Enkaz’ın altında siz de kalabilirsiniz

Haberin Devamı

Atölye Craft’ın Enkaz adlı oyunu 6 kısa oyundan oluşuyor. Ben de uzun süredir methini duyduğum oyunu izlemek için salona geçiyorum. Sahnede bizi saatine bakarak bekleyen bir kadın var. Sürekli “Birazdan gelecek” diyor. Ama ne gelen var, ne giden… Berrin Şeker Civil, hayalleriyle ve kendini kandırmasıyla bize harika bir performans sergiliyor. “Sırılsıklam Hoşlaşma” adlı oyun aslında bugünün ilişkilerine de sağlam bir gönderme yapıyor. Ardından Olgun Baran Kubilay sahneye çıkıyor. “Nasılsınız?” diyerek başlıyor karısı tarafından nasıl aldatıldığını anlatmaya… O anlatıyor, biz şaşırıyoruz. Bazen de kandırılıyoruz. Üçüncü oyunda, Serdar Kötük amatör bir stand-up’çı olarak karşımızda… Sempatikliği bir yana ilgi çekmek için sığındığı hikâyeyle önce büyük bir alkış alıyor. Ama daha sonra “Ben normalim” diye bağırmaya başlıyor. Oyun çıkışı Serdar’a bu normallik vurgusundan duyduğum rahatsızlığı anlattım. O da “İşte tam yapmaya çalıştığımız şey buydu. Rahatsız olmanızı istedik” dedi. Ölüler Diyarı beni en çok etkileyen oyundu. Sahnede terör mağduru Gözde Kansu ve ölü İbrahim Aslan var. Onlar hikâyelerini anlatırken kendimi İbrahim’e kızarken buluyorum, Gözde ağlarken ben içime içime ağlıyorum. Her şey sıradan bir ilişki gibi görünürken oyunun sonu 20 Kasım 2003’te bir bankanın önünde patlayan bombaya ve terör saldırısına bağlanıyor. Oyun biterken Gözde’nin “Unuttunuz mu?” diye haykırması kulağımda çınlıyor.

Hikâyelerden hangisi gerçek?

Ardından sahneye 20’de Aşk oyunu için Gül Arıcı çıkıyor. Ben de nedense bir önyargı var. Sıkıcı olacağını düşünüyorum. Ama Gül performansıyla beni kendisine hayran bırakıyor. Son oyun Yalancılar Kulübü. Sahnede dört yalancı var ve anlattıkları dört müthiş hikâye… Erdeniz Kurucan, Onur Dorsun, Lesli Karavil ve Ezgi Esma Kürklü inanılması çok güç ama bir o kadar da gerçek hikâyelerini anlatırken seyirci de alaycı bir gülüş var. Oyun bittiğinde bir oylama başlıyor. “Anlattığımız hikâyelerden hangisi gerçek?” diye soruyorlar. O kadar inandırıcı oynuyorlar ki, kafamız karışıyor ama bana kalırsa Ezgi Esma Kürklü’nün aldatma hikâyesi çok gerçekti. Oyun biterken benim ruhumda onlarca iz bırakıyor. Çağ Çalışkur’un yönettiği Enkaz’ı izleyin, çünkü o enkazın altında kalan siz de olabilirsiniz. Enkaz, 1-15-22 Şubat Cumartesi, 5 Şubat Çarşamba ve 13-20-27 Şubat Perşembe Atölye Craft’ta…

Kayıp’ın kazandırdıkları

Mete Horozoğlu, Aslı Enver, Kaan Taşaner, Dolunay Soysert ve İlker Kaleli’nin başrollerini oynadığı Kayıp pazartesi akşamı final bölümüyle ekrana geldi. Başladığı günden beri Kayıp’ın zor ve tutması zor bir

proje olduğunu söyledim. Ne yazık ki, haklı çıktım. Aslında bu sezonun en kaliteli işlerinden biriydi. Keşke Kanal D risk alsaydı ve Kayıp’ı 60 dakika yapıp 22.30’dan sonra yayınlasaydı. O zaman sektörde öncü olurdu. Kayıp gibi projelerin bu reyting sisteminde yaşaması zor. Ama ekranda böyle işlere de ihtiyacımız var. Neyse olan oldu. Zeynep Günay Tan, Kayıp’la bize yine harika bir yönetmen olduğunu kanıtladı. Doğum yapacağı için diziyi Deniz Koloş ve Baran Özçaylan’a devretti. Böylece sektöre iki yönetmen daha kazandırdı. Aslı Enver bugüne kadar izlediğim en iyi performansıyla karşımızdaydı. İlker Kaleli, Mete Horozoğlu ve Kaan Taşaner, ne kadar iyi oyuncular olduğunu kanıtladı. Yunus Emre Terzioğlu, Fahri karakteriyle takip edilecek oyuncular listeme girdi. Açıkçası tüm oyunculuklar tertemizdi. Kayıp, öyküsünden rejisine, oyunculuklarından müziğine bize harika bir iş sundu. Tüm ekibin emeğine sağlık.

DİĞER YENİ YAZILAR