler olabilir ama biz izleyici olarak durumdan memnun değiliz.

Haberin Devamı

Güven kaybetti

Çünkü televizyonla yaşayan bir toplumuz. Diziler bizim hayatımızla bağ kurduğumuz arkadaşımız gibi. Onları izleyerek rahatlıyor, hayal kuruyoruz. Ne yazık ki, Türk toplumu böyle. Sosyalleşme aracımız diziler. Koskoca bir marka Kanal D. İzleyiciye de bu yıla kadar çok güven verdi. O nedenle kredisi yüksekti. Ama bu sezon uyguladığı politika itibarını kaybettirdi. Çevremdeki herkes “Kanal D’de yayınlanan bir idiziyi izlemem. Beklerim eğer tutarsa öyle izlerim” diyor. Yani kanala güven kaybı var. Hal böyleyken yapılacak hamle iş kaldırmak yerine o güveni yeniden sağlamak olmalı. Çünkü reklam kazanç, güven her şeydir. Aksi taktirde koskoca bir kanalın kan kaybedişini hep beraber izleyeceğiz!

DİĞER YENİ YAZILAR