Yılanların Öcü tutar mı?

Koliba Film-Ata Türkoğlu’nun yapımcılığını, Cemal Şan’ın yönetmenliğini üstlendiği, Cemal Toktaş, Hande Soral, Ceyda Ateş ve Rüçhan Çalışkur’un başrollerini paylaştığı Yılanların Öcü, çarşamba akşamı ilk bölümüyle görücüye çıktı. Böylece yeni sezonu da açmış olduk. Fakir Baykurt’un aynı adlı eserinden televizyona uyarlanan dizinin senaryosunda Esen Ali Bilen, Bekir Baran Sıtkı ve Rana Mamatoğlu imzası var. Daha önce 1962 ve 1985’te iki kez sinemaya aktarılan Yılanların Öcü ne yazık ki, televizyonda yarattığı beklentiyi karşılayamadı. Dizi, prodüksiyonundan rejisine, kostümünden makyajına, efektlerinden diyaloglarına sorunlu başladı. Öncelikle Kaderden Kaçılmaz isimli ilk bölüm için ritmi son derece düşük bir bölüm izledik. Zamanlama olarak bu kadar sıcak bir havada akmayan bir bölüm yapmak büyük hata olmuş. Hasan Saltık, olağanüstü bir müzisyendir ama ilk bölümde dinlediğimiz müziklerde ritmin düşmesine tuz biber olmuş.

Dekolteli hizmetçi olmaz

Yılanların Öcü bir köy hayatını anlatır. Dizide yönetmen Cemal Şan’ın yarattığı dünya ve karakter motivasyonlarıyla ne bir köy atmosferini kokladık, ne de gerçek karakterler izledik. Rüçhan Çalışkur izlemeyi çok sevdiğim oyunculardan biridir. Ama Irazca olarak hem Bayram, hem kızı için anneden çok babaanneye benziyordu. Remziye’yi oynayan Servet Pandur, kızını oynayan Şerife’nin yani Hande Kaplan’ın kardeşi gibi görünüyordu. Hande Soral, takma kirpikleri ve makyajlı halleriyle anne ve babasının cenazesinde ağlarken bir köy kızını yansıtmıyordu. Evin hizmetçi kızı Şerife’nin konakta göğüs dekoltesiyle gezmesi gerçekçilikten çok uzaktı. Kamuran’a kahve servisi yaparken dekoltesini açsa belki daha inandırıcı olurdu ama her şeyine karışılan Şerife köy yerinde o kılıkta gezmez.

Haberin Devamı

Yangın sahnesi kötüydü

Dizide Bayram ve Fatma yangında tanışıyor. Dizinin beşinci dakikasında başlayan yangını izlediğimizde bizim o ölen insanları tanımamız gerekmiyor muydu? Karaktere üzülmemiz ve bir bağ kurmamız için o aileyi tanımalıydık. Gelelim, Türk televizyon tarihinin en kötü yangın sahnesine… O efektler 2014 yılında tarihe geçer. 1990’lı yılların reality show’larında daha kaliteli yangın sahneleri izlemiştik. Bayram’ın Fatma’ya bir anda âşık olması da inandırıcı değildi. Kısaca, Yılanların Öcü, 2014’te ekrana gelen düşük prodüksiyonlu 1990 dizisi gibiydi. Fakir Baykurt’un romanı ekrana uyarlanırken özen ve gerçekçilik ilk sırada yer almalıydı. Dizi, Tüm Kişiler’de 3.49 reytingle ikinci, AB’de 2.48’le dördüncü, ABC1’de 3.14’le üçüncü oldu. Karşısında sadece Güzel Köylü varken bu sonucu aldı. Haftaya Benim Adım Gültepe, Kara Para Aşk ve Reaksiyon yarışa katılacak. Tüm rakiplerinden önce yayına giren ama ilk bölümle umduğunu bulamayan Yılanların Öcü’nün bu güçlü rakiplere direnmesi çok zor.

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR